Roma hukukunun özellikleri nelerdir?

Antik Roma’nın hukuk sistemi olan Roma Hukuku, Kamu hukuku ve özel hukuk ayrımına dayanmaktadır. Kamu Hukuku ve Özel Hukuk ayrımı ilk defa Roma Hukukunda yapılmıştır. M.Ö. 7. yüzyılda kurulan Roma İmparatorluğu’nda ve bu imparatorluğun M.S. 395 yılında ikiye bölünmesinden sonra Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu’nda bu hukuku sitemi hüküm sürmüştür.
romahukuku
Roma’da hukuk, Roma şehrinin M.Ö. 753 yılında kurulmasından, M.S. 6. yüzyılda Justinianos’un kanunlaştırma hareketlerine kadar süren uzun bir gelişme geçirmiştir. Bundan dolayı bin yılı aşkın bir süre Roma devletinde uygulanan hukuk sistemi için kullanılan “Roma Hukuku” deyimi, gelişim süreci içinde oluşan, kaynakları ve nitelikleri farklı çeşitli hukuk sistemlerini kapsamaktadır.

Roma hukuku, Roma tarihinin ilk devirlerine kadar başlangıcı uzanan ve milâdî altıncı yüzyılda Jüstinyen’in (Justinianus) kanunlarıyla sona eren uzun bir gelişmenin ürünüdür.Yani bu intişafın takriben bin yıldan fazla sürmüş bir tarihi vardır. Bu uzun gelişme çağlarında hukuk birden bire değil çeşitli zamanlarda yapılan inkılâp ve değişmeler ile değişikliğe uğramıştır.Örneğin cumhuriyet ve prenslik devirlerinin hukuku, Jüstinyen hukukundan oldukça farklıdır.

Genel olarak Roma hukukunu doğru olarak kavrayabilmek için şu beş devreye bakmak gerekir:
a) Roma’nın başlangıcından (M.Ö. 754), milâttan önce dördüncü yüzyıla kadar devam eden “eski hukuk devri”. Bazı bu devre bazı kaynaklarda “krallık devresi” denilmiştir.
b) M.Ö. 200 yılındaki İkinci Pön harbinden Prensliğin kuruluşuna kadar süren dönem.
Bazı kaynaklar bu döneme “cumhuriyet devri” demişlerdir.
c) Prenslik devrinden milâdî üçüncü yüzyılın ortalarına kadar süren “klasik hukuk devri”.
Bazı kaynaklar bu devre “pirenslik” devri demişlerdir.
d) Klâsik hukuk edebiyatının birdenbire sona ermesiyle başlayan ve Jüstinyen kanunlarıyla bitmiş olan “Bizans” dönemi. Bu döneme “aşağı imparatorluk devri” da denilmiştir.
e) 565 yılından 1453 yılına kadar devam eden “Bizans İmparatorluğu” devresi.

Birinci devre hukukunda cezai hükümler oldukça çoktur. Hukuki münasebetlerin çoğu, cezâî hükümlerin ve kanunların himayesine alınmıştır. Ancak cumhuriyet devrinden önce yazılı bir hukuk olmadığından teâmülî hukuk hakimdir. Bundan dolayıda mevkür devreye ait bilgiler kesin değildir.

İkinci devrede hukukî münasebetleri düzenleyen üç nevi kanun ve hukuk kaynağı ile bulunmaktadır. Bunlar, Oniki levha kanunu, halk meclisleri kanunları ve pretor beyannameleridir.

Üçüncü devre denilen Prenslik devrinde daha önceki hukuk kaynakları devam etmekle birlikte bazı değişiklikler olmuş ve Senatus (âyân meclisi) kararları önemli rol oynamıştır. Bu devrede diğer bir hukuk kaynağı da imparator emirnameleridir. Devrin özelliği gereği pretorun selahiyeti daralmış, imparatorların iktidar ve selahiyeti daha çok artmış, emir ve beyanları kanun mahiyetini iktisap etmiştir.

Dördüncü devre olan Mutlak krallık devrinde devletin idaresi hükümdarın eline geçtiği zaman onun herhangi bir hukuki faaliyeti doğrudan kanun hükmünü alıyordu.

Beşinci devrede Jüstinyen’in faaliyetiyle Roma hukukunun bin senelik inkişâfı son bulmuştur. İmparatorluğun yıkılmasından sonra 11. yüzyıldan itibaren kuzey İtalya’daki hukuk mektepleri mezkür müdevvenâtı ele almış ve modern hukuk üzerindeki tesirini temin etmişlerdir.

Roma Hukuku tatbik sahası bakımından cumhuriyetin son asırlarında Medeni Hukuk ve Kavimler Hukuku olmak üzere ikiye ayrılmıştır. “Medenî Hukuk” asıl Roma Hukuku olup sadece Romalı vatandaşlara uygulanırdı. Diğer milletler Romalılara göre medenî olmadıklarından dolayı onlara bu hukuk uygulanmaz onlar hukuk dışı kabul edilirlerdi. Diğer milletler hukuki münasebetleri, kendi örfü-âdetlerine ya da özel hukuklarına göre tanzim edilir ve buna da “Kavimler Hukuku” denir.

Günümüzde yürürlükte olan hukuk sistemlerinin bir çoğunun kaynakları arasında Roma hukuku vardır. Almanya, İtalya, Fransa, İsviçre ve dolayısıyla Türkiye gibi ülkelerde özel hukuk kurallarının önemli bir kısmının kaynağını Roma hukuku oluşturmaktadır. Günümüzde Roma Hukuku doğrudan doğruya hiçbir yerde yürürlükte değildir. XIX. ve XX. yüzyılda Avrupa ve Avrupa harici devletler, hukukun çeşitli sahalarında milli kanunlar yapmışlardır.

Bir Cevap Yazın