Ön yargı nedir?
Ön yargı basit olarak düşünüldüğünde taraf tutmak gibi algılanır. Herhangi bir düşünceyi koşulsuz olarak desteklemek anlamını taşır. Ön yargı, halk arasında genellikle bir kişinin kararlarının ağırlıklı bir şekilde tek taraflı olarak ortaya çıkmasında kullanılmaktadır. Daha çok öznel bir yapıya sahiptir. Olaylara objektif olarak bakılması mümkün değildir. Bir kişi, bir olay ya da herhangi bir durumla ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak daha önceden edinilmiş peşin yargı, olumlu veya olumsuz yargı, peşin hüküm, peşin fikir sözlükte yer alan ifadesidir. Bireyin önceden ulaştığı deneyimler ve o konu ile alakalı bilgilere dayanarak tekrar o konuyla karşılaştığında hemen akla gelen düşünceler ön yargıyı meydana getirir. Bir başka ifadeyle ilk kez karşılaşılan bir durumda bir ‘yargı’ meydana gelmekte ve tekrar karşılaşıldığında bu durum ‘ön yargı’ ya dönüşmektedir.
Genel olarak bizdeki algısı, kişinin kararlarının yoğun bir biçimde tek taraflı olarak ortaya çıkması halidir. Kişide yerleşik olan düşüncelerin sübjektif hali olarak da karşımıza çıkmaktadır. Hayatımızda birçok kargaşalığa sebep olan en önemli unsur yaşadığımız deneyimlerin hayatımıza olan yansımaları sonucu oluşan ön yargılardır.
Ön yargılar çeşitli ayrımcılıklara da sebep olmaktadır. Psikoloji bilim dalı da ön yargı konusunda uzun zamandır çalışmalar yürütmektedir. Önyargı istenmeyen cinsle ya da saldırgan etkileri, yer değiştirme, yansıtma, yansıtmalı özdeşim gibi savunma mekanizmalarını kullanarak dışarı atar, duygularını düzenler.
İş hayatındaki ilişkilere bakıldığında, insanların birbiri için söylediği etiketler vardır. Kişiler enine boyuna yeterince araştırma yapmadan birbirlerine karşı çeşitli etiketler düzenlerler. Genel anlamda bir değerlendirmeye gidildiğinde bu etiketler hemen karşıdaki kişiye vurulur. Kişiler bu etiketlerin doğruluğu ya da yanlışlığı üzerinde pek durmazlar. Bunun için harcanacak zamanı gereksiz görürler. İşte bu çarpık ve mantıksız olarak değerlendirilen bakış açısına ön yargı deniliyor. Özellikle eğitim düzeyinin yetersiz olduğu toplumlarda önyargı zihniyeti toplumda oldukça büyük bir yer edinmektedir. İnsanlar karşıdaki etiketlerken pek zorlanmazlar ancak kendileriyle ilgili bir etiketlenme yapıldığı zaman buna tahammül edemezler.
Ön yargıları hafızalardan silebilmenin, birçok insan için kolay olmadığı aşikârdır. Çünkü hafızalara kazınmış olan ve kesinleşmiş olan düşünceleri bir anda silebilmek güçlü bir irade gerektirir.
Ön yargı genel olarak taklidin, etkinin, düşüncelerin ve sınırlı deneyimlerin değişik şekillerdeki bağlantısına dayanmaktadır. Ön yargılarda insanlar bazen kalıplaşmış düşünceleri taklit etmeye ve onları her durum için kabul etmeye başlarlar.
Ön yargıların, hayatımız açısından çok tehlikeli olduğu ve birçok istenmeyen ve beklenmedik sonuçları doğurduğu bilinmektedir. Çünkü ön yargılar zihnimizi belli sınırlar içerisine çeker ve bu sınırların dışından gelen her türlü söze karşı tüm gücü ile karşı çıkar. Gerçek şu ki insanlar yapılması gerekeni genel olarak gerektiği gibi yapmaz
ve ön yargı ile çoğu kez karar verirler. Ön yargı insanların özgür düşünmesini engeller ve belli bir yargıyla düşünmelerine sebep olur.
Örneğin bir öğretmenin dersleri sürekli aksattığını gören ve yaptığı işin gereklerini yerine getirmediğini gören bir kişi bütün öğretmenleri etiketleyebilir. Bütün öğretmenlerin sorumsuz olduğu düşüncesine kapılabilir. Bu durum kişide bu konuya dair bir ön yargı oluşturabilmektedir. Her ne olursa olsun peşin hükümlü olmamalıyız. Olaylarda genellemeler yapmaktan kaçınmalıyız. Özellikle de kişileri etiketlememeliyiz.