Ohrid ve gezilecek yerleri nelerdir?
Antik Liknidos kentinin üzerinde kurulmuş olan Ohrid, adını üstüne kurulu olduğu sarp tepeden almıştır. Makedonya’nın güneyinde bulunan kent, denizden 700 metre yükseklikte olan Ohri Gölünün kenarında yer almaktadır. Arnavutluk sınırına yakında bulunan Ohrid, Makedonya’nın turizm merkezi haline gelmiştir. Ohrid tarihte Patriklik merkezi olmuş ve bağımsız başpiskoposluk görevini yapmış bir bölge olarak Hıristiyanlık için de önem taşımaktadır. Bir Osmanlı kenti olsa da, şehirde bulunan kilise sayısı, burasını tam bir kilise cenneti yapmıştır. Şehrin içinde günümüze kadar ulaşmış 40 kadar kilise bulunmaktadır. Osmanlı döneminden kalan birçok tarihi esere sahip Ohrid ve Ohri Gölü UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan oldukça önemli turizm merkezlerindendir. Şehirde olan Safranbolu evlerine benzer binalarda mimari özellikleriyle oldukça dikkat çekicidir. Tipik Akdeniz ikliminin hâkim olduğu kentte, yazlar oldukça sıcak geçmektedir. Bu yüzden ziyaretlerinizi bahar aylarında yapmanız daha uygun olacaktır.
Ülkemiz için de çok önemli bir yere sahip olan Ohrid, Yalova ilimizin kardeş şehirlerinden birisidir. Ülkemizden gidecekler şehirde dil konusunda sıkıntı çekmeyecektir. Çünkü halkının yarısına yakını Türkçe bilir. Kentin merkezinde olan Türk Çarşısı şehrin ülkemize ne kadar önem verdiklerini açıkça göstermektedir. Ohrid şehri aynı zamanda, Slav alfabesi Kiriliça’nın doğduğu yer olarak bilinmektedir. St Neum manastırının bulunduğu yerde bu alfabenin yaratıcıları Kiril ve Methodios’un heykelleri bulunmaktadır. Ohrid şehrinin azizlerinin heykelleri önünde fotoğraf çektirmek isterseniz, mükemmel bir görünüm olacaktır.
Gezilecek yerleri
Ohri Gölü: Ohrid halkının Mavi İnci olarak tanımladığı, Avrupa’daki en derin ve eski tarihlerden kalmış bir göldür. Eski bir kraterin üstünde olan gölün, derinliği 350 metreyi bulmaktadır. Çok berrak bir suyu bulunan göl, denizden 700 metre yukarıda bulunmaktadır. Gölün kenarındaki restoranlar ve kafeler göl manzarasının keyfini sürmek için ziyaretçilerini beklemektedir. Gölde yüzmek isteyenler için de uygun bir yerdir.
St Neum Doğal Park Alanı: Dirim nehri ile Ohri gölü arasındaki park alanındaki hediyelik eşya satıcıların bulunduğu alanda alışveriş yapabilirsiniz. Fast food tezgâhlarında yöresel lezzetleri yiyebilirsiniz. Park alanındaki küçük plaj, Ohri gölünde yüzmeyi isteyenler için hazırlanmıştır. Parkta olan su kaynaklarının doğal güzelliği sizleri de etkileyecektir.
St Neum Manastırı ve Kilisesi: 10. yüzyıldan kalan manastırın kalıntılarının üstüne, 16. Yüzyılda inşa edilen Ortodoks kilisesi ziyaretçilerini tavus kuşlarının güzelliğiyle karşılamaktadır. Kilise içindeki fresklerin güzelliği göz kamaştırmaktadır. Kilisenin içinde olan St Neum’un mezarının hikâyesi de oldukça ilginçtir. Rivayete göre, mezara kulağınızı dayarsanız St Neum’un kalp atışlarını duyabilirsiniz. Ancak bu sesi duymak, sadece iyi insanlara ait bir özelliktir. İçeriye girenlerin mezara kulağını dayayıp, bu kalp atışlarını duymak istemesine sizde şaşıracaksınız. Bölgeye karayolundan ulaşabilir ya da şehirden kalkan teknelerle Ohri gölünde gezerek, buraya ulaşabilirsiniz.
Çar Samoil Kalesi: Kentte yüksek bir yerde olan kale, ilk Makedon devletinin kurucusunun adıyla anılmaktadır. Tarihte çok kez yıkılmış olsa da, kale her defasında daha güzel inşa edilmiştir. Gölün olduğu yere kadar uzanan surlarının uzunluğu yaklaşık 3 km’dir.
Antik Tiyatro: Roma döneminden kalan bir eser olan tiyatro şehrin en eski yapısın olduğu gibi, en büyük tiyatrosudur. Tiyatronun oturma yerlerinin bir bölümü dönemin zengin kişilerine ayrılmıştır. Üstüne isimleri yazılarak belirlenmiş olan yerlerin bazıları günümüze kadar ulaşmıştır. Romalılar zamanında arena olarak kullanılan tiyatro, şimdi kültürel etkinliklerin düzenlendiği bir yerdir.
Türk Çarşısı: Kent merkezindeki çarşı, içindeki hediyelik eşya dükkânlarıyla oldukça caziptir. Çarşıda enstrümanlar, takılar ve oymacılık sanatından örnekleri bulabilir, alışveriş edebilirsiniz.
Aya Sofya Kilisesi: Ohrid şehrinde sahilde olan küçük kilise, geçmişte piskoposluk merkezi olarak kullanılmıştır. Günümüzde festivallerde müzik gösterileri yapılmaktadır. 11. yüzyılda yenilenen kilise, Osmanlılar zamanında cami olarak kullanılmıştır. Bu dönemdeyken Romalıların zamanında Hıristiyanlığı reddetmediklerinden donarak ölmelerine göz yumulmuş olan Kırk Şehitler freski dışında olan tüm freskler, boyayla kapatılmıştır. Daha önceden cami olarak kullanıldığını ise, içindeki minberden rahatlıkla anlayabilirsiniz.
Sveti Naum Manastırı: Gölün üstünde olan ahşap köprünün yardımıyla, rahatça ulaşabilecek olan manastır, Bizans ve Ermeni mimarisini yansıtır. Bu manastır, Oscar’lı film Yağmurdan Öncenin çekildiği yerdir. İnsanlar daha çok burayı evlenmek için tercih ederler.
Sveti Kliment Pantalemion Kilisesi: Kentte arkeolojik kazıların yapıldığı Plaosnik bölgesindeki kilise, daha önce cami olarak ta kullanılmıştır. Aziz Kliment ve öğrencileri Kiril alfabesinin yaratıcılarının ismini taşıyan bu kilisedeki yer mozaikleri ve Aziz Kliment ’in mezarı buraya gelenlerin ilgisini çekmektedir.