Sekülerizm nedir?
Toplum genelinde hakim olan tanrı ve ahiret ile ilgili kavramlar üzerinde düşünülmemesi gerektiğini savunan sekülerizm, bunun yerine dünya hayatının kendisine odaklanılmasının daha yararlı olduğunu savunan bir akımdır. Siyasi, felsefi ve sosyolojik anlamları bulunan sekülerizm sahip olduğu düşünce yapısı nedeniyle “dünyacılık” olarak da anılmıştır. Ruhani konularla ilgilenmek yerine dünyevi konuların araştırılması gerektiğini savunan sekülerizm, dünya yaşamında birçok farklı ve birbiri ile etkileşim halinde olan bilim dalı olduğundan oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Türkçede “laiklik” kavramı ile eşanlamlı olarak da kullanılan sekülerizm kelimesi, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıyla ilgilenir. Felsefe bilimindeki kullanımı açısından sekülerizm kavramı incelendiğinde, dünyacılığın bilimsel esaslara dayanan yani deney ve gözlemler ile tutarlı sonuçlar elde edilen somut temellere dayandığı söylenebilir.
Siyasi anlamda kullanılan sekülerizm, teokrasi yönetiminin tamamen zıttı olarak devlet yönetiminin din odağından uzak bir şekilde yapılması gerektiğini savunur. Toplumu ilgilendiren kamusal konulara dinin karıştırılmaması gerektiğini söyleyen seküler düşünce, din ile bütünleşen kamusal uygulamaların tamamını reddeder. Avrupa’nın karanlık uykusundan uyanmasını sağlayan “Aydınlanma Hareketi” esnasında şekillenmeye başlayan bir kavram olan sekülerizm, dogmatik inançları tanımaz. Nedensellik ve deneyciliğin ön planda tutulduğu sekülerizmde doğaüstü olayların nedenlerinin din ve tanrı ile bağdaştırılmasının dünya yaşamına herhangi bir katkı sağlamayacağı görüşü hakimdir. Günlük yaşamın bir parçası olmayan din ve dinin ilgilendiği doğaüstü kavramların insanoğluna herhangi bir yönden katkı sağlamayacağını söyleyen sekülerizm, hayatın anlamı ya da işleyiş mekaniği için bu tür konuların temel alınamayacağını düşünür..
Genel olarak bir felsefi akım olmasa da sosyal bir ideoloji olarak tanımlanabilen sekülerizm, dünyayı anlamak için dini bilgilerin hiç bir işe yaramayacağını savunur. Hukuki konularda, toplumu ilgilendiren sosyal kararlarda ve siyaset biliminin işleyişinde din merkezli bir görüşlerin tamamı reddeden sekülerizm, “sekülerlik” adı verilen kendi terminolojisini yaratmaya da çalışmıştır. Felsefi, siyasi ya da sosyolojiyi ilgilendiren birçok konuyu seküler form olarak tanımlayan bir düşünce sistemi, birçok insan için “ateizm” ile aynı şey demektir. Genel olarak seküler insanların oldukça büyük bir bölümü ateist olmadığını iddia eder ve kendilerine göre ya da diğer insanlar gibi belirli bir dini inancı olduğunu söyler. Seküler insanların büyük bölümü, tanrının varlığını sorgulamadığını yalnızca “dini otoritenin” günlük hayatı ilgilendiren konularda esas alınacak bir irade olmadığını ifade eder. Ancak felsefenin temelleri arasında yer alan “rasyonel düşünce” içinde bu fikir incelenirse, bu tarz bir önermenin tutarsız olduğu da görülür. Zira dini otoritenin bizzat Yaratıcı tarafından oluşturulduğu düşünülürse, Tanrı’yı kabul eden bir bireyin O’nun koyduğu hükümlerin dünya hayatına yarar sağlamayacağını düşünmesi tamamen irrasyonel bir düşüncedir.