Şiilik nedir?
Şiilik İslam dininde Sünnilikten sonra en yaygın mezheptir. Şiilik siyasal bir akım olarak ortaya çıkmış, sonradan mezhep haline dönüşmüştür.
Şii sözcüğü Arapça’da “ yandaşlar, yardımcılar, birine uyanlar “ manasına gelmektedir. Terim olarak da halifeliğin Hz. Ali’ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğunu savunanlar için kullanılmıştır. Şiilere göre Hz. Muhammed sağlığında Tanrı’nın emri üzerine Hz. Ali’yi halife olarak seçmişti. Ama ölümünden sonra Müslümanların büyük bölümü bunu tanımayarak sırası ile Hz. Ebubekir (632-634, Hz. Ömer (634-644) ve Hz. Osman’ı (644-656) halifeliğe getirmişlerdi. Hz. Ali ise ancak Hz. Osman2ın öldürülmesi (656) üzerine halife olmuştur.
İlk üç halife zamanında gittikçe yaygınlaşan tartışmalar Hz. Ali zamanında çatışmaya dönüşmüştür. Müslümanlar birbirine düşman kamplara bölündüler. Hz. Ali2nin öldürülmesi (651) ve Muaviye’nin Şam’da halifeliğini ilan etmesi Müslümanlar arasındaki ayrılıkları daha çok derinleştirmiştir. Muaviye’nin halifeliğini tanımayan Hz. Ali yandaşları halifeliğin Hz. Ali soyuna ait odluğu inancı ile oğlu Hz. Hasan’ı halife tanımışlardır. Ama Hz. Hasan’ın kısa bir süre sonra halifelikten vazgeçmesi şişler arasında da bölünmeye sebep olmuştur. Bir bölümü Hz. Hasan’ın halifeliğini devretmiş olduğu Hz. Muaviye’ye uyarken bir bölümü Hz. Hasan’a bağlılıklaırnı sürdürmüşlerdir.
Şiiler Hz. Hasan’ın 667 yılında ölmesinden sonra kardeşi Hz. Hüseyin’i halife tanımışlardır. Hz. Hüseyin’in 680 yılında Muaviye’nin oğlu Yezid tarafından Kerbela’da öldürülmesi şii hareketine yeni boyutlar getirmiştir. Şiilerin bir bölümü Muhtar es-Sakafi’nin etrafında toplanarak Hz. Ali’nin üçüncü oğlu Muhammed el Hanefi’yi halife olarak tanımışlardır. Şiilerin büyük bölümü ise Hz. Hüseyin’in oğlu Ali Zeynel Abidin’e bağlanmışlardır. Ondan sonra da Zeynel Abidin’in soyundan gelen sekiz kişiyi imam tanımışlardır.
Şii inancına göre 869 yılında doğan ve babası Hasan el-Askeri’nin 873 yılında ölmesi üzerine imamlığa geçmesi gereken 12. İmam Muhammed el-Mehdi gizlenmeyi tercih etmiştir. Oysa kendisi sağdır, ve kıyametin kopmasından önce ortaya çıkarak dünyaya adaletli bir düzen getirecektir.
12 imam inancına bağlı olan Şiiler imamiye topluluğu olarak anılmışlardır. İmamların sayısına ve soy zincirlerine göre Şiiler birçok kola ayrılmıştır. Bunların en önemlileri Ali Zeynel Abidin’in oğlu Zeyd’e bağlananların oluşturmuş olduğu Zeydiye ile 6. İmam Cafer Sadık’tan sonra yerine geçen Musa Kazım’ı değil diğer oğlu İsmail’e imam olarak kabul eden İsmailiye’dir. İsmailiye yedi imamdan sonrasını tanımadığından sebiye (7 imamcılık) olarak da anılmıştır. Bunun dışında, şii inançlarından yola çıkmak ile beraber sonraları çok farklı bir nitelik alan Nusayrilik ve Dürzilik ile ayrı bir din sayılan Babilik’te vardır.
Şiilikte Hz. Ali’ye ve onun soyuna bağlılık gösterilmesi ibadetlerde ve toplumsal hayatta özel bir anlam taşımakla birlikte birçok dinsel buyruğun yerine getirilmesinde Sünnilik ve Şiilik arasında ciddi farklılıklar bulunmamaktadır. Bilhassa altıncı imam Cafer Sadık’ın sistemleştirmiş olduğu İslam hukuku kurallarına uyan imamiyeye bağlı Şiiler bu bakımdan Sünnilere an yakın topluluğu meydana getirirler.
Şiiler İslam tarihinde Karmatiler (894-977), Büveyhiler (932-1062) gibi egemen devletler, Fatımiler (909-1171) gibi halifelik merkezleri meydana getirmiş olmakla birlikte, başta İran olmak üzere İslam dünyasının hemen her yerinde dağınık topluluklar olarak yaşamışlardır. Şiilik ilk olarak 16. Asrın başlarında İran’da Safevi egemenliğini kurmuş olan Şah İsmail döneminde (1501-1524) resmi mezhep durumuna getirilmiştir. Şiilik bugün İran dışında Yemen’de ( Zeydiye kolu) resmi mezheptir. Ayrıca Irak, Suriye, Mısır, Pakistan ve Hindistanda da çeşitli şii toplulukları yaşamaktadır.