Sırpsındığı Savaşı nedir?
Sırpsındığı savaşı ,”Sırpların kırıldığı savaş” anlamına gelmektedir. Bunun dışında Sırpsındığı deyiminin Edirne’nin kuzey doğusundaki şimdiki adı Sarayakpınar olan bu savaşın geçtiği yerin eski adı olduğu iddia edilmektedir.
Osmanlı Devleti’nin 1361 yılında Edirne’yi ele geçirdikleri vakit Konstantinopolis’ten yani İstanbul’dan Avrupa’ya giden stratejik ana yol kesintiye uğramıştı. Çok sayıda Türk kökenli göçmenler çok hızlı bir şekilde Trakya’ya yerleşmeye başlamışlardı. Osmanlı Devleti’nin 1363 yılında Filibe’yi ele geçirmeleri esnasında kaçan ve Sırbistan’a sığınan Bizans kumandanı Osmanlı Devleti’nin üzerine yürünmesini devamlı bir şekilde tavsiye ediyordu. Bulgarlar ve Sırpların yanında Papa V.Urban’ın gayretleri ile Balkanlar’da bulunan Hıristiyan devletlerden Macar Krallığı ile Eflâk ve Bosna prenslikleri birleşerek bir Haçlı seferi düzenlemeye karar vermişler ve Osmanlı Devleti’ne karşı ilk kez Haçlı ittifakı bu şekilde meydana getirilmiştir.
Macar Kralı I. Lajos, 1364 yılında Pirlepe bölgesinin Sırp kökenli beyi olan Vukašin Mrnjavčević, İvan Ugleşa, Eflak Prensi ve Bosna Prensi idaresinde bulunan birliklerden meydana gelen tahminen 30.000 kişilik bir Haçlı ordusu kurulup Macaristan Kralı Lajos komutasında Edirne’nin üzerine yürümeye başlamıştır.
Trakya’da bulunan Osmanlı birlikleri Lala Şahin Paşa idaresinde hareket edip sayıları 12.000’i geçmiyordu. Osmanlı Devleti hükümdarı olan I. Murad Karabiga Kalesi’ni ellerinde tutmakta olan, kendilerini Anadolu’ya getirten Bizanslılara isyan etmiş Katalan Paralı Asker Birliği kalıntıları ile uğraşıyordu. I. Murad, kendisinden düşmanın sayıca fazla olması nedeni ile yardım isteyen Lala Şahin Paşa’ya ilk olarak Haçlı ordusunun ilerleyişini yavaşlatma emrini vermiştir. Lala Şahin Paşa ise takviye birlikler gelene kadar Hacı İlbeyi’n emrine bir akıncı birliği verip Haçlı ordusunun Meriç Nehri’ni geçmesini engellemesi istemiştir.
Ancak Haçlı ordusu bu çabaya rağmen Meriç Nehri’ni geçmiş ve Edirne’ye iki günlük rahat yürüyüş ile gidilebilecek mesafedeki bir yerde Meriç Nehri kıyısındaki kampa girmiş ve Edirne’nin ellerine hemen geçeceğini düşünerek rahatlarına bakmaktaydılar. Hacı İlbey, Lala Şahin Paşa’nın emrine riayet etmemiş, gecenin karanlığından faydalanarak düşmana psikolojik üstünlük kurmak gayesi ile askerlerinin kendilerini fazla göstermek için iki meşale taşımalarını istemiştir ve bu tip çeşitli taktiklerle birliklerini fazla göstererek; komutasında bulunan daha çok hafif süvari, akıncılardan müteşekkil olan Osmanlı birlikleri ile Meriç Nehri’ni çevreleyen bataklıkları geçerek Haçlı kampına saldırmışlardır. Bu saldırıyı beklemeyen, uykuda ya da akşamki eğlenceleri nedeni ile alkollü olan Haçlı birliklerinin çoğu, Osmanlı ordusunun tamamının üzerlerine geldiklerini sanıp, geldikleri yola doğru kaçıp çekilmeye çalışmışlardır. Ancak bu geri çekilme birdenbire bir paniğe dönüşmüştür.Büyük kısmı sel suları ile yüklü geniş ve derin Meriç Nehri’ni yüzerek karşı tarafa geçmeye çalışırken boğulmuştur.
Sırpsındığı Savaşı’nın kazanılması ile, Edirne ve Batı Trakya, Osmanlı Devleti için daha güvenli hal almıştır. Batı sınırlarının güvenliği sağlanmıştır. Meriç Nehri, Osmanlı Devleti’nin kontrolüne geçmiştir. Balkanlar’daki mevcut Macar üstünlüğü kırılmıştır. Bulgaristan vergiye bağlanmış ve Bulgar İmparatorluğu’nun düşüşü ve Bulgaristan’ın Osmanlı eline geçiş süreci hız kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu ilk defa Haçlı ordusunu yenmeyi başarmıştır. Balkanlar’a geçiş daha kolaylaşmıştır. Bununla beraber bu savaş Sırplarda intikam duygusu da uyandırdığı için Çirmen Savaşı’nın yapılmasında Sırplar için başlıca önemli sebeplerden biri olmuştur.