Möntro boğazlar sözleşmesinin önemi nedir?
Boğazlar bütün dünya ülkeleri için büyük bir öneme haiz olan değerlerdir. Karadeniz’e kıyısı bulunan devletlerle Akdeniz’e kıyısı bulunan devletler arasında bir çeşit köprü görevi görmektedir. Gerek Osmanlı imparatorluğu döneminde olsun gerekse Türkiye Cumhuriyeti döneminde olsun boğazlar bir mücadele amacı ve sahası olmuştur. İngiltere, ABD, Rusya, Fransa,İtalya ve Almanya gibi dünyada söz sahibi olan ülkelerin sürekli boğazlar ile ilgili hedefler belirlediklerini görmekteyiz.Boğazlara sahip olmak jeopolitik açıdan büyük bir avantaj sağlamaktadır.Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devleti savaş başladığında önce tarafsızlığını ilan etmiş, sonrasında şartlar gereği savaşa dahil olmak zorunda kalmıştır.Bu da Osmanlı’nın topraklarının jeopolitik değerinden kaynaklanmaktadır.Osmanlı bağımsız kalamazdı.
Almanya Osmanlı Devleti’ni savaşın içerisine çekerek İngiltere ve Fransa’nın müttefiki olan Rusya ile olan bağlantısını kesmeyi hedeflemiştir. Ancak savaş itilaf devletlerinin galibiyeti ile sonuçlanınca en çok kayba uğrayan Osmanlı Devleti olmuştur.Boğazlar konusu Misak-ı Milli’ ye, Sevr Antlaşmasına, Mondros Ateşkes Antlaşması’na ve Lozan Konferansına konu olmuştur.Ancak sorun tam olarak çözülememiştir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalanana kadar Türkiye boğazlar üzerinde tam hâkimiyet sağlayamamıştır.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi 20 Temmuz 1936’ da Türkiye, İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Japonya, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavya arasında imzalanmıştır. İtalya sözleşme 1938 yılında müdahil olmak duurmunda kalmıştır. Boğazlar komisyonunun varlığı bu sözleşme ile ortadan kaldırılmıştır. Boğazların güvenliği ülkemize bırakılarak bölge üzerinde hakimiyetini koruması sağlanmıştır. Ayrıca boğazlardan geçiş Türkiye’nin ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin güvenliği sağlanacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Bu antlaşmada kabul edilen hükümler kısaca şöyledir:
1-Lozan Barış Antlaşması ile 1923 yılında kurulmuş olan Boğazlar Komisyonu tamamen kaldırıldı. Bu komisyonun görevleri ve yetkileri ülkemize verildi.
2- Lozan Barış Antlaşması ile Boğazların iki yanında askersiz duruma getirilmiş olan bölgeye ülkemizin asker bulundurması kabul gördü.
3- Yabancılara ait ticaret gemilerinin Boğazlardan her iki yönde geçişi serbest hale getirildi.
4- Yabancı devletlerin savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi ile ilgili sınırlamalar bütün devletler tarafından kabul edildi.
5- Herhangi bir anda Karadeniz’de bulunabilecek ve Karadeniz’de kıyısı olmayan devletlerin donanmalarına ait savaş gemileri, zaman ve ağırlıkları bakımından sınırlandırıldı. Ayrıca, Boğazlardan geçecek savaş gemileri için önceden Türk Devletinden izin alınması kabul edildi.
Bu antlaşma ile; ülkemizin Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını kısıtlayıcı hükümler kaldırılmış ve tam egemenlik sağlanmıştır. Türk-Sovyet ilişkilerinde ayrılığın ilk adımı bu antlaşma ile atılmıştır.İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında asker bulundurmasına olanak sağlanması ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki durumu daha güçlendi. Türkiye’nin uluslar arası alandaki saygınlığı bir kat daha artmıştır.