Plankton nedir?
Hareket yeteneği olmayan ve tamamen denizlerdeki akıntılar yönünde hareket edebilen planktonlar, mikroskobik boyutlara sahip olan ve çoğunluğu tek hücreleri olan canlılardır. Planktonlar çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük olmalarına rağmen üreme dönemlerinde milyarlarca planktonun dünya okyanuslarında belirli alanlarda toplanması, dünya dışından bakıldığında suyun renk değiştirdiğinin görülmesine dahi neden olmaktadır. Üzerinde birçok bilimsel araştırma yapılan planktonların tamamı yakın geçmişe kadar tek hücreleri olarak kabul edilmiş olsa da, günümüzde bazı denizanaları ve yosunlardan kopan parçalar da plankton olarak tanımlanmaktadır.
Planktonlar kendi aralarında “bitkisel ve hayvanlar planktonlar” olarak iki temel sınıfa ayrılır. Biyologlar bitkisel özellik gösteren planktonları “Fitoplanton” olarak isimlendirirken, hayvansal özellikteki türler de “Zooplankton” şeklinde tanımlanır. Dünya genelinde plankton nüfusuna yönelik yapılan araştırmalar, bu mikroskobik su canlılarının okyanuslar ve denizler dışındaki sularda da yaşadığını ortaya çıkartmıştır. Dünya üzerindeki tüm göllerde, derelerde ve akarsularda plankton bulunduğu gibi, uygun ortam şartları sağlandığında buzul bölgeler de dahi yaşayabilirler. Kısacası dünya üzerinde su kütlelerinin oldukça büyük bir bölümünde bulunan planktonların, sayılamayacak kadar geniş bir nüfusa sahip olduğu söylenebilir.
Özel bir plankton türü olan “Kokkolitler”, Dimetil Sülfür adı verilen bir kimyasalın atmosfere karışmasını sağlar. Normal şartlarda su yüzeyinde bulunan Dimetil Sülfür Kokkolitler sayesinde dünya atmosferine karışır ve sonrasında Oksijen atomları ile birleşerek Sülfat haline dönüşür. İlk bakışta bu özel plankton türünün dünya denizlerindeki Dimetail Sülfürü atmosfere karıştırması önemli bir olay değilmiş gibi görünse de, aslında ilerleyen evrede Oksijen ile birleşerek Sülfat olan bu kimyasal dünya iklimi açısından kritik derecede önemlidir. Bilimadamları yaptıkları çalışmalarda atmosferde bulunan Sülfatın su buharının yoğunlaşmasına yardımcı olarak, atmosferdeki yağış olaylarına yardımcı olduğunu tespit etmiştir.
Planktonlar dünya denizlerinde yaşayan binlerce farklı yaşam formunun en önemli besin maddesi olmakla birlikte, “en büyük memeli” olarak bilinen Mavi Balinaların da temel besin maddesidir. Planktonların en büyüğünden en küçük mikroskobik düzeydeki canlılara kadar birçok türün yaşamasını sağladığı düşünüldüğünde, çoğunluğu tek hücreli olan bu canlıların önemi daha da iyi kavranır. Tüm bunların ötesinde planktonların atmosferde bulunan ve bulut oluşmasından yağış olaylarına kadar birçok önemli olayda görev alan Sülfürün oluşmasına katkı sağlaması da göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur. Ancak insanoğlunun giderek dünya atmosferine daha da yüksek oranda Karbon(C) salmasının bir sonucu olan küresel ısınma, dünya denizlerindeki pH derecesinin düşmesine neden olmaktadır. Planktonların pH derecesi azalarak asit değerine düşen okyanus sularında yaşaması ise ne yazık ki mümkün değildir.