Sezaryen doğum hangi durumlarda yapılmalıdır?

Anestezi yöntemlerinin günümüzde iyileşmesi, sterilite ve enfeksiyon problemlerine karşı güçlü antibiyotiklerin bulunması, ameliyat dikiş materyallerinde sağlanan gelişmeler ve cerrahi tekniklerin ilerlemesi neticesinde sezaryen ameliyatları son derecede güvenli ve kolay bir hale gelmişlerdir.
Sezeryan-Doğum
Sezaryen hastanın isteğine bağlı yapılabileceği gibi bazı zorunlu hallerde de yapılabilir. Bu tıbbi zorunluluklar, genel olarak anne veya bebeğe bağlı olabilmektedir. Sezaryen ameliyatı, gebeliğin seyrine göre değişik gebelik haftalarında yapılabilmektedir. Genel olarak asıl amaç anne ve bebek açısından en uygun zamanı yakalamaktır.
Sezaryen, doğum işlemini gerçekleştirecek uzman hekimlerin anne ve bebeğin sağlığını tehdit eden bir durumun söz konusu olduğunu düşündüklerinde ve bu durumla ilgili net veriler elde ettiklerinde bebeğin anne karnından açılarak çıkartıldığı bir tıbbi doğum yöntemidir. Sezaryen ancak normal doğum yapamayacak olan anne adaylarına uygulanabilir. Bunun dışında doktoru sezaryen yöntemini uygulamaya yönelten veya zorlayan başka nedenler de olabilmektedir.

Sezayyen normal şartlarda yarım saat ile kırk beş dakika arasında sürmektedir. Sezaryen doğum, küçük aksaklıklar ile karşılaşıldığı zaman bir saat kadar uzayabilir. Normal doğumdan farklı olarak sezaryende normal doğum sırasında kullanılan anestezinin iki katı kadar yoğun anestezi uygulanmaktadır.
Uzman hekimler şu durumlarda bu yönteme başvurmaktadırlar:

1- Bebeğin rahim kanalına baş ile lerlememesi durumu
Bebeğin doğum kanalına yan, makat ya da çapraz olarak gelmesi normal doğumda ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Normalde bütün gebeliklerin %95’inde bebek başla ilerlerken, diğer durumlarda ilerleme %5 oranında görülür. Böyle durumlarda bebeği riske atmamak için sezaryan uygulanmaktadır.
2- Plasenta (eş) kısmının rahim ağzını kapatması (Plasenta previa)
Böyle bir durum hasıl olduğunda bebeğin doğum kanalında ilerlemesi kanamaya bağlı problemlere neden olacaktır. Hem anne ve hem de bebek hayatını riske atacaktır. Bu durum daha sıklıkla gebeliğin ultrasonla izlemi sırasında saptanabilmektedir. Anne ve bebek hayatını riske atan bu durumda sezaryan mutlaka uygulanmalıdır.

3- Plasentanın (eş kısmının) erken ayrılması durumu
Plasentanın bebeğin doğumundan önce rahim duvarından ayrılmasına “ablasyo plasenta ya da “plasental dekolman” adı verilmektedir. Böyle bir durumda bebeğe oksijen ve besin kaynaklarının akışında sorun yaşanır. Böyle bir durumda daacil olarak bebek doğurtulmalı yani sezeryan ameliyatı uygulanmalıdır.

4- Makrozomi (İri Bebek)
Ultrason sonucunda bebeğin tahmini ağırlığının normalden fazla olması durumunda normal doğum yaptırmak zorlaşır. Özellikle ilk gebeliklerde, bebeğin tahmini ağırlığının 4000 gramdan fazla olarak saptanması durumunda, bebek riske atılmayarak sezaryen planlanabilir.
5- Bebeğin kafası ile gebenin leğen kemiği arasındaki uyumsuzluk
Genel olarak “çatının dar olması” olarak adlandırılan bir durumdur. Annenin kalça kemiğinin anatomik yapısı ve bebeğin başının bu bölgeye uygunluğu doğum yöntemini etkiler. Kalça kemik çatısının dar olduğu veya çatının normal olmasına rağmen bebeğin kafa çapının geniş olduğu durumlarda sezaryen yöntemine başvurulmalıdır.

6- Bebekle ilgili anormal haller
Bebeğin doğum kanalından geçmesinin imkansız olduğu bazı yapısal anormalliklerde sezaryen zorunlu olabilmektedir. Bilhassa bebeğin karın duvarının kapanmadığı ve iç organlarının dışarıda olduğu durumlarda sezaryen uygulanmalıdır. Vajinal doğum olduğunda bu organlarda ciddi zedelenmeler olabilir. Yine bazı iskelet sistemi hastalıkları ile nöral tüp defekti gibi durumlarda sezaryen kaçınılmazdır.
7- Vajinismus veya doğum korkuları
Vaginismus cinsel ilişki sırasında vajenin istemsiz kasılmaları ile karakterize bir durumdur. Genel olarak histerik yapıdaki bu kadınlarda vajinal muayene ile doğumu izlenebilir.Anne adayının normal doğumdan aşırı korktuğu ya daeya muayeneyi tolere edemediği durumlarda sezaryen yapılabilir.
8- Çoğul Gebelikler
Zorunlu olmamakla birlikte bu tip gebeliklerde sezaryen tercih edilmektedir. Bilhassa üç veya daha fazla sayıda bebek varsa vajinal doğumdan kaçınılmaktadır. İkiz gebeliklerde önde gelen bebeğin makat geliş arkadakinin ise baş geliş olması durumunda ilk bebeğin gövdesi doğduktan sonra arkadaki bebek ile kafaları kilitlenebileceğinden dolayı bu sezaryen zorunlu olmaktadır.
9- Rahimdeki myomlar
Doğum kanalını daraltarak normal doğumu imkansız hale getirebilirler. Yani sezaryen kaçınılmaz olmaktadır.

10- Ikınmanın riskli olduğu durumlar
Bazı durumlarda anne adayının normal doğum sırasında ıkınması kendi sağlığını tehlikeye sokabilir. İleri derecede kalp hastalıkları, bel fıtığı ve kronik astım gibi hastalıklar yine sezaryeni zorunlu kılmaktadır. Aynı şekilde beyin anevrizması gibi problemlerde sezaryen tercih edilir.

11- Annede herpes enfekiyonu
Anne adayında aktif genital herpes enfeksiyonu olduğunda bebek doğum kanalından geçerken enfeksiyonu kapabilir. Bu riskli bir durumdur.Yine sezaryen zorunludur.

12- Genital Siğil
Böyle bir durum söz konusu ise normal doğumdan uzak durulmalıdır.

13- Annenin Önceden Geçirdiği Ameliyatlar
Daha önceden geçirilen sezaryen, hemoroid ameliyatları, myomektomi, bel fıtığı, rahim ağzı ameliyatları veya vajinal ameliyatlar nedeni ile sezaryen gerekebilir.

14- Bebeğin sıkıntıya girmesi halleri
Doğum eylemi izlemi sırasında ya da öncesinde yapılan NST incelemelerinde bebeğin sıkıntıda olduğunu düşündüren bulgular nedeniyle acil sezaryen gerekli olabilir.

Amniyon sıvısının mekonyumlu olması, doğum eyleminin (travayın) ilerlememesi, kordon sarkması veya kordonun önde gelmesi durumlarında da sezaryen kaçınılmazdır.

Bir Cevap Yazın