Mevlit nedir, özellikleri nelerdir?

Mevlit sözcüğü dilimizde önceleri Arapça’da olduğu gib ”doğma, doğuş” kavramlarını karşılamak için kullanılmış; daha sonraları ise özel bir anlam kazanarak Hz. Peygamber’in ”dünyaya gelişini, doğduğu zamanı, hayatını, mucizelerini, gazalarını, ahlakını, vefatını ve başka yönlerini konu alan eserlere denilmiştir.

Mevlit zaman içerisinde Peygamber’in doğumu münasebetiyle yapılan ”anma törenleri” için de kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin sosyal hayatında ”Mevlit” törenlerinin özellikle 1603 tarihinden sonra resmi bir kimlik kazandığı görülür. Çünkü; o tarihten itibaren her sene Ramazan ayının on yedinci geceside Mekke’de ve Rebi’ül – evvel ayının on ikinci gecesi Medine’de bir meclis düzenlenip bütün masraflar için defter tutulmuş ve hazineden mevlit törenleri için para ayrılıp gönderilmiştir.

mevlit

Türk edebiyatında mevlit türü, hemen hemen bütün İslam edebiyatlarında olduğundan daha fazla ilgi görmüştür ve buna bağlı olarak da önemli bir gelişme göstermiştir. Bunun en büyük nedeni Türkçe ilk mevlit olan ve ”günahlardan kurtuluş vesilesi” anlamına gelen Vesiletü’n-Necat’ın Türk halkı tarafından çok beğenilip sevilmesi ve sonucunda muhteşem bir şöhrete ulaşmasıdır.

Süleyman Çelebi’nin Vesiletü’n-Necat’ı zamanla yazılan bütün mesneviler üzerinde az veya çok etkili olmuştur ki bunu eserleri incelediğimizde bazen yüzeysel bazen ise derinsel olarak gözlemlemek mümkündür. Zaman içerisinde ise Arapça, Arnavutça, Boşnakça olmak üzere daha pek çok dile çevrildiğini görüyoruz. Bu sayede Süleyman Çelebi’nin ünü de dünyayı sarmış ve bu eseri ile bir dünya şairi olmuştur.

Klasik Türk Edebiyatı içerisinde bir edebi tür olarak mevlit diğer türlerden oldukça ayrı bir yer tutmuş ve saygı görmüştür. Hem halk şairleri hem de divan şairleri mevlit ile yakından ilgilenmişlerdir. Aynı zamanda bu tür halkın da derin ilgi ve sevgisine mazhar olmuştur. Mevlit metinlerine baktığımızda karşımıza hem manzum hem de mensur örneklerin çıktığını görürüz. Özellikle mensur mevlitlerde dile baktığımızda son derece secili ve sanatlı olmakla beraber yine de anlaşılır bir üsluba sahip olduğunu görürüz. Bu dönemde mevlit türünde verilen eserler arasında ise bizleri iki önemli isim karşılar. Bunlardan biri yazımızda detaylıca bahsetmiş olduğumuz Süleyman Çelebi ve onun Vesiletü’n-Necat adlı eseridir. Bir diğeri ise Hamdullah Hamdi’nin Ahmediyye adlı eseridir.

Bir Cevap Yazın