Pi sayısını kim buldu?
“” simgesiyle ifade edilen Pi sayısı, matematik biliminde oldukça geniş bir alanda kullanılan ve bilinen insanlık tarihinin en eski dönemlerinden bu yana insanoğlunun üzerinde araştırmalar yaptığı deyim yerindeyse “gizemlerle dolu” bir sabittir. Pi sayısının matematik biliminde bir sayının da ötesinde temel bir “sabit” kabul edilmesi, daire ile olan ve hiçbir zaman değişmeyen ilişkisinden kaynaklanır. Pi sayısı, “bir dairenin çevresinin, çapına bölünmesi” ile bulunur. Pi sayısının simgesi, Eski Yunanca çevre manasına gelen “περίμετρον” sözcüğünden gelmektedir ve bu nedenle günümüzde “” sembolü ile gösterilir. Ludolph sayısı ve Arşimet Sabiti olarak da bilinen Pi sayısı, hakkında belki de en çok spekülasyon yapılan matematik sabitlerinden biridir.
Şüphesiz bir matematik sabitiyle ilgili spekülasyon yapılması ilk aşamada kulağa mantıklı gelmese de, aslında Pi sayısı ile insanlık tarihi arasındaki ilişki tartışma konusu olmaktadır. Antik Dönem ve daha da öncesinde yapılan birçok yapının Pi sayısından faydalanılarak tasarlandığına dair görüşler, bilinen insanlık tarihinin gelişim süreciyle çelişen bir takım yorumları da peşi sıra getirmiştir. Mısır piramitlerinden Kuzey Amerika’daki yapılara dünyanın birçok farklı bölgesinde yer alan binlerce yıllık yapıların mimari planlarının incelenmesi sonucu Pi sayısını bulan araştırmacılar, günümüzden binlerce yıl öncesinde dahi medeniyet seviyesi üst düzeyde olan toplumlar olduğunu ileri sürmektedir.
Isaac Newton, Leonhard Euler, Fabrice Bellard, Nilakantha Somayaji ve Franciscus Vieta gibi bilim tarihinin en önemli isimleri, Pi sayısını kullanarak farklı formüller meydana getirmiştir. Yüzyıllar öncesinde dahi matematikçiler, Pi sabitini kullanarak farklı alanlarda hesaplamalar yapılmasını sağlayacak formüller üzerinde çalışmıştır. Pi sayısının sonsuza dek devirli bir şekilde devam ediyor olması, matematikçilerin bu sayıya olan merakının katlanarak artmasına neden olmaktadır. Günümüze dek birçok matematikçi Pi sayısının tam değerini ya da varsa tekrar periyodunu bulmak üzere sayısız araştırma yapmıştır. Nitekim 2010 yılında Fabrice Bellard algoritma yardımıyla Pi sayısının ilk “2.699.999.990.000” basamağını bulmayı başarmıştır.
Şüphe götürmeyecek bir kesinlikle Pi sayısının binlerce yıl önce bulunduğuna ve insanoğlunun matematikte ve mimari de bu sayıdan yararlandığına dair komplo teorileri ise günümüzün popüler kültüründe büyük ilgi çekmektedir. Dünya genelinde bilhassa bilim çevrelerinde kabul gören insanoğlunun ilkelden gelişmişe doğru ilerlediğini söyleyen gelişim modelini yıkmak isteyen bazı bilim insanları ve bağımsız araştırmacılar, Pi sayısından yola çıkarak bilinen insanlık tarihinin karanlık dönemlerine dair ipuçları bulmaya çalışmaktadır. Kuşkusuz bu tür düşünceler birer iddia olmanın ötesine gidememektedir.