Militarizm nedir?
Toplum genelinde oluşan sorunların askeri yönetim ve müdahale ile çözülmesine yönelik bir tutum olan militarizm, ordunun baskın güç olmasına ve sorunların çözümünde başvurulacak ilk kaynak olarak kabul edilmesine yönelik fikirlerdir. Latince “savaş ile ilgili, askerlikle alakalı” manasına gelen military kelimesinden dilimize militarizm şeklinde geçmiş olan bu tabir, silahlı kuvvetlere her tür konuda öncelik tanınması manasının dışında savaşın da yüceltilmesiyle ilgili bir kavramdır. Militarizm, kendine askeri kültürde yer bulan tüm değerlerin toplumun ortak değeriymiş gibi algılanması olarak da ifade edilmektedir. Sivil alanın askeri uygulamalarla şekillenmesine yönelik çalışmalardan tesirli uygulamalar ile toplumun yönlendirilmesine kadar oldukça geniş bir içeriğe sahip olan militarizm kavramı, sosyologlardan tarihçilere hala birçok insan tarafından tartışılmaktadır.
Ülkelerin yönetimine el konulmasını sağlayan askeri darbeler de militarizmin etkileşim süreci içinde görülmektedir. Ancak bu aşamada darbelerin bu süreçle doğrudan ya da dolaylı ilişkisini olduğunu söylemektense, birçok karmaşık farklı etkenin bu tür bir tutum sergilenmesine sebep olduğu ve bu anlayışın da bu çok faktörlü oluşumun bir parçası olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Zira tek başına etkileşme mümkün olmadığından, karşılıklı birçok mekanizma bu tür süreçlerin gelişmesinde etkili olmaktadır. Ayrıca bazı durumlarda sivil kesim de aktif bir katılım göstererek militaristleşme sürecini destekleyebilmektedir. Halkın kendi istediği ile ülkede militarist bir rejimin bulunması, durumun daha da farklı hale gelmesine sebep olmaktadır.
Savaş hazırlığı yapılmasının da militarizm süreci olduğunda dair görüşler de bulunmaktadır. Belirtildiği üzere günümüzdeki bilim insanlarının, bağımsız araştırmacıların ve filozofların militarizm kavramı ile ilgili farklı fikirleri bulunmaktadır. Savaşa girilmesi için yapılan tüm hazırlıkların bir sosyal etkinlik olarak görülmesini sağlayan tüm düşüncelerin militarizm ile ilgili olduğuna dair birçok görüş de bulunmaktadır. Bu aşamada militarizmin sadece savaşla ilgili olmadığı ve savaşa hazırlık süreçlerini de ilgilendirdiği fikri akla gelmektedir. Hiçbir zaman bir savaş yaşanmasa dahi savaşa hazırlık süreci sürekli devam edebilir ve bu nedenle militarist düşünce etkinliğini koruyabilir. Zira bazı düşünürler militarizm düşüncesinin savaşlardan çok barış dönemlerinde etkin olduğunu ve geliştiğini savunmaktadır.
Ordunun siyasal ve daha da önemlisi toplumsal olaylara doğrudan müdahalede bulunması olarak da tanımlanan militarizm, bu tarz düşünenler tarafından şiddet kullanımının meşru görülmesi olarak da ifade edilmiştir. Bu düşünürler militarizmin hiyerarşik yapılanmanın yüceltilmesini sağladığını ve toplumsal olaylarda ordunun etkin güç olmasına neden olduğuna dair görüşler belirtmiştir.