Planörler nasıl ve nerelerde kullanılır?
Sabit kanatlı bir hava taşıtı olan planör, sahip olduğu kusursuz aerodinamik yapı sayesinde herhangi bir güç kaynağı kullanmadan uçmaktadır. Günümüzün modern teknolojileri her geçen gün uçak modellerinde yeni sistemler denese de, planörler tüm bu gelişmelerin dışında kalmaktadır. Çoğu insan planör kullanmayı bir tutku olarak tanımlar ve bu nedenle de dünya genelinde planör kullanımı oldukça popüler hobiler arasında yer alır. Tek ya da çift kişilik kokpitleri bulunabilen planörlerin herhangi bir motor düzeneği bulunmadığından, kalkış için dışarıdan yardım almaları gerekir. Kalkış için gerekli olan enerjinin sağlanması için motorlu bir uçak kullanılabileceği gibi, vinç sistemleri yardımıyla da kalkış gerçekleştirilebilir.
Kalkış için motorlu bir uçaktan yardım alan planörler, bu uçağın arkasına özel bir düzenek ile bağlanır. Motorlu uçağın rutin kalkışını yapması ile planör de havalanır ve belirli bir irtifaya gelindiğinde aradaki bağlantı koparılır. Planörler bağlı oldukları motorlu uçaktan ayrıldıktan sonra atmosferdeki hava akımlarından faydalanarak uçar. Planörlerin motorlu uçaktan ayrıldıktan sonra hava akımlarından faydalanarak uçabilmesi için oldukça iyi tasarlanmış bir aerodinamik yapıya sahip olması gerekir. Planörler dünya çapında birçok insan için bir tutku haline geldiğinden, uluslararası düzeyde yarışmalar da düzenlenmektedir. Bu tür yarışmalarda yapısal özelliklerine göre farklı sınıflara ayrılan planörler, en kısa süre içinde en uzun mesafeyi kat etmek için yarışır.
Planör kullanımında önemli olan hususlardan biri ve belki de en önemlisi, hava akımını doğru şekilde kullanabilmektedir. Bu nedenle uluslararası düzeyde yapılan planör yarışlarında zaman ve mesafe dışında, en yüksek irtifaya çıkabilmek de önemlidir. Akrobasi alanında da yarışmalar düzenlenen planör yarışlarında, planör pilotları yaptıkları çeşitli gösteriler ile hakemlerden en yüksek puanı almaya çalışır. Bilinen insanlık tarihi boyunca aralarında Hazerfen Ahmet Çelebi’nin de bulunduğu pek çok insanın kendi yaptığı planör benzeri icatlarla uçtuğu bilinse de, modern Avrupa kültüründe planörün mucidi Otto Lilienthal olarak kabul edilmiştir.
1886 yılında kendi yaptığı planör ile başarılı bir uçuş gerçekleştiren Otto Lilienthal böylece planörcülük kavramının da ortaya çıkmasını sağladı. Günümüzde aralarında ülkemizin de yer aldığı birçok ülkede sevilerek yapılan sporlar arasında yer alan planörcülük, fiberglas ve kontraplak gibi yeni nesil malzemeler sayesinde daha da geliştirilmiştir. Havayı daha iyi yarabilmek için ince uzun bir gövde yapısına sahip olan planörlerin kanatları ise hava akımını daha verimli kullanmak için ince uzun şekilde tasarlanmaktadır.