Migren tedavisi nasıl yapılır?

Migren hastalığının tedavisi için öncelikle tanının doğru olarak yapılması gerekir. Hastaların başka bir hastalığının olması

migren

durumunda, bu rahatsızlığında tedavi planı yapılmalıdır. Meydana gelen belirtilerin yok edilmesine yönelik bir tedavi şekli oluşturulmalıdır. Migrenle beraber bulunan hastalıkların tedavi yöntemi migren hastalığının tedavisinde bazen avantaj sağlarken, bazen de kısıtlamalara yol açar. Hastalıkla birlikte olan diğer rahatsızlıklar mani, inme,  depresyon, epilepsi, panik atak gibi durumlardır. Tedavi için mutlaka oluşan belirtilerin dikkate alınması gerekir. Migren ilaçları sıradan baş ağrısı olan hastalarda tedavide etkili olmayıp, zararlı da olabilir. İlaç tedavilerinin dışında düzenli bir yaşam sürülmesi, gevşeme, egzersiz yapmak, uyku düzeninin sağlanması, sigara içmemek, beslenmeye dikkat etme gibi uygulamalara dikkate alınmalıdır. Uygulanacak ilaç tedavisi baş ağrılarının sıklığına ve şiddetine, belirtilere, diğer hastalıkların bulunmasına ve önceden uygulanan tedavilerdeki duruma göre belirlenmektedir. Erken başlanan ilaç tedavisi baş ağrısının şiddetlenmesine engel olarak, tedavinin daha etkin olmasını sağlayacaktır.

Migren için uygulanacak tedavi yöntemleri nedir?

Akut tedavi: Uygulanan tedavi atağı yaşayan kişinin özelliklerine ve atağın durumuna göre planlanmalıdır. Hastaya daha önce uygulanan tedaviler incelenmeli, olumluysa buna uygun tedaviyle başlanmalıdır. Bu tedavi baş ağrısının oluşmasından sonra ilerlemesini durdurmak veya ağrıyı kesebilmek için uygulanır. Farklı şekillerde uygulanan akut tedavi vardır. Burada kullanılacak ilaç belirtilerin durumuna, baş ağrıların şiddetine ve sıklık derecesine, migrenle birlikte olan diğer hastalıkların durumuna ve önceden uygulanan tedavilerin duruma göre belirlenir. Aşırı miktarda ilaç kullanımı yapılmamalıdır. Bu yapılan tedavinin başarısız olmasına sebep olur. Ağrıya en fazla etkili olacak ilaç tercih edilmelidir. Yapılan tedavi kişiye özel olarak uygulanmalıdır. Hafif ağrıları olan hastalarda NSDID ve analjezikler kullanılmalıdır. Analjezik tedavinin yetersiz kalması halinde, triptan kullanılmalıdır. Hızlı bir tedavinin gerektiği durumlarda oral dışı triptan tercih edilmelidir.

  • Basit ve kombinasyon şeklinde analjezik ve NSAID: Hafif ağrıları bulunan hastalara basit analjezikler verilmektedir. Hastaların baş ağrısı yalnız analjeziklerle ya da kafeinle kombine edilen aspirin veya parasetamol gibi basit analjezikler yardımıyla kesilebilir. NSAID’ler ise gastrik yan etkilere neden olduğundan daha az kullanılmaktadır.
  • Barbiturat hipnotikler: Bu içeriğe sahip ilaçların etkinliğine dair fazla bir çalışma bulunmamaktadır. Diğer ilaçların etkisiz kaldığı hallerde tercih edilmektedir.
  • Ergotamin ve Dihiroergotamin (DHE): Analjezikler faydalı olmadığında ya da yan etkilerinin görülmesi durumunda tedavilerde ergotamin kullanılmaktadır. DHE ergotamine nazaran daha az yan etkiye sahiptir. DHE hastalara faydalı olacağı gibi, hastalarda tekrarlama riskini ve bulantıyı azaltmaktadır. DHE hamile kalmayı isteyenlerde, hipertansiyonu bulunanlarda, karaciğer ve böbrek yetmezliği problemi olanlarda, koroner damar hastalıkları olanlarda kullanılmamalıdır.
  • Triptanlar: Tedavide hem etkin, hem de güvenli olacak olan ilaçlar, atak geçiren her hastaya uygulanabilir. Analjeziklerin yararlı olmadığı hallerde, bu ilaçlar uygulanmalıdır.
  • Opioidler: Baş ağrısında tedavi sağlamayan epoid dışında olan ilaçların yerine kullanılabilecek ilaçlardır.

Önleyici tedavi (Profilaktik): Ağrının bulunup bulunmadığı dikkate alınmadan, oluşan atakların şiddetini azaltmak ve atak süresini düşürmek için kullanılır. Bunlar atak öncesinde uygulanmaktadır. Atağı tetikleyen bir neden olması halinde ve ağrının öncü belirtisi olduğunda hastalarda uygulanabilir. Tedavi kısa ve uzun süreli olarak uygulanabilir. Kısa süreli olan tedaviler tetikleyici etkenlerin bulunması halinde, ataklardan bir kaç gün öncesinde kullanılır. Uzun vadeli olan tedavilerde ise, ağrının oluşma sıklığını azaltmak için günlük olarak uygulanmaktadır. Gebelik döneminde uzun süreli tedavi uygulamasından kaçınmak gerekir. Bu tedaviler önce düşük dozlarla başlamalı, dozlar yavaş miktarlarla arttırılmalıdır. Dört haftaya kadar etkilerinin görülmesi gerekir. Bazı hastalarda daha kısa sürede etki yapabilir.

Bir Cevap Yazın