Petrol nasıl oluşur?
Temel yapı taşı hidrokarbon olan ve insanlık tarihinin günümüzde geldiği konuma büyük katkısı olan petrol; yoğun kıvamlı, damıtılmamış ve yeraltında bulunan son derece yanıcı mineral bir yağ türüdür. Petrol kelimesi, Latince taş demek olan “Petra” ile yağ manasında kullanılan “Oleum” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuş ve eski Latince “Taş Yağı” anlamına gelmektedir. Her ne kadar ülkemizde ve dünya genelinde petrol denince akla benzin, fuel oil veya motorin gelse de, yeraltından çıkarılan “ham haldeki” mineral yağ petrol olarak tanımlanmaktadır. Bu tür yakıtların tamamı, petrolün “işlenmesiyle” elde edilen yan ürünlerdir.
Petrolün temel bir şekilde ifade edilebilecek kalıplaşmış bir kimyasal özelliği bulunmamakla birlikte farklı hidrokarbon yoğunluğunda oluşabilmektedir. Dünya üzerinde bulunan petrol yataklarının tamamı bulundukları coğrafyaya göre farklı özellikler göstermektedir. Örneğin; ABD’nin sahip olduğu petrol hidrokarbon bakımından zengin içerikliyken, Rusya petrolü ağır kokulu ve naften zengin içeriklidir.
Her ne kadar insanlar petrolün karadaki canlıların fosilleşmesi ile oluştuğunu düşünse de aslında petrol, denizde yaşayan “bitkilerin” ve hayvanların çürümesiyle oluşan bir mineral yağdır. Hayvan ve bitki kalıntılarının çürümesinin ardından belirli bir yoğunlukta ve kalınlıkta tabakalar halinde “milyonlarca yıl” boyunca kaldıktan sonra bu tabaka içerisinde yalnızca mineral yağlar kalır. Ağır çamur ve kaya tabakalarının altında milyonlarca yıl boyunca kalan bu bitki ve hayvan kalıntıları, petrol veya doğalgaza dönüşmektedir.
Dünya üzerinde farklı bölgelerden çıkartılan petrolün alevlenme noktası ve element bileşenleri gibi kimyasal özellikleri de büyük oranda farklılık gösterebilmektedir. 15ºC’de alevlenen petrol türleri olduğu gibi 150ºC’ye kadar alevlenmeden doğal yapısını muhafaza eden petrol türleri de bulunmaktadır. Petrol türlerinin alevlenme sıcaklıkları farklı değerlerde seyretse de, genel olarak dünyadaki tüm petrol türlerinin ortalama olarak 10,500 cal/kg ısıtma kuvvetine sahip olduğu söylenebilir. Aynı şekilde dünya petrol rezervlerinin element bileşenlerini de ortalama olarak tanımlamak gerekirse; %84 Karbon, %12 Hidrojen, %1 Oksijen ve eser miktarda da kükürtle diğer elementlerin birleşerek petrolü oluşturduğu söylenebilir.
Petrolün oluşması için bitki ve hayvan kalıntılarının muhakkak anaerobik bir ortamda bulunması gerekmektedir. Ayrıca petrolün oluşmasında ısı, basınç, jeolojik yapı, mikroorganizma yoğunluğu ve zaman da son derece önemli bir etkendir. Yeryüzünün her yerinde farklı şartlar söz konusu olduğundan, her bölgenin petrolünün de kendine ait özelliklere sahip olduğu söylenebilir.