Ontoloji nedir?
Felsefenin en çok tartışılan konularının yer aldığı varlığa dair sorular üzerine eğilen ontoloji, “varlık felsefesi” olarak da bilinen bir felsefe disiplinidir. İnsanoğlunun Antik Yunan medeniyetinden dahi daha önceki yıllarda üzerinde tartıştığı konulara cevaplar getirmeye çalışan ontoloji, fiziksel dünya ile var oluş arasındaki tüm ilişkilerle yakından ilgilenmektedir. Varlığın tanımını yapmaya çalışan ontoloji, “fiziksel dünyanın varlığının kesin bir bilgi olup olmadığı” gibi çok derin konularla ilgilenmektedir. Fiziksel nesne olarak bahsedilen ve evrenin her yerinde gözlemlenen maddelerin var olmama ihtimali üzerine de felsefi bir bakış açısı ile görüşlerin dile getirildiği varlık felsefesi, varlıkların tamamını inceleyerek bir sonuca ulaşmaya çalışır. Varlık ile “varoluş” arasında büyük bir fark olduğunu dile getiren ontoloji, varlık şeklinde tanımlanan ve aralarında insanoğlunun da yer aldığı “şeylerin”, neyi referans alarak “gerçek” şeklinde tanımlandığını da sorgulamaktadır.
“Varlık var mıdır” sorusunun cevabını arayan ve bu doğrultu da birçok farklı alana giren ontoloji, insanın evren hakkında sorduğu neredeyse tüm sorularla da yakından ilgilidir. Nesnelerin hangi özelliklere sahip olduğunu ve bu özelliklerin de ne ile ilişkili olduğuna cevap getirmeye çalışan varlık felsefesi, nesnelerin var olmasıyla olduğu kadar yok olmasıyla da ilgilenir. Nesnelerin nasıl ve ne zaman değişim geçirerek “yok olduğunu” araştıran ontoloji, “yok olma” tabiriyle neyin kast edildiği sorusunu da sorar. Varlık felsefesinin temel sorularından biri de, bir varlığın yok olduğunun nasıl anlaşıldığıdır. Varlıkların yok olmasının hangi referanslara dayanak iddia edildiğini sorgulayan varlık felsefecileri, bu tür bir iddiayı “kanıtlamanın mümkün olup olmadığını” da araştırır. Bu aşamada ontolojide önemli bir yer tutan “Bilgi Kuramı” da devreye girmektedir.
Aristoteles zamanında dahi filozofların varlığa dair sorularıyla felsefenin en önemli disiplinlerinden biri olarak kabul edilen ontoloji, varlıkların sınıflandırılmasında hangi kategorilerin kullanılacağını da belirlemeye çalışır. Gerçek varlık ve idea denen zihinsel varlık gibi kavramların da bulunduğu ontolojide, varlıkların uzay-zaman düzleminde kapsadıkları alan dahi varlığın tanımlanması için bir referans noktası olarak algılanır. Zira ontolojinin gerçek varlık olarak tanımladığı masa ve kitap gibi “nesneler”, belirli bir zaman aralığında bir mekanda yer kaplamakta yani uzay zaman düzleminde var olmaktadır. İnsanların zihinleriyle meydana getirdiği varlıklar olduğu ileri sürülen “idealarsa”, soyut düşüncelerdir ve bu tür varlıkların 5 duyu organı ile algılanması mümkün değildir.
“İnanç” gibi bir kavram, ontolojinin varlık anlayışında ruhsal ilişkilerle bağlantılı olan ve kişinin ruhsal varlığının yansıması olarak oluşan bir manevi değerdir. Yani ontoloji inanç gibi manevi değerlerin de birer varlık olabileceğini kabul eder ve bu nedenle de varlık tanımlaması yapmak için farklı sınıflandırma yöntemleri kullanılır. Binlerce yıl öncesinde olduğu gibi günümüzde de felsefesinin temelini oluşturan ontoloji, gelecekte de insanoğlu tarafından üzerinde en çok fikir yürütülen konulara ev sahipliği yapmaya devam edecektir.