Rodos’un fethi nasıl olmuştur?
Rodos adası Ege Denizi’nde bulunan on iki adanın en büyüğüdür. Ada konum itibarıyla aynı zamanda Anadolu’ya en yakın adadır. Tarihte bir dönem Araplar tarafından ele geçirilmiş olan ada, çeşitli ulusların idaresine geçmiştir. Adaya 1308 yılında Saint Jean (Hazret-i Yahya) şövalyelerinin Filistin bölgesinden gelerek yerleşmesiyle birlikte yeni bir dönem başlamış oldu. Bu süreçle ada Hıristiyanlığın doğudaki en önemli merkezi ve karakolu konumunda olmuştur. Osmanlıların eline geçmesiyle birlikte, İzmir’deki kalesi yüzünden şövalyeler adada kalmıştır. Timur zamanında kalelerin yıkılmasından sonra, şövalyeler Rodos’u terk etmek zorunda kalmıştır. Fetret döneminde şartlar gereği Çelebi Mehmet şövalyelerin İzmir’de hak iddia etmesini engellemek için, Bodrum Kalesini şövalyelere vermiştir.
Rodos adasının fethi için, Fatih Sultan Mehmet zamanında üç defa sefer düzenlenmiş olsa da, bu seferlerde başarı sağlanamamıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında adanın fethi daha fazla önemli hale gelmiştir. Bunun nedeni Yavuz Sultan Selim tarafından önceden fethedilen Mısır’ın yeniden teşkilatlandırılmasıyla, bölgenin iktisadi açıdan daha fazla önem kazanmasıdır. Bu adanın fethedilmesi ve İstanbul Mısır arasında gerçekleştirilen deniz ticaretinin güven içinde yapılması gerekiyordu. Şövalyeler güçlü donanmaları nedeniyle hem buradan geçen hac kafilelerine, hem de Akdeniz’de bulunan Türk ve Müslüman gemilerine zarar vermekte ısrar ediyordu.
Rodos’un fethi
Kanuni Sultan Süleyman Belgrad’ı fethettikten sonra, Avrupalı ulusların kendi içişleriyle uğraşmasını fırsat bilip, Rodos’un fethi için gereken hazırlıklara başladı. Ayrıca Canberdi Gazali isyanı sırasında şövalyelerin bu asileri desteklemesi de, bu kararın alınmasında etkili olmuştur. Kanuni’nin bu düşüncesini öğrenmiş olan şövalyelerin başı Vilye Lil Adam şövalyeleri toplayıp, adada hazırlıklara başlamıştır. Rodos seferini serdarlığına ise ikinci vezir olan Mustafa Paşa tayin edilmiş. 400 nakliye gemisi ve 300 harp gemisiyle birlikte daha çok güçlenen donanmanın idaresine ise, Barbaros Hayreddin Paşanın yanında yetişen amiral Kurdoğlu Muslihiddin Reis getirilmiştir. Donanmayı Hümayun İstanbul’dan 4 Haziran 1522 yılında Rodos’ a doğru hareket etmiştir. Kanuni bu tarihten on gün sonra yüz bin kişilik kara ordusuyla birlikte yola çıkmıştır. Bu seferde Sadrazam Piri Mehmet Paşa’nın amcası Şeyhülislam Zenbilli Ali Cemali Efendi’de yer almıştır. Donanma yirmi gün içinde Rodos’a ulaşıp, adaya asker çıkararak hazırlıklara başlamıştır. Avrupa’dan gelebilecek yardım gemilerine önlem almak için, limanda muhafaza gemileri yerleştirilmiş. Askerler karaya Öküzburnu mevkiinden çıkarılmıştır. Şehrin çevresine metrisler kazılıp, buralara muhasara toplarının yerleştirilmesi yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman 28 Temmuz günü Rodos’a çıkmış ve şövalyelere teslim olmaları konusunda bir öneride bulunmuştur. Bunun reddedilmesi üzerine muhasara başlamıştır. Kalenin korunması sekiz farklı dil konuşan farklı milletten askerlerle yapılmıştır. Beş ay devam eden direnişten sonra, Rodos Kalesi 20 Aralık 1922’de teslim olmuştur.
Rodos’un fethinin sonuçları
Muhasara sırasında Osmanlı ordusu yirmi binden fazla şehit vermiştir. Şartların arasında şövalyelerin top ve silah dışındaki eşyalarını alıp on gün içinde adadan ayrılması, bu sürede şehirde olan istihkâmların yeniçeriler tarafından güvence altına alınması, asıl kuvvetlerin iki km uzaklıkta beklemesi bulunuyordu. Kalenin boşaltılmasıyla, şövalyeler Üstad-ı Azam gemileriyle beraber adayı terk etmiştir. Rodos Kalesiyle beraber, diğer on iki ada ve Bodrum Osmanlı Devletinin eline geçmiştir. Şövalyeler Rodos’tan ayrılınca Trablusgarp ve Malta’ya yerleşmiş ve Hıristiyanlık için çalışmalarına buralarda devam etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman 29 Aralıkta şehre girip, kaleyi gezmiştir. 2 Ocak’ta camiye çevrilmiş olan Saint Jean Kilisesinde kendi için okunan hutbeyi dinlemiş ve Cuma namazını burada kılmıştır. Bu dönemden sonra Rodos adası 400 yıldan fazla Osmanlı egemenliğinde kalmıştır. Diğer adalarla beraber Rodos Trablusgarp savaşları sırasında 1912 yılında İtalyanlarca işgal edilmiştir. İkinci Dünya Savaşında ise Rodos Yunanlıların eline geçmiştir.