Morbid obezite nedir?
Besinlerle alınan enerji miktarının, fiziki aktiviteler ve metabolizmada harcanan enerjiden fazla olması halinde, zamanla vücutta fazla yağ birikimi nedeniyle şişmanlık ya da obezite meydana gelir. Yani normalde olması gereken kilodan daha fazla kilolu olmak şişmanlık anlamına gelir. Şişmanlığın farklı dereceleri vardır. İnsanlar normalin biraz üzerindeki kilolarla sağlıklı bir yaşam sürebilir. Fakat bu kiloları belli bir seviyenin üzerine çıkarsa, sağlıklarını tehdit etmenin dışında, ölüme kadar gidecek bir sorun haline gelir. Şişmanlığın bu sınırlara kadar dayanması morbid obezite olarak tanımlanır. Obezite insanlar açısından estetik bir sorundan ziyade, bir hastalık olarak kabul edilir. Dünyada ve ülkemizde obezite giderek artmaktadır ve bununla mücadele etmek için ciddi bütçe ayrılmaktadır. Obez hastalar üretici olmaktan çok tüketici olduğundan, toplumlar açısından dikkate alınmalıdır. Ülkemizde kadınların üçte biri, erkeklerin ise beşte biri obez olarak belirlenmiştir. Ayrıca şişmanlık eğitim seviyesi ile yakından ilgilidir.
Morbid obezite sebepleri nedir?
- Kalıtsal etkenler
- Metabolizma değişimleri
- Medikasyon uygulamalarına bağlı şişmanlıklar
- Aşırı miktarda yemek yenmesi
- Hareketsiz bir yaşam sürmek ve egzersiz azlığı
Hangi insanlar şişman olarak değerlendirilir?
Bilimsel olarak şişmanlık sınırları belirlenmiştir. Şişmanlığın ölçülmesi için kullanılan yöntemde vücut kitle indeksi ve bel çevresi ölçümü değerlendirilir. Vücut kitle indeksi (VKİ), vücut ağırlığının (kg) boyun (mt) karesine bölünmesiyle (kg/m2) elde edilen sonuçtur. Bu yöntem kullanılmasına rağmen hamileler, çocuklar ve kaslı bir yapıya sahip olan kişilerde yanıltıcı sonuçlar verebilir. İnsanlar vücut kitle indeksine göre zayıf, normal kiloda, fazla kiloda ve şişman olarak sınıflandırılır.
Bel çevresi ölçümü neden önemlidir?
Vücut kitle indeksi vücutta olan yağ miktarıyla ilgili genel bir bilgi verir. Fakat vücutta olan yağ miktarının hangi bölgelerde biriktiğinin bilinmesi çok önemlidir. Vücutta karında biriken yağlar, kalça ve diğer yerlerde birikmiş yağlardan daha önemlidir. Bu nedenle şişmanlığın değerlendirilmesinde, öncelikle bel çevresi ölçülmelidir. Kişinin fala kilolu olması akciğer ve kalp hastalıkları gibi önemli rahatsızlıklarla ilgili risk oranını yükseltir.
- Bel çevresi ölçüsü erkeklerde 94 cm olduğunda artmış risk, 102 cm olduğunda yüksek riskten bahsedilir.
- Bel çevresi ölçüsü kadınlarda 80 cm olduğunda artan riskten, 88 cm olduğunda yüksek riskten bahsedilir.
Şişmanlık zararlı mı?
Şişmanlık insanlarda kalp ve damar sisteminde, solunum sisteminde, hormonal sistemde, iskelet sisteminde, sindirim sisteminde ve genital sisteminde etkili olarak, hastalıklar açısından risk oluşturur. Yüksek tansiyon, kalp krizi, diyabet hastalığı, eklem sorunları, solunum rahatsızlıkları, kısırlık, adet düzensizliği, safra kesesi sorunları, kanserler, iktidarsızlık gibi hastalıkların bir sebebi obezitedir. Şişmanlık vücutta olan tüm organları etkileyecek bir rahatsızlıktır.
Obez kişinin taşıdığı riskler nedir?
Obez kişilerde normal kilolu kişilere göre 6 kat daha çok nörolojik bozukluk, 5 kat daha fazla hipertansiyon, 5 kat daha fazla Tip2 diyabet, 2 kat fazla hiperkolesterolemi, 2 kat osteoartrit rahatsızlıkları görülür.
Morbid Obezitenin cerrahi dışı tedavisi nasıl yapılır?
- Uygulanan diyetlerle
- İlaçlarla
- Hormonal tedavi uygulamalarıyla
- Yemek yeme alışkanlıklarının değiştirilmesiyle
- Egzersiz programının uygulanmasıyla
Bu uygulamaların etkisiyle kişiler uzun dönemde kilo verebilir. Ancak verilen kiloların belli sürede geri alındığından, morbid obezite hastaları açısından başarı yüzdesi düşük kalmaktadır.
Morbid Obezitenin diyetle kontrol altına alınmasında nelere dikkat edilmelidir?
Kişiler önce enerji alımını kısıtlaması gerekir. Günlük alınacak kalori miktarı 500-1000 Kcal arasında azaltılmalıdır. Böylelikle şişman kişiler ortalama olarak haftada 0,5 kg verebilirler. Bu düzenleme şişmanlar için ideal kilo verme hızıdır. Günlük alınacak kalori miktarı azaltılmalı, fakat 800 Kcal altına düşürülmemelidir. Bu belirlemede günlük istirahat enerjisi ve bazal metabolizma gibi hesapların değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmenin uzmanlar tarafından yapılması daha faydalı olur. Uygun bir diyetteki enerjinin % 30 oranı yağlardan oluşmalı ve kalan bölümü sebze ve meyvelerden oluşmalıdır. Besin alımının azaltılarak ya da egzersizlerin arttırılmasıyla sağlanacak 250-500 Kcal günlük enerji miktarı, kişilere haftada 0,50 kg kilo verdirilmesini sağlar. Düşük kalorili diyetler ilk başta fazla kilo verilmesine sebep olur. Ancak bu diyetler uzun süre yapılamaz. Üstüne verilen kiloların geri alınması kaçınılmaz sonuçtur. Bu nedenle bu tür diyetler fazla tavsiye edilmez. Bu diyetler 12-16 haftadan daha fazla yapılmamalıdır. Hastalar oluşabilecek tıbbi sorunlara karşı gözetim altında olmalıdır. Kısa sürede kilo vermek için uygunsuz diyet yapılması ya da vücudu yıpratacak egzersizlerin uygulanması yanlıştır. Hızla verilen kilo, aynı hızla geri alınır.