Miryokefalon Savaşı nedir?
Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan ile Bizans imparatoru I. Manuel Komnenos arasında, bugünkü Denizli Çivril Düzbel geçidi yakınlarında savaşta Anadolu’da Türk hakimiyetinin kabul edilmiştir.
Bu dönemde Bizans İmparatoru olan I. Manuel Komnenos Kilikya kıyı bölgelerini (Adana civarı) tekrar eline geçirmiş ve Haçlılardan tarafından kurulmuş olan Antakya Prensliği üzerinde Bizans hakimiyetinin kabul ettirmişti. Diğer yandan Bizans sınırlarında Türkler akınlarda bulunmakta idiler. 1174 yılında Halep emiri olan Nureddin Zengi ölmüş ve yerine geçen Selahaddin Mısır’a göz dikmişti. Bu olaylardan haberdar olan Bizans İmparatoru I. Manuel Anadolu Selçuklu’larının bir güçlü taraftarın desteğini kaybettiğini düşünüyordu. Bizans İmparatoru I. Manuel Anadoluya düzenleyeceği bir sefer için de askeri hazırlıklara girişmiştir.
Bu hazırlıkları öğrenen II. Kılıç Arslan bir heyet göndererek daha önce yapılan barış antlaşmasının yenilenmesini teklif etmiştir. İmparator I. Manuel, Bizansa yöneltilen Türkmen akınlarının bir an önce durdurulması, Bizansa sığınan Danişmendliler emiri Zünnun ile şehzade Şahinşah’ın, idaresinde bulunan yerlerin Bizansa bırakılması şartıyla bu teklifi kabul edeceğini belirtmiştir. Bu şartları kabule yanaşmayan II. Kılıç Arslan, atlı kuvvetler gönderip Denizli’ye kadar olan Bizans topraklarını ağır bir şekilde tahrip etmiştir.
II. Kılıç Arslan imparatora elçiler göndererek yeniden barış isteğinde bulunmuş ancak teklifi yine reddedilmiştir. İmparator’un kendisi de, içinde Peçenek, Frank, Macar ve Sırp kuvvetleri bulunan orduyla, Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olan Konya üstüne yürümüşlerdir. I. Manuel ilk olarak Konya’yi hedef almış ve o şehri eline geçirirse Konya ile Antakya’ya arasında bulunan arazileri de ele geçirmeyi düşünmüştür. Uçlarda bulunan kalabalık Türkmen kuvvetleri, I. Manuel idaresindeki Bizans ordusuna yıpratıcı hücumlarda bulunmuşlardır.
I. Manuel’in ordusu, Denizli’de Eskihisar’dan geçerek, Menderes vadisinden geçerek ucundaki Akdağ dizisine giden dağlık bölgeye girmiştir.
Bizans ordusunun ilerlediği güzergah üzerinde, o dönemde Tribritze geçiti adı verilen ve çıkış yerinde, tahrip edilmiş olan Miryokefalon kalesinin bulunduğu bir geçit bulunmaktaydı. II. Kılıç Arslan idaresindaki Selçuklu ordusu, Bizans ordusunu, bu dar ve sarp Miryokefalon yıkık kalesinin bulunduğu geçitte karşılamaya karar vermişti.
Kendisine bağlı olan küçük beyliklerden yardımcı kuvvetler alan Kılıç Arslan’ın ordusunun asker sayısı hemen hemen Manuel’in ordusuna eşitti, fakat teçhizat oalrak daha zayıftı.
Bizans Öncü Kol kuvvetleri, 17 Eylül 1176 tarihinde zor kullanarak geçide girdiler. Öncü Kol ve Ana Kol güçleri pek az bir zayiatla geçitten geçmeyi başarmışlardır. Geçitin her iki yamaç ve doruklarında bulunan Selçuk ordusu önce yamaçlardan aşağı inerek geçit ağızlarına saldırıp geçitin içinde bulunan Bizans birliklerini bir tuzak içine almışlardır. Burada çok fazla kayıp veren Bizans kuvvetleri toparlanmaya çalışsalarda başaramadılar. Morali bozulan İmparator kurmaylarının baskısı ile kendisini toparlamış ve elinde kalan askerleri arasında bir disiplin kurdurup savunma grupları oluşturmuştur. Bunlar geçidin dışına çıkmayı başardılar.Selçuk Sultanı’da Bizans ordusunun tamamının tahrip edilemeyeceğini anlayınca barış taraflısı olmuştur. Bizanslılar bu defa teklifi kabul etmişlerdir.
Ağır bir yenilgiye uğrayan İmparator I. Manuel, Selçuklulara karşı inşa ettirdiği Eskişehir ve Uluborlu’nun doğusundaki kale ve müstahkem mevkilerini yıkmayı kabul etmiştir. Böylece Selçuklu ordularına ve Türkmen göçmenlerine Sakarya Irmağı ve Büyük Menderes Irmağı vadileri açılmış olacaktı. İmnparator, Selçuklu devletine savaş tazminatı olarak 100 bin altın gibi çok büyük bir meblağ ödemek zorunda kalmıştır.
Bu mali destek Anadolu Selçuklularına Doğu Anadolu’daki ufak ve serbest emirleri bertaraf etmede son derece yardımcı olmuştur. Böylece Anadolu Selçukluları Orta Anadolu’da siyasi nüfuslarını yükseltmişlerdir.
Selçuklu Sultanı II.Kılıç Arslan Miryokefalon Savaşı’ndan sonra Anadolu’da siyasi birliği kurma ve ve genişleme siyasetine devam etmiştir. Bu amaçla 1178 yılında Malatya’yı alarak Danişmentoğulları’na son vermiştir .
Bu büyük zafer sonucunda, I. Manuel idaresinde bulunan Bizans o zamana kadar uygulanan stratejiyi geride bırakmak zorunda kalmıştır. Avrupalı tarihçiler bu savaştan sonra Anadoluya Türkiye demeye başlamıştır. Anadolu’da Haçlı Seferleriyle Bizans’a geçen üstünlük tekrar Türklere geçmiştir.