Meme kanseri nasıl anlaşılır?
Erkeklerde de görülmesine karşın kadınlarda görülme oranı tam 100 kat daha fazla olduğu için tüm kadınların korkulu rüyası haline gelen meme kanseri, gelişen modern tıbbın imkanları sayesinde tedavi edilebilir ve hastaların büyük bir bölümünün kısa süre içinde atlatabildiği bir kanser türü haline dönüşmüştür. İstatistiksel olarak günümüzde meme kanserine yakalanan kadın erkek toplam hastaların %95’inden fazlası kurtulmaktadır. Ancak yine de dünya genelinde “her yıl 40 binin üzerinde kadının meme kanseri sebebiyle yaşamını yitirmesi”, hastalığın kadınların korkulu rüyası olmayı sürdürmesine sebep olmaktadır. Araştırmalara göre dünya genelinde akciğer kanseri ile birlikte en yaygın görülen kanser türlerinden biridir. Meme kanserinin nasıl anlaşılacağına dair bu yazı da dahil olmak üzere internet üzerinden alınan bilgilerden ziyade “uzman bir hekime danışmak” ve doktorun söyleyeceklerine güvenmek yapılacak en doğru hareket olacaktır.
Meme kanserinin risk grubunda olan kadınların erken aşamada kanseri fark etmesi ziyadesiyle önemlidir. 50 yaş üzerinde olan, birinci dereceden akrabalarında meme kanseri olan, 12 yaş öncesinde adet görmeye başlayan, çocuk doğurmamış, 50 yaşını geçmiş olmasına karşın adet görmeyi sürdüren her kadın meme kanseri için risk grubundadır. Ancak bu grubun dışında kalan kadınların da meme kanserine yakalanabileceğini unutmaması gerekir. Ayrıca özellikle daha önce meme kanseri olmuş ve tedavi sürecini tamamlayarak sağlığına kavuşmuş olan kadınların da diğer memesinde aynı sorunun baş göstermesi söz konusu olabilmektedir. Meme kanseri kadın erkek fark etmeden gençlerde de görülebiliyor olmasına karşın asıl riskin ilerleyen yaşlarda gündeme geldiği söylenebilir. Meme kanserinin anlaşılması için her kadının uygulayabileceği en basit yöntem elle kontroldür.
Elle kontrolün ayda bir defa ve her adet döngüsünün 5, 6 veya 7. günü aksatılmadan yapılması tavsiye edilir. Bunun temel nedeni ise adet döngüsünün başlamasının ardından kadınların vücudundaki Progesteron ve Östrojen hormonlarının “nispeten” azalması ve bunun da meme dokusunun incelenmesini kolaylaştırmasıdır. Adetin yaklaşmasıyla birlikte kadınların göğüslerinde de bir şişkinlik oluşmakta, bu da elle yapılan bireysel kontrollerde kitlelerin fark edilmesini zorlaştırabilmektedir. Kadınların kendi kendini elle muayene ederek doğru sonuca varması için meme dokusunu sadece tek bir pozisyonda değil, birkaç farklı ve bazı hekimlerce beş farklı pozisyonda kontrol etmesi gerekir. Meme dokusunun arkasındaki kaslar farklı duruşlarda farklı şekilde kasıldığından birden fazla pozisyonda meme dokusunun kontrol edilmesi daha sağlıklı sonuç vermektedir.
Elle kontrol; koltuk altından köprücük kemiğine, memenin alt bölümünden göğüs kafesine kadar tüm meme dokusunun “baş ve serçe parmak dışında kalan üç parmakla” bastırılmadan veya sıkılmadan yoklanmasıdır. Burada aranan, meme dokusunda normalde olmaması gereken sert bir kitledir. Parmak uçlarının memeden ayrılmadan dairesel hareketlerle tüm meme dokusunu taraması, elle kontrol yönteminde dikkat edilmesi gerekenlerin başında gelir. Aşağı yukarı taramalarla da parmakların cilt teması kesilmeden meme dokusunun kontrol edilmesi mümkündür. Ayrıca bu elle kontrol uygulamasının her meme için 3 defa hafif, 3 defa orta ve üc defa da daha kuvvetli bastırarak dokuz defa tekrarlanması tavsiye edilir. Son olarak her yıl en azından bir defa meme kanseri riskine karşı hekim kontrolüne gidilmesi ve en doğru bilgi için internet sitelerinden öte doktorlara güvenilmesi gerektiği de unutulmamalıdır.