Mercimek Ahmet kimdir?
15. asrın önemli çevirmenlerinden biri olan Mercimek Ahmet Türkçeyi konuşma diline yaklaştırmış olan yazar olarak tanınmaktadır. Mercimek Ahmet’in nerede ve ne zaman doğduğu hakkında kaynaklarda net bilgiler bulunmamaktadır. Yazarın Osmanlı Sultanı II. Murat zamanında yaşadığı Kabusname adlı ünlü eserinin önsözünden anlaşılmıştır. Yazar padişahın büyük beğenisini toplamasından dolayı Farsça olarak kaleme aldığı eserini Türkçe’ye çevirmiştir.
Mercimek Ahmet Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’în babası II. Murat’ın emri doğrultusunda 11. Yüzyılda Kuhistan hanlarından olan Keykavus’un oğlu Giylanşah’a nasihatlerinden meydana gelen “Kabusname” adlı ünlü eserini Farsçadan Türkçeye çevirmiştir. Yazar öylesine büyük bir ustalıkla eserini çevirdi ki üzerinden yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen eser hala çok önemli bir kaynak olarak önemini korumaktadır. Eseri son derece sade bir dil ile sadeleştirmiştir. Kullanılmış olan bu sade dil eserin günümüze kadar ulaşmasının en önemli nedenidir. Bu dönemde Anadolu’nun en önemli eserlerinden biri olmuştur. Bu eserde, görgü, ahlak, astronomi, musiki, ticaret, şiirler ve avcılıkla ilgili bilgiler ve nasihatler yer almaktadır.
Bu eserin birinci baskısı Orhan Şaik Gökyay 1944 yılında notlar ve önsöz ilave ederek Milli Eğitim Bakanlığı yayınları arasında bastırmıştır. Bu kitap ayzarın oğluna vermiş olduğu tavsiye ve bilgilerden meydana getirilmiştir. Kitabın aslı nasihatname niteliğinde olmasına rağmen Kabusname adı tercih edilmiştir. Bu eser aynı zamanda Almancaya, Fransızcaya ve İngilizceye de çevrilmiştir. Bu eser dönemindekği aydınlar için büyük bir kaynak olmuştur. Eser zamanında uyumaktan, emanet saklamaya, yemek yemekten şarap içme adabına, misafir ağırlamaktan çocuk terbiyesine akdar farklı konularda çeşitli nasihatlerin olduğu tam kırk dört bölümden oluşmaktadır.
Kabusname de o dönemdeki bir çok önemli eser gibi bilgisiz kimseler tarafından eklemelere uğramış olan bir kaynak kitaptır. Günümüze gelene kadar eserde bir çok eklemeler olmuştur. Kimi bölümler çıkarılmıştır. Eserin farklı metinleri bu yüzden ortalıkta gezmektedir.
Mercimek Ahmet 15. Yüzyıl artistik Osmanlı nesrinin karşısına Türkçenin konuşma diline yakın, sade, açık, kısa cümleli nesir biçimini Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad onları büyük bir sevgi ile karşıladı ve sürekli olarak korudu. Yazar döneminin en önemli alimlerinden çeşitli dersler aldı. Babasının ölümü üzerine büyük medreselerde dersler vermeye başlamıştır. Konya’ya gelen Tebrizi Şems (Şemsi Tebrizi) ile tanışma imkanı buldu. Onunla yakın bir dost oldu. Tasavvuf! aşkın coşkun deryasına giren yazar Konya’da öldü.
Mercimek Ahmet’in telif eseri bulunmamaktadır. Eserde öğütlere bir örnek vermek gerekirse:
“Bu öğütlere gönül kulağını açık tut
Ey oğul!
Bilmiş ol ki, artık ben kocadım. Zayıf ve azıksız olarak yol ağzına kadar geldim. Ölüm mektubunu elime sundular. O mektup, sakalın ağarmasıdır. Adamın sakalı ağardığında Allah tarafından bir ses gelir:
“Ey kulum, hazırlan, bu dünyayı bırakıp öbür dünyaya geçeceksin…”
Şimdi ey ciğerköşem! Ölmeden önce seni iyilik yoluna ve iyi kimselerin izine yönlendirmek istiyorum. Tecrübelerle elde ettiğim birkaç öğüdü sana yadigâr olarak bırakıyorum. Bu öğütlere uyarak hareket edersen, her muradına erersin ve iyi isim kazanırsın, zamanın elinden sille yemezsin. Çünkü baba şefkati, oğlunun zamanın elinden azar yemesini istemez. Öyleyse sen de gönül kulağını bu öğütler için açık tut, sonra pişman olmayasın. Gerçi zamanımızda her oğul babasının sözünü tutmuyor, ama inşallah kabul edersin.”.