Milet neresidir?
Kaynaklarda İyonya olarak geçen bölgenin en eski ve önemli şehri olan Milet günümüzde Söke ilçesinin kuzeyinde eski balat köyü yakınlarında yer almaktadır. Şehir kurulmuş olduğu dönemde deniz kenarında ve Büyük Menderes Irmağı’nın denize döküldüğü yerde bulunmaktadır. Biri doğudaki koyda, diğer üçü ise batıda bulunan dört limanı bulunuyordu. Büyük Menderes Irmağı’nın taşıdığı alüvyonların denizi doldurmasıyla şehir bugün denizden son derece uzak bir noktada bulunmaktadır. Bir zamanlar Milet’in batısında kıyıdan açıkta yer alan Lade Adası da günümüzde Milet Tiyatrosu’nun biraz uzağında bulunan bir tepe olarak kalmıştır.
Tarihi Kuruluşu oldukça eskilere uzanan Milet M.Ö 200 yıllarının ortalarından başlamak üzere Mikenler’in egemenliğine girmiştir. Yapılmış olan kazılarda bu dönemden kalma kent duvarları evler ve çok sayıda çanak çömlek elde edilmiştir. Kent M.Ö 10. Yüzyılda Yunan Yarımadası’ndan gelen İyonlar tarafından ele geçirilmiştir.
Milet özellikle M.Ö 7. Ve 6. Asırlarda en görkemli zamanını yaşamış ve çok zenginleşerek İyon dünyasının merkezi olmuştur. M.Ö 6. Asırda Lidya saldırılarına karşı koyan kent bağımsızlığını koruyabilmiştir. M.Ö 545 yılında Persler Batı Anadolu’nun tamamını egemenlikleri altına almışlardır. İyonya kentlerinden sadece Milet persler ile barış yaparak bağımsızlığını devam ettirmiştir. Ama Persler İyonyalılar ile kolonileri arasında bulunan bağlantıları kesince Milet M.Ö 500 yıllarında İyonya’daki ayaklanmaya liderlik etmiştir. Önceleri diğer İyonya kentleri ile birlikte bazı başarılar sağladı ise de sonunda Persler üstün gelmiştir. İyonya donanmasının yenilgiye uğradığı Lade Savaşı’na 80 gemi ile katılan Milet bütün donanmasını kaybetmiştir. Şehir M.Ö 494 yılında Persler tarafından yakılıp yıkılmıştır.
İyonya kentleri arasında sanat ve ticaret alanında en önde gelen Milet’in bilim dünyasına da önemli katkıları olmuştur. Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes, coğrafya alanında Hekataios, şehir planlamacısı Hippodamos ve İstanbul’daki Ayasofya’nın mimarlarından biri olan İsidoros Milet’lidir. M.Ö 5. Asırda Atina’nın kabul etmesi ile Milet alfabesi Yunan dünyası tarafından kabul edilmiştir. Roma zamanında bağımsız bir şehir olan Milet, Bizans döneminde önemini kaybetmiştir.
Kentin dört limanı bulunmaktaydı. Bunlardan en önemlisi batıdaki üç limandan biri olan Aslanlı limanıdır. Aslanlı Körfezi olarak isimlendirilen koy, şehrin savunması açısından büyük öneme sahipti. Girişi son derece dar olduğu için zincirler ile kapatılıyor ve böylece çok korunaklı bir deniz üssü meydana getiriliyordu.
Milet kentinin kalıntıları arasında en sağlam kalan yapı bir yamacın üzerinde yer alan tiyatrodur. Görkemi ile dikkat çeken bu tiyatro Türkiye’deki tarihsel yapıların en etkileyici olanlarından biridir. Yapılmış olan kazılarda tiyatroda üç yapı evresi tespit edilmiştir. M.Ö 4. Asırda yapılan ilk tiyatro Helenistik dönemde genişletilmiştir.
Milet’te zamana karşı direnerek ayakta kalan yapıtların en önemlilerinden biri Faustina Hamamı’dır. Roma İmparatoru Aurelius’un karısı II. Faustina tarafından yaptırılmıştır. Yapının sütunlar ile çevrili olan avlusundan uzun bir salon biçimindeki soyunma yerine geçilmektedir.Soyunma salonunun kuzey ucunda esin tanrıçaları Musalar2ın heykelleri bulunmaktadır. Tanrı Apollon için yapılmış olan Delphinion şehrin en büyük kutsal merkeziymiş. Günümüzde sadece temel kalıntıları bulunmaktadır.Millet’te eskiçağ kalıntılarının yanı sıra Menteşeoğulları döneminden kalma yapıtlar da bulunmaktadır. Bunların başlıcaları İlyas Bey Camisi,Türk Hamamı ve iki katlı handır.