Petra Antik Kenti nerededir?

Ürdün’ün Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasındaki topraklar üzerinde bulunan antik kenttir. MÖ 400 ile MS 106 yılları arasında Nebatiler’e başkentlik yapmış olan Dünyanın Yedi harikası olarak ün yapan tarihi ve turistik kentlerden biridir. Petra antik kenti, Roma İmparatorluğu tarafından işgal edilene kadar başkent olarak kalmıştır. M.Ö 400 yıllarından sonra deprem ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle antik kent gözden düşmüş ve zamanla unutulmuştur.
petra
Petra Antik Kenti adı Yunanca “Taş” anlamındadır. Güney Ürdün kumtaşı kayalıklarına MÖ 400 ile MS 106 yıllarında Nebati İmparatorluğu tarafından inşa edilmiş ve yeniden keşfedilmesi ancak 1800’lü yıllarda gerçekleşmiş olan kayıp antik şehirdir.

Kayıtlara göre M.Ö 4. yüzyılda Mezopotamya‘ yı tehdit eden Persler’ den kaçan Nebatiler, ulaşılması oldukça çok zor olan Musa Vadisi‘ ne sığınmışlardır. Çöl düzlüğünün ve uçsuz bucaksızlığının içinde kayalara oyulmuş, aralarına dolanmış, üzerlerine çıkmış taştan antik şehir inşa etmişlerdir. Ölü Deniz‘ in 80 km güneyinde, ve Arap çölünün kenarında bulunmaktadır.

Petra Antik Kenti MÖ 400 yılında Nebatilerin kontrolüne geçmiş olan bölge ticaret ve kervan yollarına yakın olmasından dolayı hızla zenginlemiştir. Nebati İmparatorluğu ticaretten elde ettikleri gelirle bugünkü Ürdün’ündeki kumtaşı kayalıklarda kendileri için son derece muhteşem bir kent inşa etmişlerdir. Petra Antik Kentinin inşası 500 yıl boyunca devam etmiş, şehir MS 106 yılında Romalıların eline geçtikten sonra şehre çok fazla yeni eser yapılmamıştır.

En parlak dönemlerinde Petra Antik Kenti’nde şehrin konumundan dolayı oldukça görkemli yapıtlar inşa etmiştir. Çünkü şehre ulaşmak için “Siq” denilen yer yer birkaç metreye kadar daralan bir vadiden gidilmektedir. Kent dar vadi boyunca yaklaşık olarak 1 km kadar içerde kalmaktadır. Kentin bu özelliği antik çağda şehrin korunması için Nebatilere çok büyük avantajlar sağlamıştır. Ayrıca vadide inşa edilen antik çağ barajı antik dönemde şehrin su ihtiyacını karşılamakla kalmamış aynı zamanda şehri su baskınlarına karşı korumuştur.

Petra Antik Kenti parlak dönemlerinde 20 bin ile 30 bin kişiyi barındırmış ancak MS 363 ve MS 747 yıllarındaki depremler sonrasında insan yerleşiminin hızla azaldığı ve zamanla insanların burayı tamamen terk ettiği ve bundan dolayı kayıp şehir haline dönüştüğü bilinmektedir.

Petra Antik Kentteki en popüler yapılar şunlardır: Al Khazneh (Hazine), Ad – Deir Manastırı, Kraliyet Mezarları, Roma tarzında inşa edilmiş olan Amfitiyatro, kayalara mezarların bulunduğu geniş kanyon Street of Facades, Hz Musa’nın Kardeşi Harun’un Mezarı (Aaron’un Mezarı). Petra Antik Kenti’nde tiyatro, tapınak, ev, gibi çeşitli yapılar kireç taşına oyularak yapılmıştır.

Petra Antik Kentinin tarih sahnesinden silinmesinden 1000 yıl sonra 1812 yılında İsviçreli maceraperest Johann Burckhardt tarafından kayıp şehir yeniden keşfedilmiştir. Johann Burckhardt kenti keşfettikten sonra Batı dünyası Petra Antik Kentinin varlığından haberdar olmuş ve Petra turistler için bir cazibe merkezi haline gelmiştir.

Nebati Halkı M.S. 106 yılında yıkılarak Roma İmparatorluğu’nun kontrolü altına girmiş. M.S. 106 yılından itibaren Romalıların yönetimindeki kent M.S. 324 yılında Roma İmparatorluğu’nun Hıristiyanlaşması ile bir Hıristiyan kenti olmuş. Tahmini olarak M.S. 350-400 yılları arasında bir süreden itibaren Bizans İmparatorluğunun egemenliğinin hüküm sürdüğü topraklar yaklaşık olarak 300 yıl sonra İslam’ın etkisi ile tanışmış. 661 yılında Emeviler, 750 yılında ise Abbasiler bu antik kenti yönetmiştir. Ancak bu arada sıklıkla olan depremler ve coğrafyadaki ticaret yollarının değişmesi nedeniyle Petra’nın tarihi önemi kaybolmuş. Tahmini olarak 1300’lü yıllarda şehir tamamen terk edilmiştir.

Petra Antik Kenti 1985 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” listesine alınmış ve muhteşem ve görkemli yapıları ve iyi korunmuş antik binaları ile 2007 yılında oluşturulan Dünyanın Yeni Yedi Harikası listesinde kendine yer bulabilmiştir.

Bir Cevap Yazın