Mezopotamya uygarlıkları nelerdir?
Ortadoğu coğrafyasının kalbi olmasının ötesinde medeniyetlerin de beşiği olan Mezopotamya, tarihçilerin ve arkeologların en çok araştırma yaptığı ve bilinen insanlık tarihinin ilk dönemlerine dair en eski bilgilerin edinildiği bir bölgedir. Diğer pek çok şey gibi yazıyı da ilk olarak kullandığı “kabul edilen” ve nereden geldiklerine dair tartışmaların hala sürdüğü Sümerlerin anavatanı olan bu bölge; coğrafi olarak Dicle ile Fırat nehirlerinin arasında kalmaktadır. Günümüz İran’ının Güneybatı toprakları, Güneydoğu Anadolu, Suriye’nin Kuzeyi ve Irak; Mezopotamya olarak tabir edilen medeniyetin başlangıç coğrafyasını oluşturmaktadır. Günümüzü tarihçileri ve arkeologları, bilimsel yöntem ışığında incelediği medeniyet tarihinde ilk okuryazar toplumun Mezopotamya’da ortaya çıktığını kabul etmektedir. Mezopotamya coğrafyası bilim literatürüne uzun süre önce girmiş ve kemikleşmiş bir tabir olsa da, aslında bilindiği kadarıyla bu isimle anılan herhangi bir devlet ya da siyasal yapılanma bulunmamaktadır.
Mezopotamya’da binlerce yıldır var olmuş oldukça fazla medeniyet bulunsa da bunların en önemlileri; Sümerler, Akadlar, Asurlar, Babiller, Ur Hanedanı, Medler, Urartular, Persler olarak sayılabilir. Mezopotamya coğrafyasında bugüne dek onlarca farklı siyasi yapı kurulmuş olsa da, bu medeniyetlerin en eski ve tarihsel gelişim süreci açısından belki de en önemlisi Sümerlerdir. Dünyanın birçok farklı ülkesinden gelen arkeologların ve tarihçilerin araştırmalarına konu olan Sümerler, Mezopotamya uygarlıklarının birçoğunun da temellerini atmıştır. Sami kökenli olmayan Sümerler kadar önemli olan bir diğer uygarlık ise aslen Sami olan Akadlardır. Sümer kültürünü benimseyen ve kısa süre içinde yükselişe geçen Akadlar, medeniyetin gelişimine de büyük destek vermiştir.
Hammurabi kanunlarından bilimsel araştırmalara bilinen insanlık tarihi açısından sayısız önemli gelişmenin yaşandığı Mezopotamya coğrafyası, insanoğlunun dünya üzerindeki yaşamına başladığı ilk günden itibaren en önemli coğrafi bölgelerden biri olmuş, günümüzde de olmaya devam etmektedir. Tarım için son derece bereketli topraklara sahip olması, Mezopotamya’da pek çok kavmin yerleşik hayata geçmesini ve bu doğrultuda daha da hızlı bir şekilde gelişmesini sağlamıştır. Bölgenin medeniyetler beşiği olarak anılmasında toprakların tarıma son derece elverişli olmasının muazzam derece büyük bir önemi bulunmaktadır. İklim şartlarının da gerek tarım gerek hayvancılık gerekse de yaşam için oldukça uygun olması pek çok medeniyetin daha rahat bir yaşam için Mezopotamya’yı tercih etmesine ve bu yaşamı sürdürebilmek uğruna pek çok savaş vermesine neden olmuştur. Bilinen insanlık tarihinin ilk dönemlerinden bu yana pek çok olaya sahne olan Mezopotamya, mitoloji ile bilmin harmanlandığı özel bir coğrafyadır.