Nene hatun kimdir?

Nene hatun, ismini tarih yazdıran büyük Türk kadınlarından birisidir. Nene hatun, Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı çeperler köyünde 1857 yılında dünyaya gelmiştir. Osmanlı Devletinin son döneminde meydana gelen 1877-1878 yılları arasında olan Osmanlı-Rus savaşı diğer ismi ile bilinen 93 harbi olarak bilinen savaş yıllarında daha 20 yaşlarında genç bir gelin iken, o dönemde meydana gelen bir hadise ile ismi tarihe geçmiştir. O hadise ise şudur:

Osmanlı-Rus savaşı patlak vermesinden sonra 1877 yılında 8 Kasım gece vakti halen Osmanlı vatandaşı olan ermeni çeteleri bir birlikle Erzurum’da bulunan Aziziye tabyası gerek uykuda yakaladıkları Türk askerlerini kılıçtan geçirerek tabyayı ele geçirmişler. Bu sırada Rus askerleri arkadan gelerek herhangi bir sorunla karşılaşmadan tabyayı ele geçirerek üs olarak kullanmaya başlamışlardı.  Ermeni çeteleri baskını sırasında bir asker yaralı olarak kurtularak kaçar.  Tabyanın Ruslar tarafından ele geçirildiği haberini Erzurum’a ulaştırır. Bu haberi Erzurum halkına sabah ezanından sonra minareden bütün halka seslenerek Rusların Aziziye tabyası ele geçirildiği haberi bildirilir. Bunun üzerine Erzurum halkı toplanarak silahı olanlar silah ellerine alarak olmayanlar ise balta, kürek, sopa, taş, tırpan ve kazma alarak Aziziye tabyasına doğru koşmaya başlarlar. Nene hatun, bu haberi alınca o da tabyaya doğru koşar. Bir gün önce cepheden gelen Hasan ağabeyini kaybetmiş ve evinde 3 aylık kızını daha çocuk yaşında bulunan oğlunu Allah’a emanet ederek ağabeyinin silahını olarak halka katılır.

Aziziye tabyasına doğru koşan Erzurum halkı, bilebile ölüme gittiklerini bildikleri halde yine de giderler. Tabyaya yaklaşırken Rus askerleri halkı yaylım ateşine tutarak ilk sırada bulunan kişiler o anda ölüler. Arkadakiler ise bunun üzerine geri çekilmek yerine hücuma geçerler ve tabyanın demir kapılarını kırarak içeri girerler ve göğüs göğüse bir mücadele yaşanır. Bu mücadelede Rus ordusu çok ciddi kayıplar verecek yarım saat içinde tabyayı kaybederler. Erzurum halkı tabyayı tekrar ele geçirir. Rus askerleri 2300’e yakın asker ölür, Osmanlı tarafından ise 1000’e yakın şehit verilir.

Bu hadise sırasında yaralanan kişiler tedavi edilir. Bu yaralılar arasında nene hatun da vardır. Fakat kendisi yaralı olduğu halde diğer yararları tedavisinde yardımcı olur. Su taşıyarak, yemek pişirerek elinden geldiği hizmeti koşarak yapmaya çalışır. Bundan dolayı kendisi halk tarafından çok sevilir.

Vefatına birkaç ay kala Türk Kadınlar Birliği tarafından kendisine yılın annesi ödülü verilmiştir. 22 Mayıs 1955 tarihinde zatürre hastalığından dolayı vefat etmiş ve kabri Aziziye tabyasına defnedilir.