Mimikri (hayat kurtaran benzerlik) ne demektir?
Dünyadaki canlı çeşitliliği, bunların birbiriyle ilişkisi bunları gözleyenler açısından genellikle karmaşık ve etkileyicidir. Bu konuda yapılan çalışmalar, karmaşık süreçler hakkında oldukça önemli bilgiler vermektedir. Mimikri canlılar arasındaki etkileşimler içinde oldukça ilginç olanlardan biridir.
Mimikri canlılar arasındaki bir türün avcılardan kurtulması için, çiftleşmesi, soyunu devam ettirebilmesi için, başka bir tür canlıya benzemesi ya da iki türün birden birbirine benzemesidir. Bu değişiklikler canlıların davranışlarını kapsayabildiği gibi, kokusu, sesi, hatta görünüşlerinde bile olabilir. Mimikri ekoloji ve genetik üzerine çalışan evrimsel biyologların her zaman ilgisini çekmiştir. Canlı türlerinin hayatta kalma adına bu şekilde karmaşık süreçler içinden geçmesinin sadece gözle görülen benzerlik değişikliklerinin dışında, canlı türlerinin evrimi ve genetik hakkında önemli bilgiler verir.
Mimikri türleri
Batesian mimikrisi: Bu bir tür yalan beyan bildirimi gibi işler. Canlıların hayatta kalması bir bedel karşılığında olur. Canlılarda karmaşık düzen içerisinde bu bedeli ödeyebilmenin yolunu daima bulur. Bunu gerektiğinde yalan söyleyerek yapar. Canlı türleri yaşam alanları olan doğada avcılar tarafından devamlı olarak tehdit altındadır. Canlılarda bu tehditlere karşı koyabilmek için evrimleşme eğilimi gösterirler. Kendilerini avlamak isteyen avcılardan uzak tutacak her özellik onlar için değerlidir. Bu mekanizma ile bazı türler, dışarıya zehirli ya da tehlikeli olduklarını gösterecek bazı renklere bürünürler. Buna aposematizm adı verilir. Bu renkler tamamen olmasa bile genellikle canlı ve ilgi çeken renklerdir. Burada verdikleri uyarı oldukça açıktır. Benden uzak dur, başına bela olabilirim. Ancak avcılar açısından bu çok basit değildir.
Doğa bilimcisi Hanry Walter Bates yaptığı gözlemler ve keşiflerle mimikri üzerine önemli bilgiler elde etmiş, bunları kitap haline getirmiştir. Bates canlılar arasındaki bazı zararsız türlerin kendilerini kötü tatlı ya da zehirli canlılara benzettiğini tespit etmiştir. Bu nedenle bu mimikri Bates mimikrisi adıyla anılır. Bunun temel özelliği kötü tadı olmayan ya da zehirsiz olmayan türlerin doğada yalan beyanda bulunup, avcılardan kendini korunmasıdır.
Bates mimikrisinin en bilinen örnekleri arasında mercan yılanlarıyla taklitçileri gelir. Bu yılan türleri zehirli ve genellikle avcılar tarafından tercih edilmez. Bunlarla aynı yaşam alanlarını paylaşımda bulunan bazı zehirsiz yılanlar mercan yılanlarında olan aposematik renklenmeyi taklit ederek, avcılardan korunurlar. Mimikri olgusu burada devreye girip, zehirsiz olan yılanları aynı zehirli gibi renklendirmektedir.
Bunlar aynı tür canlı olmasa da, akrabadır. Bu benzerliklerin olması biraz şaşırtışıdır. Ancak başka sınıflara ait olan canlı türlerinin birbirine benzemesi çok ilginçtir. Bu şekilde değişime giren yılanlar, kelebekler aslında ne olduklarını inkâra gitmezler. Yaptıkları sadece tatları ve tehlikeleri hakkında yalan söylemektir. Canlıların hayatta kalma mücadelesi konusunda daha ekstrem olan durumlarda belirlenmiştir.
Afrika kıtasının ekvatoral bölgelerinde görülen Tetraponera mocquerysi denilen karınca türünün ısırıkları oldukça güçlüdür. Bunlar avcıları kendilerinden uzak tutma konusunda çok başarılıdır. Salticidae cinsi olan örümcek ise avcılardan kendini uzak tutabilmek için, Tetraponera karınca türüne benzeyecek biçimde evrimleşmiştir. Bunlar arasında görünüşte fazla fark olmasa da, gerçekte ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Karıncalar eklem bacaklıların alt şubesindendir. Bunların antenleri ile üç çift bacağı olur. Bunlar karakteristik özellikleridir. Örümcekler ise, örümceğimsiler grubuna aittir. Bunların dört çift bacağı bulunmaktadır. Bu onları karıncalardan ayırır. Ancak kuşlar bunları avlarken elbette bacaklarını saymaz. Ama doğada bu şekilde işleyen mimikri örneklerini saymak mümkündür.
Müllerian mimikrisi: Bu canlıların biz ciddiyiz, bizimle uğraşma mesajıdır. Canlılar içinde sadece zararsız türler zararlıları değil, zararlı türlerde zararsızları taklit ederler. Bunu Alman doğa bilimcisi olan Fritz Müller belirlemiştir. Kelebekler üzerinde yaptığı araştırmalarda, kötü tadı olan, avcıların tercih etmediği türlerin mimikri ile birbirine benzediğini belirlemiştir. Bu şekilde avcılar tarafında tercih edilmeyen türlerin başka türlere benzemesinin nedeni, aposematik renklenmeye rağmen kendilerini garantiye almak için, bu şekilde Müllerian mimikrisi gibi yolları tercih ederler. Çünkü avcının av aramasının maliyetini daha fazla türe yaymak isterler. Yani kuşlar belli bir bölgede kelebeklerle beslendiğinde, hangisinin tadının kötü olduğunu anlamak için her bir kelebekten dörder adet yemek durumunda olduğunda, ortamda aposematik kelebek olursa bunlar her kuş için dört kelebeği feda ederler. Bu durumda müller mimikrisinden sekiz tür olsa, her tür kuşlar için yarım birey feda eder. Bu uyarı türleri avcılardan korunmakla kalmamakta, aynı zamanda olabilecek tehditleri de azaltmaktadır.