Septisizm nedir?
Felsefe biliminin en önemli dallarından biri olan Septisizm en yalın tanımlama ile insanın tüm bilgi savlarına kuşku ile yaklaşması ve bilginin kaynağının araştırılmasını öngören bir görüştür. Kuşkuculuk, Şüphecilik ve Skeptisizm gibi isimlerle de anılan Septisizm, bilginin kaynağını ve etkilerini irdeler. Bilginin güvenilirliği konusunda yüzyıllardır birçok düşüncenin geliştirildiği Septisizmde insanoğlunun edindiği herhangi bir bilginin “kesin güvenilir” olarak tanımlanmasının mümkün olmadığı düşünülür. İnsan aklının “kesin” olarak tanımladığı bilgilerin doğruluğunu kavrayamayacak bir yapıda olduğunu iddia eden Septisizm, kesin bilginin insan tarafından elde edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürer.
Septisizmin bilginin gerçekliği ve kaynağı ile ilgili bu şüpheci yaklaşımı, kişinin kesin bilgiye ulaşması durumunda dahi şüphecilikten vazgeçmemesi gerektiğini savunur. “Mutlak” olarak tanımlanan kesin bilgilere insanın asla ulaşamayacağı görüşü, felsefenin en önemli isimlerinden biri olan ve çoğu bilim insanı tarafından “felsefenin babası” olarak görülen “Thales” döneminden konuşulmuştur. Günümüzde akademik düzeyde felsefe biliminin tarihi incelendiğinde, bu tarihin en önemli parçalarından biri olarak karşımıza Septisizm çıkmaktadır. Tüm felsefe tarihi boyunca Septisizm görüşünü benimseyen filozoflar insanoğlunun “doğru” olarak bildiği bilgilerin gerçekliğini sorgulayarak, kanıların temelden sarsılmasını sağlamıştır.
Felsefenin din ve bilim ile ilgili en çok yorum yapan dallarından biri olarak öne çıkan Septisizm, medeniyet tarihi boyunca birçok dini ve bilimsel anlayışın mekaniğini sorgulamıştır. Septisizm görüşünün doğası gereği her bilgi kaynağına ve bizzat bilginin kendisine şüphe ile yaklaşması, din ile ilgili kavramların ve teist düşüncelerin sorgulanmasına neden olmuştur. İnsanoğlunun bilimsel araştırmalara henüz başladığı dönemlerde evrendeki sistemlerin işleyişi ile ilgili fikirler ileri süren Spetisizm, bilimsel çalışmaları destekleyerek bilginin daha kaliteli hale gelmesini istemiştir. Dogmatik düşüncenin negatif kutbu olarak da tanımlanabilen Spetisizm, inanç ile ilgili tüm kavramları en baştan reddeder.
Bilinen insanlık tarihi boyunca felsefenin gelişimine en çok katkı yapan Antik Yunanlı filozoflardan biri olan Protagoras, günümüzde kabul gören Septik düşüncenin kurucusu olarak kabul edilir. Bu dönemde ileri sürülen felsefi açıklamaların çok fazla olması ve birçok konuyu kapsaması, Protagoras’ın olaylara derin bir şüphecilik ile yaklaşmasına neden olmuştur. Protagoras “Üşüyen kişi için rüzgar soğuk, üşümeyen içinse soğuk değildir” sözü ile bilginin kesin olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve her insan için bilginin farklı özelliğe sahip olduğunu ileri sürmüştür. Her şeyin belirleyicisinin bizzat insanın kendisi olduğunu söyleyen Protagoras, “Her şey ben nasıl görürsem benim için öyledir” sözü ile bilginin göreceliliğini ortaya atmış ve böylece Septik düşüncenin de ortaya çıkmasını sağlamıştır.