Sigmung Freud’a göre aşk nedir?
Aşk’ın herkese göre farklı tanımları var kuşkusuz. Herkes farklı sever, sevdiğini bir başkasından daha farklı ve göz alıcı bir şekilde görür. Şayet hikayelere konu olan Leyla ile Mecnun aşkından nakledilen bir kesitte, Mecnun’a sorarla ne buldun şu Leyla’da diye. Mecnun tarafından verilen cevap, “Siz bir de onu benim gözümle görün” sevginin insanlar arasındaki farkını gösteren bir kıssa olabilir.
Aşk’ı değişebilen ve ilelebet muhafaza etmenin güç olduğunu söyleyen kişiler var iken, aynı zamanda değişen ve kaybolan bir sevginin aşk değil, hoşlanma, beğeni olduğunu söyleyerek, aşkın asla değişmez ve zamanla kaybolmaz tarafı olduğunu ifade edenler de var. Tüm tanımlar aşk’a atfedilen saygının bir gereği olarak toplanmış olabilir. Ancak Sigmung Freud tarafından açıklanılan aşk, birçok kişi tarafından saygısızlık olarak değerlendirilerek, zem edilmiştir.
Çünkü söz konusu Psikanaliz Kuramının sahibi filozof Freud, her şeyi cinselliğe bağladığı gibi, aşk ve sevgiyi de kolay bir şekilde cinsel sevk-i tabi içerisinde değerlendirerek, hayatın yaşama gayesinin cinsel güdülerden ibaret olduğunu ve insanın da bu yüzden yaşadığı genel kanununu savunmuştur.
Elbette ki cinsellik insanın içerisinde var olan bir güdü, hatta Allah tarafından yaratılan bir fıtrat olarak karşımıza çıkar. İnsanın içerisine koyulan cinsellik, insanlığın yaşaması ve çoğalması için gerekli olan bir lazıme. Ancak bu lazıme, hayatın tek gayesi olarak yansıtılması, hayatı anlamamak veya hayatın işleyişini sarpa sarmak amacından.
Söz konusu filozof sevginin ve aşkın kaynağının insanın içersindeki cinsellik olarak nitelendirirken, anne sevgisi, kardeş sevgisi, baba sevgisi gibi durumların açıklamasında da cinselliği kaynak olarak gösterebilmekte. Bunu açıklarken şu ifadeleri kullanır “Sevginin her türü, uygarlıkla gelişen yüceltmenin ve cinselliğin sonucudur”
Hayatın tüm akışını cinsel sevk-i tabi olarak açıklayan Freud’un görüşleri, batı düşüncesi içerisinde yer alarak, büyük bir insanlık kıyımına sebep olmuş ve şuanda olmakta. Kadınların cinsel kuvvet ve zenginliklerini kullanmaları gerekir diyerek, onları cinsel bir meta olarak gören Freud, insanlığı tahrif eden filozof kesim arasında yerini almıştır.