Mondros Ateşkes Antlaşması nedir?
Birinci Dünya Savaşı 1914 yılında başlamış olup 1918 yılında ittifak devletlerinin yenilgisi ile sonuçlanmıştır. Bu durum karşısında Sadrazam Talat Paşa görevinden istifa etmiştir. Böylece İttihat ve Terakki partisi yönetimden tamamen çekilmiştir.
8 Ekim 1918 yılında Ahmet İzzet Paşa başkanlığında kurulmuş olan yeni hükümet itilaf devletlerinden Wilson İlkeleri doğrultusunda ateşkes antlaşması imzalanması talebinde bulunmuştur. Padişahın delege olarak Damat Ferit Paşa’yı gönderme isteğine Sadrazam Ahmet İzzet Paşa şiddetle karşı çıkmıştır. Sonunda Bahriye Nazırı Rauf Bey’in başkanlığında bir heyetin görevlendirilmesine karar verilmiştir.
Padişah bu heyetten halifeliğin, saltanatın ve Osmanlı hanedanının haklarının bütünlüğünün dokunulmazlığının sağlanmasını istemiştir. Hükümetin heyete vermiş olduğu talimata göre ise, ordu terhis edilecek ve Yunan gemileri dışında bulunan gemilere Boğazlardan geçiş hakkı tanınacaktı. Buna karşılık ülke işgal edilmeyecek ve gerekir ise Anlaşma Devletleri para yardımında bulunacaktı.
Osmanlı heyeti 24 Ekim 1918 tarihinde Limni Adası’ndaki Mondros Limanı’na gitmiştir. Burada demirli olan bir İngiliz savaş gemisinde görüşmeler başlamıştır. İtilaf devletlerini Amiral Cartrope temsil etmiştir. 4 gün sürmüş olan görüşmeler neticesinde 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır.
Bu antlaşmanın hükümlerini şöyle özetleyebiliriz:
1- Boğazlar açılacak, bu bölgedeki kaleler anlaşma devletleri tarafından işgal edilecektir.
2- Anlaşma devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum karşısında istedikleri bölgeleri işgal edebileceklerdir.
3- Ermenilere bırakılması düşünülen doğudaki altı ile karışıklık olursa anlaşma devletleri bu bölgeleri işgal edeceklerdir.
4- Bütün haberleşme kanalları itilaf devletlerinin kontrolü altında olacaktır.
5- Sınırların denetlenmesi ve iç düzenin korunması için gerekli olan birlikler dışında Osmanlı ordusu terhis edilecektir.
6- Bütün savaş gemilerine, ordunun araç, gereç ve taşıtlarına el konulacaktır.
7- Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan bütün savaş esirleri serbest bırakılacaktır. Buna karşılık Türk esirler anlaşma devletlerinin emrinde olacaktır.
8- Ruslar ile imzalanmış olan Brest-Litowsk barışından sonra İran ve Kafkasya’ya giren Osmanlı birlikleri hemen geri çekilip dağıtılacaktır. Anadolu dışında bulunan Osmanlı birlikleri ise Anlaşma Devletleri komutanlıklarına derhal teslim olacaktır.
9- Bütün tersane ve limanlardan Anlaşma Devletleri istedikleri gibi yararlanabileceklerdir.
10- Akaryakıt, kömür vb kaynaklarda satın alma kolaylığı sağlanacaktı.
11- Demiryolları Anlaşma Devletlerinin denetimi altında olacaktır.
Bu maddelerden açıkça anlaşılacağı gibi Osmanlı heyeti çok ağır koşulları kabul etmiştir. Sadrazam izzet Paşa anılarında heyetin son ana kadar direndiğini, ama iş ültimatom derecesine geldiği sırada ip koparılmadan mütarekenin imzalandığını belirtmektedir.
Bilhassa müttefiklere güvenliklerini tehlikede hissettikleri durumda diledikleri bölgeyi işgal etmelerine izin veren 7. Madde, ülken işgal edilmesine ve paylaşılmasına sebep olmuştur. Amiral Caltrope Rauf Bey’e yunan askerlerinin Osmanlı topraklarına girmeyeceği yolunda özel bir mektup yazmıştır.
Bu anlaşmanın imzalanması üzerine İttihat ve Terakki Partisi’nin ileri gelenleri yurt dışına kaçmışlardır.
Anlaşmaya uygun olarak Türk kuvvetlerinin geri çekilmesi ve terhis işlemleri başlamıştır. 400 bin kişilik Türk ordusunun sayısı sadece 50 bine indirilmiştir. Mondros Ateşkes Antlaşmasına kadar Osmanlı topraklarına ayak basmamış olan itilaf devletleri yurdu işgal etmeye başlamıştır.
İngiliz heyeti ile yapılmış olan anlaşma ile Boğazlar İngilizlere teslim edilmiştir. Fransızlar Dörtyol, Adana, Afyon istasyonlarına el koymuşlardır. İtalyanlar önce pasif davrandılarsa da Antalya, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Marmaris’i işgal etmişlerdir.
Bu mütareke ile Osmanlı Devleti fiilen son bulmuştur. Doğuda Ermeniler bağımsızlık mücadelesine girişmişlerdir. Ülke bölünme noktasına gelmiştir.