Okçuluk nedir?
Dünyanın en eski sporlarından biri olan okçuluk ok ve yayın kullanılmakta olduğu bir atıcılık sporudur.
Bazı ülkelerde ok ve yay ile avcılık devam etmektedir. Ama günümüzde ok ve yay daha çok okçuluk yarışmalarında kullanılmaktadır. Okçuluk yarışmalarında daha çok iç içe halkalardan meydana gelen bir hedefe ok atılmaktadır. Okçular ok ile vurmuş oldukları halkaya göre sayı kazanmaktadırlar. Uzaklık yarışmalarında ise bir hedefi bulunmamaktadır. Oku en uzağa atan yarışmayı kazanır.
Okçulukta ok ve yayın çeşitli bölümlerini belirtmek için özel terimler kullanılmaktadır. Pek çok çeşidi bulunan ok genel olarak üç ana bölümden oluşmaktadır. Okul sivri ve metal olan ucuna temren, orta kısmını meydana getiren çubuğa sap, arka kısmına da kuyruk takımı denilmektedir. Kuyruk takımında okun kirişe oturmasını sağlayan bir kertik ve gövdeye takılmış olan kanatçıklar ya da kuştüyleri bulunmaktadır. Yay kirişinin tam ortasında okun arkasındaki kertiğin oturacağı bir yer bulunmaktadır. Buraya oturtulan ok kirişi geren sağ el oku tutmasa da yerinde durur. Kiriş biri okun üstünden diğeri ikisi altından geçen üç parmak ile gerilir.
Yayın ağırlığı onu germek için gereken güç ile belirlenir. Eski yaylara oranla çok daha hafif olan modern yaylar, ağaç, alüminyum, çelik ya da cam elyafından yapılmaktadır. Kullanılacak olan yayın ağırlığı okçunun ağırlığına ve gücüne göre değişiklik gösterir. Eskiden tahtadan yapılmakta olan oklar günümüzde alüminyum alaşımları ya da cam elyafından yapılmaktadır.
Okçulukta doğru bir atış yapabilmek için beş temel hareketin öğrenilmesi gerekmektedir. Bu hareketler, duruş, takma,germe, tutma ve bırakma hareketlerdir:
Duruş: omuzlar ve kalça hedef ile dik açı meydana getirecek şekilde yan dönerek durulur. Sadece baş hedefe doğru döner.
Takma: Okun arkasındaki kertik kirişin ortasındaki yerine yerleştirilir ve ok sapı, yayı tutan sol elin işaret parmağı üstüne dayanır.
Germe: yayı tutmakta olan kol kaldırılır ve hedefe doğru uzatılır. Aynı anda sağ el ile tutulan kiriş çenenin ortasına değecek ve okun arkası nişan alan gözün altına gelecek şekilde gerilir.
Tutma: her şey dengelenip nişan alınana kadar bir iki saniye kadar beklenir.
Bırakma: Kiriş yavaş şekilde sarsmadan bırakılır. Kiriş bırakılır iken nişanın bozulmamasına ve ok hedefe ulaşana kadar ellerin hareketsiz tutulmasına dikkat edilir.
Hedef sımsıkı sarılmış hasırdan yapılmaktadır. Çapı tam olarak 1.22 metre, kalınlığı ise 10 santimetredir. Önyüzü bir branda ile kaplı bulunmaktadır. Hedefin üzerinde çeşitli renklerde iç içe çemberler yer almaktadır. Hedefin tam ortasında yer alan dairenin rengi sarıdır. Altın olarak isimlendirilmiş olan bu bölüme saplanan ok en yüksek sayı olan 9 sayı kazandırır. Onu çevrelemiş olan diğer halkalar, merkezden dışarıya doğru sırası ile kırmızı( 7 sayı), mavi (5 sayı), siyah (3 sayı) ve beyazdır ( 1 sayı).
Türkiye’de okçuluğun son derece köklü bir geleneği bulunmaktadır.
Osmanlı Devleti zamanında İstanbul’da okçuluk yarışmalarının düzenlenmiş olduğu özel alanlar bulunmaktadır. Okmeydanı ismi bu alanların günümüze kalmış olan yansımasıdır. Türkiye’de modern anlamdaki okçuluk sporu 1937 yılında başlamış ve 1961 yılında Türkiye Okçuluk Federasyonu’nun kurulmuş olmasından sonra gelişmiştir. Türkiye ulusal okçuluk takımı 1983 yılında Bakan İkinciliği kazanmıştır.