Sinestezi nedir?
Sinestezi bir duyunun başka bir duyu ile algılanması anlamını taşımaktadır. Yani beynin duyduğu şeyi zihin görsele çevirmekte, beynin görülen şeylerde seslere dönüştürülüp algılanmaktadır. Bu rahatsızlık sırasında kişiler sesleri koklamakta, şekilleri tatmakta ve renkleri duymaktadır. Vücut böyle bir mekanizma kurmuş ve işletmektedir. Bu rahatsızlığa yakalanmış olan kişiler kitap okurken kelimeler renklere dönüşmekte, müzik dinlerken havai fişek gösterisi oluşmaktadır. Gökkuşağına bakarken sesler duyulmakta, kapı çaldığında etrafta şekiller görülmektedir. Bunlar sinestezi hastalığı taşıyan kişilerin yaşamındaki olan olaylardır. Yunanca bir kelime olan sinestezinin kelime anlamı, birleşik duyu anlamına gelir. Hastalarda gerçekleşen bir duyu otomatik olarak diğer duyguyu uyarmaktadır.
Sinestezi çeşitleri nedir?
- Sonradan kazanılan sinestezi: Başka bir hastalığın olması durumunda ortaya çıkan sineztezilerdir. Özellikle epilepsi hastaları duyular arasındaki geçişi sıkça yaşayan bir gruptur. Hastalarda yaklaşık olarak % 4 ünde sinestezi görülür. Bunun nedeni iki hastalık sırasında beynin anormal elektrik üretiminin olması şeklinde açıklayabiliriz. Hastalık belli bir süre içinde kendiliğinden iyileşme gösterebilir.
- Nedeni çözülemeyen sinestezi: Bu tür rahatsızlık şekli her 25.000 insanda bir görülen ve ender ortaya çıkan bir durumdur. Kafadan alınan travmalar, çeşitli kimyasalların kullanımı, beyinde bulunan bazı bölümlerin hasar görmesi geçici yaşanan sinestezik durumlara neden olabiliyor.
Sinestezi bazen etkilenen duyular ile kategorize edilir. Sinestezi renk grafem sinestezisi, rakam formu sinestezisi, ses renk sinestezisi, ses dokunma sinestezisi gibi gruplara ayrılarak incelenir. Rahatsızlıkta sadece duyular değil, algılarda da karışıklık oluşabilir. Hastalar Cuma gününü kızgın, 8 sayısını ünlü, beyaz rengi sinirli, A harfini mutsuz olarak algılayabilir.
Sinestezi hastalarının verdiği tepkiler nedir?
Hastaların yaşadıkları deneyimler duyuların birbirinden farklı olması sebebiyle çeşitlilik içerse de, yapılan araştırmalar hastaların çocuklukta ve yetişkinlik döneminde yaptığı davranışların benzer olduğunu belirlemiştir. Çocuklukta ceza alma korkusu sebebiyle içinde bulunduğu durumu saklayan hastaların, yetişkinlik döneminde ancak doktorun durumu belirlemesinden sonra kendilerindeki durumu kavradığı belirlenmiştir.
Sinestezi hastalarındaki ortak özellikler nedir?
Hastalığa yatkın olan bir kişilik yapısı yoktur. Ancak kadınların erkeklere göre bu rahatsızlığa yakalanmakta daha yatkın bir cinsiyet olduğu belirlenmiştir. Uzmanlar bunun sebebini rahatsızlığın geninin X kromozomu üzerinde taşındığı için olduğunu düşünmektedir. Bu konuda etken olan düşünce rahatsızlığın anneden oğluna, babadan kızına, anneden kızına geçmesi, bu güne kadar babadan oğula hastalığın geçişinin sadece iki kez saptanmış olmasıdır. Hastalarda bulunan matematik zekâsının ve uzamsal zekânın düşük çıkması, rahatsızlığın daha çok beynin sol yarım küresiyle ilgili olduğunu düşündürür. Beyin görüntüleme yöntemiyle hastalarda hipokampüsün ve Limbik korteksinin normal kişilerden daha etkin olduğu tespit edilmiştir. Hastalarda bu gibi durumların olması, sinestezinin henüz tam olarak aydınlatılamamasına rağmen, bu durumu kullanan hastalar sanatsal alanlarda başarılı çalışmalar yapmaktadır. Geçmişten günümüze ünlü müzisyenler, yazarlar, ressamlar, şairler bu tür sinestezik deneyimler yaşayarak eserler yaptıklarını belirtmişlerdir. Günümüzde tüm teknolojik gelişmelere rağmen, sinestezi nöroloji hastalıklar arasında gizemini koruyan bir rahatsızlıktır. Ancak hastalığın yine de, genetik yatkınlık sonucu oluştuğu düşüncesi hâkimdir.
Sinestezi kesin tanımı için gerekli olan kriterler nedir?
- Rahatsızlığın otomatik ve istemsiz bir şekilde oluşması
- Algıların uzay zamanda bir konuma sahip olması yani her mekânda algının oluşmaması
- Algının sabit olması, yani her zaman aynı biçimde oluşması
- Algıların hafızada kalması ve hastalar tarafından kolay unutulmaması
- Algı sonucunda güçlü olan duyuların birden boşalması