Rize’nin gezilecek yerleri nelerdir?
Rize Doğu Karadeniz Bölgesinin bütün karakteristik özelliklerini taşıyan bir şehrimizdir. Dağlarıyla, buzul gölleri ve dik yamaçlarıyla, yaylaları, tarihi kemer köprüleri ve kaleleri ile dereleri ile turizm açısından önemli bir şehirdir. Geçmişte pek çok uygarlığın egemenliğine girmiş olan şehir, 1509 senesinde Osmanlı egemenliğine girmiş ve bugünkü durumuna gelmiştir. Osmanlılar zamanından kalan çok sayıda tarihi eserin bulunduğu Rize, aynı zamanda doğa güzellikleriyle de turizm açısından adeta cazibe merkezi durumuna gelmiştir.
Şehirde tipik Karadeniz ikliminin etkisi görülmektedir. Yazları serin, kış dönemi ise bol yağışlı geçer. Ülkemizdeki en fazla yağış alan şehirlerden biri olan Rize’deki pek çok bölge turizm bölgesi ilan edilmiş ve doğal tarihi güzellikleri tescillenmiştir. Bu nedenlerden dolayı şehrimizin görülmesini öneriyoruz. Buraya gittiğinizde gezebileceğiniz yerleri bir araya topladık.
AĞARAN ŞELALESİ: Şehrin Çayeli ilçesine 12 km mesafedeki bu şelale, Şairler deresi üstündeki doğa harikasıdır. 92 metre yüksekliği bulunan şelalenin, görsel olarak görülmeye değer bir güzelliği bulunmaktadır.
AYDER YAYLASI: 1350 metrelik rakımda bulunan yaylada, ladin ve kayın ağaçlarının bulunduğunu göreceksiniz. Burası muhteşem bir güzelliğe sahip olan dinlenme yeridir. Ayder Yaylası, tabiat harikası güzellikleri ile ziyaretçilerin ilgisini çeken, çok sayıda turizm aktivitesine uygun bir bölgedir. Heliski, kampçılık, trekking, rafting, jeep safari ve doğa fotoğrafçılığı gibi güzel aktivitelerle tatil alternatiflerinizi arttırabilirsiniz. Bölgeye ulaşım sorunu yaşamadan ulaşabilir, alt yapı sorunu bulunmayan, konaklama ve yeme içme tesislerinin olduğu bir tatil günü geçirebilirsiniz.
RİZE KALESİ: Şehrin güneybatısında bulunan kalede, aşağı kale ve iç kale bölümleri vardır. Kaledeki surların bir bölümü ve bazı kuleler günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kaleyi görmenizi tavsiye ederiz. İç kale bölümü ortalama 150 metre yükseltiye kurulmuştur. Planı yamuk olan kalenin kapısı doğuya doğru bakmakta ve yarım daire şeklinde olan beş kuleden oluşur. İç kaleden başlayıp, denize doğru surlar ile genişleyen aşağı kalenin, günümüze kadar bazı surları ile kule kalıntıları kalmıştır. Ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgi olmasa da, kalenin Osmanlılar zamanında onarıldığı ve kullanıldığı bilinmektedir.
ZİL KALESİ: Çamlıhemşin ilçesinde bulunan kalenin Orta çağ döneminden kalan eserlerden olduğu bilinmektedir. Kale fırtına deresinin batı kıyılarındaki sarp bir kaya kütlesi üstüne kurulmuştur. Kalenin doğusunda, kuzey ve güneyinde doğal uçurum bulunmakta, diğer yönlerinde ise surlar bulunmaktadır. Kalenin yapımı sırasında dört katlı olduğu, kiriş izlerinden belli olmaktadır. Kalenin yapım tarihi kesin olarak bilinmese de, 14. ve 15. yüzyıla kadar indiği düşünülmektedir.
KALE-İ BALA: M.Ö.200 yıllarında inşa edildiği düşünülen kale, şehirdeki Çamlıhemşin ilçesinin 40 km güneyinde bulunur. Burası Varoş kalesi olarak ta tanınır. Kale surlarının çok harap durumda olan Kale-i Bala ve Zil Kale ile mimari olarak benzerlik gösterdiği görülebilir.
AYDER KAPLICASI: Ülkemizdeki en önemli kaplıcalar arasında bulunan Ayder Kaplıcası çoğu kişiye şifa dağıtan bir özelliğe sahiptir. Rize’ye gidenler Ayder ’de kaplıcaya gitmeden dönmemelidir. Burası termal turizmin en iyi yaşandığı yerlerden biridir. Ayder kaplıcalarının alanı 2450 m2 lik bölgeyi kapsamaktadır. Tüm yıl ziyaretçilere hizmet vermektedir. Burası sağlık merkezi olarak tescillenmiş bir kaplıcadır. Hastaların tedavisi de yapılmaktadır.
ATATÜRK EVİ MÜZESİ – MEHMET MATARACI KONAĞI: Atatürk’ün kendisine ait olan eşyalarının ve bölgede çıkarılan tarihi eserlerin sergilendiği müzenin ikinci katında Atatürk’ün kaldığı oda vardır.
FIRTINA DERESİ: Çamlıhemşin ilçesindeki derenin üzerinde bulunan 10 tane tarihi kemer köprü görülmesi gereken eserler arasındadır. Harç kullanılmadan yapılmış olan köprüler, Bizans dönemi mimarisiyle inşa edilmiştir. Fırtına deresi aynı zamanda kano rafting tutkunları için, elverişli bir ortamdır.
RİZE MÜZESİ (SARI EV): Etnografik eserlerin sergilenmiş olduğu müze, yörede sarı ev olarak biliniyor.
GÜLBAHAR CAMİİ: Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun’un yaptırdığı cami, kare planıyla, tek şerefesi ve tek minaresi ile ilgi çekici bir eserdir. Osmanlı mimarisiyle yapılan cami, 1956 senesinde kuzeye kaydırılmış ve tekrar inşa edilmiştir.
PALOVİT ŞELALESİ: Bölgedeki en bol suya sahip şelale, Kaçkar dağları Milli Parkı içindedir. Palovit vadisindeki şelalenin yüksekliği 15 metredir.
İKİZDERE: Ovit yaylasında derelerin birleşmesiyle oluşan İkizdere, debisi yüksek olduğundan profesyonel raftingcilerin tercih yeridir.
ELEVİT VE PALOVİT YAYLALARI. Ulaşım sorunu olmayan yaylalarda, bütün yabani hayvanlar olduğundan avcılık meraklıların ilgi odağıdır. Karadeniz’deki en güzel yükseltiler burada görülebilir.