Muta nikahı nedir?
Müt’a ya da Muta nikahı bazı Şii mezheplerinde uygulanan kadın ve erkeğin belirli bir süre ve ücret karşılığında anlaşmak suretiyle başlattıkları bir evlilik çeşididir. Bazı kaynaklarda Acem – Fars nikahı veya geçici nikah da denilmektedir. Muta evliliğinde belirli bir asgari veya azami süre bulunmamaktadır.
İran Şiiliğinde, muta evliliğinin çok kısa süreli birlikteliklere dahi izin vermesi sonucu, ülkede seks ticaretinin yasal bir zemine oturtulduğu ve İran’ın mutayı bir espiyonaj aracı olarak kullandığı belirtilmektedir. Muta nikahı Sünni mezheplerinde zina olarak tanımlanır ve haram kabul edilir.Sözlükte “kendisinden faydalanılan şey” manasına gelen muta bir fıkıh terimi olarak, boşanma veya evliliğin feshinden sonra kocanın, kadına verdiği elbise ve benzeri hediyeye ifade eder.
İslam dini zinayı kesin olarak yasaklamış, kadın ile erkek arasında cinsi ilişkinin tek meşru yolu olarak nikahı yani evlenme akdini getirmiştir. Evlenmeden amaç sadece cinsi tatmin olsaydı bunun geçici ve belirli bir zamanla sınırlı olması da makul olur ve meşru sayılırdı. Diğer birçok sistemde olduğu gibi İslam’da da evlenmenin birden fazla nedeni ve maksadı bulunmaktadır. Bu nedenlerin başında ruh ve beden sağlığı içinde, toplumun manevi mirası ve değerleri ile bütünleşmiş nesiller yetiştirme maksadı amacıdır. Ailenin bu fonksiyonunu yerine getirebilmesi süreklilik göstermesine, aile fertlerinin tabii ve kazanılmış kabiliyetlerine uygun iş bölümüne bağlıdır. İşte bu nedenlerden dolayı İslâm, evliliğin devamlı olması gayesi ile yapılmasını istemiş, bunu akde bağlamış ve boşanmayı hoş olmayan bir davranış olarak belirtmiştir.
Muta nikahı dört mezhepte de haram kabul edilmiştir. Muta nikahı, şahitsiz olarak bir kadına belli miktarda para verip, belli zaman için beraber yaşamayı sözleşmek şeklinde gerçekleştirilmektedir. Muta nikahının haram olduğunda bütün alimlerin hemfikir olduğu bilinmektedir.
Bütün tefsir ve fıkıh kitapları Nisa suresi, 24. ayetinin (İstimta’ ettiğiniz kadınların ücretini veriniz) meal-i âlisi, muta nikahı için değildir. Nikahtaki mehir parasını vermek içindir. Bu ayet-i kerime, sahih olan nikahı bildirmektedir. Muta nikahının mubah olmasını göstermiyor. Nitekim mehir parasını emrediyor. İslamiyette belli bir zaman için nikah yapmak yoktur.
İnsanların çok önemli ve güçlü dürtü ve güdülerinden biri cinsel isteklerdir. İslam hiçbir zaman bunun yok edilmesini istememiş, evlilik ilişkisi içinde ihtiyacın karşılanmasını teşvik etmiş, bunun için de evliliği kolaylaştırmış, gerektiği zaman birden fazla kadınla evlenmeye de olumlu yaklaşmıştır. Geleneklerin dinin amacını aştığı noktalardan biri de günümüzde evlenmenin oldukça güç hale getirilmiş olması, gençlerin yirmi beş, otuz yaşlarına kadar evlenme imkanı elde edememeleridir.
Mut’a nikahını caiz görenleri iki gruba ayrılmaktadır:
a) Mutlak olarak caiz görenler; ehl-i sünnet mezhepleri ve müctehidleri içinde bu gruba giren bir kimse yok gibidir. Bu görüş sadece bazı Şii gruplara aittir. Rafizilik’te de mutaya izin verilmiştir. Bunun yanı sıra Şianın önemli kollarından biri olan Zeydiyye mezhebinde, Nusayrilik’te ve Alevilik’te batıl kabul edilir ve uygulanmaz.
b) Zinaya düşme tehlikesinin bulunduğu durumlarda caiz görenler. Bu görüş de dört mezhebin dışında bulunmakla birlikte sahabe zamanından günümüze kadar bazı müctehidler tarafından benimsenmiştir.
Mut’a nikahını caiz görenlerin dayandığı bir hadisi de Hz. Câbir rivayet etmektedir. Bu hadiste Câbir (r.a.) şöyle diyor: Hz. Peygamber (sav), Ebu Bekir zamanları ile Ömer’in hilafetinin ilk zamanlarında, bir avuç hurma, yahut un karşılığında, birkaç günlüğüne muta evliliği yapardık, nihayet Hz. Ömer bize bunu yasakladı.
Mut’a nikahını caiz görmeyenlerin dayandıkları en açık ve güçlü delil Rebî b. Sebra el-Cüheni’nin rivayet ettiği hadistir. Râvînin babası Sebra, Mekke fethi esnasında Resulullah (s.a.v.) ile beraber bulunmuş, muta nikahı uygulamasından yararlanmış, böyle bir nikâh içinde yaşarken Resullullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işitmiştir: “Ey insanlar! Sizin, kadınlardan muta nikahı ile faydalanmanıza izin vermiştim; biliniz ki Allah Teâlâ bunu, kıyamet gününe kadar haram kılmıştır, kimin yanında böyle bir kadın varsa bıraksın, onlara verdiğiniz mehirlerden hiçbir kısmını da geri almayın.”
Sünni fıkıh mezhepleri muta nikahının caiz olmadığı, önceki ruhsat ve izinlerin sonradan ebedi olarak kaldırıldığı hükmünü benimsemişlerdir. Bu mezheplere mensup olan bir müftü, muta nikahının cevazına durum ne olursa olsun asla fetva veremez.