Mucize nedir? Kuran-ı Kerim mucize midir?
Mucize bilimsel olarak mümkün olamayan, yaratıcıya mal edilen, insanların güzel ve esrarlı kabul ettikleri olaylar. Bir başka değişle, insan cemiyetinin yapamayacağı ve yeteneklerinin üstünde olarak meydana gelen harkülade olaylar. Biliyorsunuz ki, Allah’ın her cemiyete indirmiş olduğu peygamber, mucizeler Allah’ın izni ile yerine getirmiştir. Bunun sebebi, insanların Allah katında uyarıcı olarak size gönderildim diyen peygambere ancak bunu doğrulayan bir mucize gösterirse inanacaklarını ifade etmeleridir.
Tabi ki mucizeler insanların istedikleri şekilde olmamıştır. Çünkü insanlar peygamberlerden Allah’ın kendini göstermesini, gökten meleklerini indirmesini istemişleridir. Peygamberler de Allah’ın iradesi olmadan hiçbir mucizeye kadir olmadıklarından kendilerini ancak bir uyarıcı olarak tanıtmışlar, asıl delillerin Allah katında olduğunu beyan etmişler, inanmadıkları takdirde uğrayacakları cezayı insanlara iletebilmişlerdir. Zaman zaman her peygamber bir mucize göstermiştir. Efendimiz (s.a.v), İsa (a.s), Musa (a.s), Davut (a.s) ve diğer peygamberlerde Allah’ın izniyle mucize göstermişlerdir.
Ancak Kuranı Kerimde insanların bu mucizelere pek inanmadığı, peygamberleri sihirci, büyücü olarak görerek, ret ve inkarlarını sürdürdükleri söylenmektedir. Kuran-ı Kerim içinde “İnsan sözünden başka bir şey değil bu” (Müddessir-25) iftirası açıklanmıştır. Efendimizden istenilen mucizeler, Allah’ın kendisini göstermesi gibi talepler, elbette Allah istemedikçe ve gabya imanın esaslarına aykırı gelmesiyle mümkün olamayacak bir durumu ifade ediyordu.
Bu nedenle Allah, en büyük bir mucize olarak Kuran-ı Kerimi göndermiştir. Bu kitabın hiçbir ifadesinde çelişki ve tezatlık asla yoktur. Şayet kimileri bir benzerini yapabiliriz demişler ve bunu denemişlerse de, Allah onun bir benzerini asla yapamayacakları hususunda uyarıda bulunmuştur.
Kuranı kerimin içerisinde bulunan ayetler haber verdiği gerçekler, o günün şartlarında asla bilinmesi imkansız bazı durumları ifade ediyor. Hatta Kuranın haber verdiği bilimsel her gerçek, bırakın o zamanın teknolojisini, zamanımıza yakın bir vakitte ancak tespit edilebilecek teknolojiye sahip olunarak bulunmuştur. Bunun en güzel örneklerinden birisi evrenin sürekli bir gelişim içerisinde olduğu.
Kuranı kerimde sadece birkaç kelimelik ifadelerin anlaşılabilmesi için insanlığın binlerce yıl bilgi deneyimine sahip olması gerekmiştir. Efendimizin zamanında yaşayan insanlık ortak bir akıl olsalar dahi Kuranda yer alan bilgileri vermeleri imkansızdı. Hatta bundan 50 veya 70 yıl önceki insanlık ve bilgi birikiminden bir ortak akıl oluşturulsa, o zaman dahi kuranda yer alan bilimsel gerçekler söylenilemeyebilirdi.