Murad Hüdavendigar kimdir?
Osmanlı sultanlarının üçüncüsü olan Birinci Murad Hüdavendigar, 29 Haziran 1326 yılında Bursa’da dünyaya geldi. Babası Orhan Gazi, annesi ise Nilüfer Hatun’dur (Holofira). Orhan Gazi’nin ilk evlilik yaptığı çocuklardan ikinci oğlu olan Sultan Birinci Murad uzun boylu, simaca değirmi yüzlü ve iri burunlu bir kimse idi. Vücut yapısı olarak iri yapılı ve cüsseli idi. Ahi tarikatına bağlı olduğu için başına Mevlevi sikkesi üzerine testar sarılı bir başlık takardı. Çok sade ve temiz elbise giyinir ve beyaz renkte elbiseden çok hoşlanırdı. İlk eğitimini annesi Nilüfer Hatun’dan alan 1. Murad, daha sonra ki yıllarda eğitim tahsilini tamamlamak üzere gittiği Bursa Medreselerinde ilim ve sanat alanında eğitim alarak bundan sonra burada yaşamaya devam etmiştir.
Sultan Birinci Murad, siret ve ahlak noktasında gayet nazik, sevimli, güzel huylu ve çok halim selim bir insandı. Çevresinde bulunan insanlara ve halkına çok şefkatli ve yardımsever olduğu gibi, alim ve sanatkarlara karşı da ayrı bir saygı ve hürmet gösterir, değer verirdi. Fakirlere ve kimsesizlere karşıda çok şefkatli davranırdı. Saltanatı döneminde yaptığı fetihlerle ve faaliyetlerle dahi bir asker ve devlet adamı olduğunu gösterir.
Kendisine döneminde birçok ünvan verilmiştir. Bu ünvanlarından en meşhuru ve tarihte anılan ismi ile “Hükümdar”, “bey” anlamına gelen hüdavendigar olarak meşhur olmuş ve 1382 tarihinden itibaren “Murad Hüdavendigar” diye anılmaya başlanmıştır. Ayrıca diğer kullanılan isimleri ise bazı kitabelerde şu şekilde Meliku’l-Adil İl Gazi es-Sultan Giyasu’d-Dünya ve’d-Din şanı ile yazıldığı tespit edilmiştir. Saltanatı zamanında basılan sikkelerde ve diğer bazı kitabelerde ise Murad bin Orhan el-Melik, es Sultanü’l Gaalib, el-Adil gibi isim ve unvanları kullanıldığı tarihi bilgilerde bulunmaktadır. Yabancı tarihi kaynaklarda kullanılan ismi Amourad I olarak geçmektedir.
Sultan Birinci Murad Hüdavendigar, bütün hayati boyunca planlı ve programlı hayat yaşamış ve babasından 95000 km² olan Osmanlı devleti topraklarını yaklaşık olarak 5 kat arttırarak 500.000 km² kadar genişletmeyi başarmıştır.
Murad Hüdavendigar hakkında kesin olarak bilinmemekle beraber elde edilen kaynaklara göre Bursa Sancak Beyi iken, ağabeyi olan Süleyman Paşa’nın maiyetinde iken Rumeli fetihlerine beraber katılır. Fakat ağabeyi Süleyman Paşa, Çorlu’da bir av sırasında yani 1359 tarihinde bir hadise sonucu vefat edince üç yıl kadar (1359-1362) Bursa Beylerbeyi olarak Rumeli fetihlerine abisinin bıraktığı yerden devam etmiştir. Sultan Birinci Murad Hüdavendigar, saltanatı döneminde daha çok balkanlarda savaşmış ve fetihler yapmıştır. Rumeli’de yaptığı fetihlerden ilk olarak Edirne’yi aldıktan sonra balkanlara doğru ilerlemiştir. Tarihi bilgilere göre, yaklaşık 40’ın üzerinde savaşa katıldığı ve hiç bir savaşta yenilmediği çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.
Batı tarih kitaplarında ve Bizans Kilisesi’ne göre Sultan 1. Murad Hüdavendigar bir kafir ve İsa düşmanı olarak bahsedilmektedir. Ancak diğer Osmanlı padişahları gibi fethettiği yerlerde yaşayan hem Hıristiyan halka hemde diğer dinlerde ve milletlerden insanlara, Papa’dan daha iyi davrandığı için o insanların sevgisini ve muhabbetini kazanmıştır. Sultan Birinci Murad, Birinci Kosova Savaşı’ndan sonra savaş alanını gezerken, Sırp bir asker olan Milos Obilic tarafından hançerlenerek 1389 tarihinde şehit olur. I. Murad’ın cenazesi iç organları çıkartılarak, Kosova’da tahta geçen 1. Bayezid’ın emriyle oğlu Yakup Bey’in cenazesiyle birlikte Bursa’ya getirilir ve Çekirge’deki türbesine gömülmiştür. Kosova’da, iç organlarının defin edildiği yer ise “Meşhed-i Hüdavendigar” diye adlandırılan yerdedir ve ziyaretgah olmuştur.
4 erkek 2 kız çocuğu bulunmaktadır. Bunlar, Yakup Çelebi, Yıldırım Bayezid, Savcı Bey ve İbrahim, kızlar ise Nefise ve Sultan Hatun’dur.
1. Murad döneminin en önemli özelliklerinden birisi Osmanlı devlet idaresi, babası Orhan beyin başlattığı yenilikleri devam ettirerek, küçük bir beylik idaresinden bir Sultanlık idaresi haline dönüştürmüştür. Sultan 1. Murad döneminde yanlış bir anlayış olan ‘’devleti, hükümdar ve sülalesinin ortak malı olarak görülme anlayışı tamamen kalkmış ve yerine ‘’devlet, hükümdar ve oğullarının ortak malıdır’’ anlayışı getirilmiştir. Edirne’nin fethedildikten sonra ikinci bir başkent olması 1. Murad Hüdavendigar döneminde başlamış, ve ardından Rumeli Beylerbeyliği kurulması ile birlikte artık Osmanlı devletinin bir Balkan ve Avrupa devleti olduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Yapılan diğer yenilik ve değişiklikler ise, vezirlerin sayısının arttırılması, divan üyelerinin sayısı arttırılması, Devletin mali bünyesinin durumunun ortaya çıkartılması ve Defterdarlık makamı oluşturulmasıdır. Sultan 1. Murad’ın en önemli yeniliklerden birisi de bulunduğu asrın en ileri olan profesyonel askeri teşkilat olan Yeniçeri ocağı kurulmasıdır.