Ruh sağlığını bozan etkenler nelerdir?
Ruh sağlığı insanlar için beden sağlığı kadar önemsenmesi gereken bir konudur. Kişinin hem kendi kendisiyle hem çevresindeki kişilerle, hem de toplumun her kesimiyle barış içinde olması, bunlar arasında bir denge kurması, uyum sağlaması için gerekli çabanın sarf edilebilmesi durumunda ruh sağlığının korunması sağlanabilir. İnsanlar yaşamları süresince üzüntü, kaygı, öfke, korku, heyecan, kıskançlık gibi duyguların etkisinde olur ve bu duygularla hareket eder. Bu yaşanan duyguların bir tanesinin uzun süre kişiyi etkilemesi halinde ruh sağlığının bozulmasına neden olur.
Ruh sağlığını bozan durumlar nelerdir?
Engellenme: İnsanın elde etmek istediği bir şeye ya da ulaşmak istediği amaca varması engellendiği zaman ya da ihtiyaçlarını gidermesi engellendiğinde yaşadığı olumsuz bir duygudur. Yaşamda insanların karşılaştığı engeller üç bölümde incelenir. Bunlar;
- Fiziksel engeller: Kişilerin amaçlarını gerçekleştirebilmesini engelleyen uzaklık, hava şartları, yangın gibi fiziksel olaylardır.
- Sosyal ve yasal engeller: Kişilerin amaçlarına ulaşmasını engelleyecek kanunlar, toplumsal değerler gibi engelleri kapsamaktadır.
- Kişinin kendisinden kaynaklanan engeller: Bu engellenmede engellenmeyi yaratan kişinin kendisinin gerçekçi olmayan beklentileridir. Boyu kısa olan birinin basketbolcu olmak istemesi ve amacına ulaşamaması halinde engellenme duygusunu hissetmesi gibi, kişi burada kendi kendine engeller koymaktadır.
Hayal kırıklığı: Bu durumda kişiler engellenmişliği çok şiddetli yaşamaktadır.
Çatışma: Bu aynı anda ulaşması imkânsız olan iki güdüden birisini seçememenin kararsızlık halinin bir yansımasıdır. Güdülerin çatışmasında, birisinin doyumu diğerini engellemektedir. Bu nedenle çatışma engellenmeye sebeptir. Çatışma hali 3 farklı şekilde görülür.
- Yaklaşma – yaklaşma çatışması: Bu durum aynı anda ve aynı şiddette olan iki güdünün birisini seçememenin sonucunda gerçekleşen kararsızlık durumudur. Burada çatışmaya neden olan seçeneğin birine yaklaşıldıkça, bunun özendirici özelliği artmaktadır.
- Kaçınma – kaçınma çatışması: Aynı anda istenmeyen iki durumun birisini seçmek zorunda kalmada yaşanan kararsızlık durumudur. Burada olumsuz olan seçeneğe yaklaşıldıkça, bu seçeneğin iticiliği artar ve kişi bundan uzaklaşmaya başlar.
- Yaklaşma – kaçınma çatışması: Kişinin ulaşmak istediği amacın hem istenilen, hem de istenmeyen yönlerinin olması halinde yaşanan kararsızlıktır. Bu durumda eşit güdüler olmasında, amaca yaklaşıldıkça eşitliğin artmasında çatışma daha şiddetli bir durum alır.
Kaygı: Kişilerin yaşamış olduğu korku, sıkıntı, üzüntü, başarısızlık gibi duyguların kaynağını bilmeden uzun süre yaşanması kaygıdan oluşur. Kaygı kişiye verilen desteğin ortadan kalkmasında, olumsuz bir sonuç beklerken, düşünceler ve davranışlar arasında çelişkilerin olması halinde, gelecekte olacaklar hakkında bilgi sahibi olmamak gibi sebeplerden açığa çıkar. Kaygı belli bir seviyedeyken öğrenmeyi olumlu etkilerken, yüksek düzeyde olan kaygı öğrenmeyi olumsuz etkiler.
Stres: Bedenin uyumunu bozan her türlü iç ve dış etkileri kapsar. Bazı kişilikler strese daha fazla yatkındır. Bu kişilerin özelliklerinde kaygılı olmak, kişinin kendine ve başkalarına karşı güven duymaması, duygu ve düşünceleri denetlemek, başarı isteğinin fazla olması gibi etkenlerdir.
Ruh sağlığını korumak için kullanılan savunma mekanizmaları nedir?
Engellenmek, kaygı duymak, çatışmak, hayal kırıklığı kişinin ruh sağlığını olumsuz etkileyen durumlardır. Fakat insanlar ruh sağlığını koruyabilmek için farkında olmadan bazı savunma mekanizmaları kullanmaktadır. Bunlar kaygıyı azaltan etki yapmaktadır. Kaygılardan bilinçli olarak uzaklaşabilmek için, kaygının farkına varmak ve bunu kabul etmek gerekir. Kaygı veren durumdan uzaklaşılmalı ve düşünülmelidir. Kaygılar abartılmadan giderilmelidir. Savunma mekanizmalarını kullanan kişiler, bu davranışının gerçek işlevini bilemez. Bu yüzden savunma mekanizmaları bilinçsiz davranış kabul edilmektedir. Bunlar gerçeği farklı algılamaya sebep olur. Kaygıyı geçici olarak azaltmaktadırlar. Aslında bu mekanizmaları herkes kullanır, fakat aşırı kullanımda, kişilerin ruh sağlığının bozulmasına yarar. Bu savunma mekanizmalarının arasında kişilerin en fazla kullandıkları akla uydurma, bahaneler bulma, yansıtma, baskı yapma, yüceltme, ödün vermek, hayal kurmak, inkâr etmek şakaya vurmak gibi hareketlerdir. Ruh sağlığının korunması için önce kişinin kendini tanıması gerekmektedir. Yaşanacak olumlu ve olumsuz duyguların bilinmesi, çatışma ve gerilimlerden uzak durulmasına yardım eder. Ayrıca çevresindeki farklı görüşlere anlayışla yaklaşılmalı ve hoşgörülü olunmalıdır. Hoşgörüden yoksun olan toplumda, ruh sağlığının korunması beklenemez. Kişinin kendi yeteneklerini ve özelliklerini bilmesi, buna göre kendini yönlendirmesi ve bu şekilde daha verimli yaşaması gerekir. Gelecekteki planlar yeteneklerin doğrultusunda yapılmalı, zorlukları aşabilmek için ne yapılması gerektiği bilinmelidir. Ruh sağlığını koruyabilmek için çevreden destek alınmalı, aile bireylerinden, arkadaşlara, öğretmenlere kadar işbirliği içinde olmalıdır. Gerektiğinde kişiler psikolojik destek almalıdır.