Somon balıklarının inanılmaz yaşam serüvenini biliyor musunuz?
Somon balıkları, yumurtadan çıktıkları ve uzun yıllar uzak kaldıkları akarsu yatağını kolayca bulur. Balıklar akarsu çok sayıda kola ayrılmasına rağmen, doğru yöne gider ve bu zor yolculuğu başarır. Pasifik Okyanusu’na dökülen çok sayıda akarsu arasından kendi akarsularını kolayca tespit ederler. Kuzey Amerika’da bulunan nehirlerde, somon balıkları dünyanın en ilginç göçlerinden birisini gerçekleştirirler.
Somon balıklarının yaşam serüveni
Sığ akarsularda, çakılların ve kumların arasına yaptıkları yuvalara, ekim ocak aylarında, dişilerin yumurta bırakmasıyla, somon balıklarının yaşam devri başlamaktadır. Suyun sıcaklığına bağlı olarak gelişimlerini tamamlayan 5-6 mm çaplı yumurtalar, 70-160 gün sonunda açılır. Yumurtadan çıkan zayıf yavrular, yumurtanın besin keseleriyle iki ay kadar beslenmelerine devam ederler.
Besin kesesinin tükenmesinden sonra, çakılların arasından çıkar ve aktif beslenmelerine başlarlar. Genellikle alabalık yavrularıyla karıştırılan genç somon balığı yavruları parr olarak anılır. Parrlar akarsularda yaklaşık 30 gram oluncaya kadar beslenmeye devam eder. Yavruların tatlı sulardaki 30 gram ağırlığa ulaşmaları, suyun sıcaklığı ve besinlere göre 2-4 yıl kadar devam edebilir.
Somon balıklarındaki tuzlu suya uyum değişimi
Bu olgunluğa ulaşınca yavrularda tuzlu suya uyum sağlamak için bazı fizyolojik değişimler meydana gelir. Yumurtadan çıktıkları akarsuda, bir tatlı su balığı gibi denge kurabilen balık, fizyolojik değişim ve uyumdan sonra bir deniz balığı gibi davranabilir. Bu değişiklikle birlikte, deri altında olan pigment tabakası da değişerek, derileri gümüşî bir renge döner. Bununla tatlı sudaki kamuflajın ardından, denizde kendisinin korunmasına neden olacak yeni bir renge sahip olur. Bununla aynı zamanda balığın davranışları da değişir. Renkleri ve davranışları farklılaşan somon balığı yavruları, artık smolt olarak anılır. Göç ettikleri denizlerde, ancak bu fizyolojik uyum sayesinde yaşamlarına devam edebilirler. Smoltlar, vücutlarında olan bu fizyolojik değişmeler sayesinde okyanusa göç etmeye zorlanırlar. Somon balıklarının hem tatlı suda, hem de tuzlu suda yaşamasına gerekli fizyolojik değişimlerle yaratılmıştır.
Somon balıklarının okyanuslara göçü
Bir bahar günü geldiğinde olgunlaşan ve yolculuğa hazır hâle gelen binlerce somon balığı, nehir yatağından denize doğru göç etmeye başlar. Haftalarca sürecek bu yolculukla varacakları deniz Pasifik Okyanusu’dur. Burada 1-5 yıl arasında somon balıkları uzun mesafelere göç ederler. Anavatanları Kanada ile Alaska kıyıları olan Pasifik somon balıkları, Amerika, Alaska ve Japonya kıyılarının olduğu geniş bir alanda beslenerek, olgunlaşır. Okyanuslarda üreme olgunluğuna ulaşan somon balıkları, artık geri dönüşü olmayan zorlu bir yolculuğa hazır duruma gelir.
Okyanusta yönlerini bulmak için, yapılarında olan biyo genetik pusulaları kullanırlar. Fakat nesillerinin devamını sağlayabilmek için, yumurtadan çıkmış oldukları kendi akarsu yataklarını bulmak için, biyo genetik pusulanın dışında, daha farklı bir sistemlerinin olması gerekir. Yapılan araştırmalarda somon balıklarının yumurtadan çıkmış oldukları akarsuların kokusunu, ayırt edebilecek şekilde yaratıldıkları belirlenmiştir. Dünyada bulunan bütün akarsuların kendine özel kimyevi bir terkibi vardır. Bu terkibin içindeki maddelerdeki farklar, bazen o kadar küçüktür ki, çoğu canlı tarafından anlaşılmaz. Fakat somon balıklarında böyle bir yolculuğu devam ettirebilmek için, en hassas koku alma sistemleri bulunmakta, su sıcaklığında oluşan 0,03 derecelik bir değişikliği ve sularda olan en küçük kimyevi değişimi bile fark edip, geldikleri akarsuları ayırt edebilirler.
Somon balıklarının doğdukları akarsulara göçü
Yıllar önce olgunlaştıklarında denize göç etmek için nehir yatağından çıkan somonlar, bu sefer tam tersi yöne yani akıntıya karşı yüzmeye başlar. Karşılarına çıkan engeller onları yıldırmaz, her şeyi aşarlar. Somon balıkları 3.000 kilometre devam eden bu üreme göçünde, herhangi bir şey yemezler, daha önce denizde depo ettikleri enerjiden yararlanırlar. En sonunda dünyaya geldikleri nehir yatağına hiç şaşırmadan varır ve akarsuların sığ yerlerine yumurtalarını bırakırlar ve kısa bir sürede ölürler.