Sosyal devlet nedir?
Ülkemiz anayasasında Cumhuriyet nitelikleri arasında en temel ögelerden biri olarak tanımlanan sosyal devlet anlayışı, devletin günlük ve ticaret hayatına müdahalesiyle ilgili bir kavramdır. Sosyal devlet kısaca, ülkede barış ortamının hakim olması ve toplumun refah içinde yaşaması için devletin hem sosyal hayata hem de ekonomik hayata müdahale etmesi gerektiğini düşünen bir anlayış biçimidir. Bu müdahalenin kapsamı ise ülkelerin sahip olduğu anayasalarda devletin yetkilerinin tanımlanmasına göre değişiklik gösterebilir. Türk Anayasa Hukukuna 1961 Anayasası ile dahil olan sosyal devlet anlayışı Anayasamızda da açıkça ifade etmiştir. Anayasada; Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Sosyal devlet toplumu oluşturan bireylerin ferdi huzurunu sağlama görevini üstlendiği gibi, birey ile toplum arasında da dengeli bir ilişki kurulmasını da sağlamayı kendine görev edinmiştir.
Sosyal devletler emek ile sermaye arasındaki ilişkinin de dengeli olmasını sağlama görevini üstlenir ve bu nedenle de gerektiğinde ekonomik hayata müdahale etme yetkisine sahip olur. Özel sektörün çalışmalarının güven arz etmesini sağlamak için çalışmalar düzenleyen sosyal devlet, aynı zamanda bu özel sektör çalışmalarının da belirli bir istikrar içinde seyretmesi için çalışmalar yürütür. Emek ile sermaye arasındaki ilişkinin dengelenmesi de sosyal devletin görevlerinden biridir ve bu doğrultuda emekçinin haklarının korunması sağlar. Ticaret hayatının ülkedeki tüm bireyler için fayda sağlayacak bir şekilde yürütülmesi ve bu çalışmaların da istikrarlı hale gelmesi konusunda sorumluluk sahibi olan sosyal devlet, mali ve makro iktisadi tedbirler alır.
Sosyal devletin ticaret hayatıyla yakından ilgilenmesi ve bu doğrultuda da iktisadi tedbirler alması, sermaye ve emek arasındaki dengenin korunması amacını güder. Bu şekilde çalışanların haklarını koruyan sosyal devlet yapısı, milli gelirin artması ve en önemlisi de “adil bir şekilde” dağılması için çalışmalar yürütür. Sosyal devletin ticaret hayatına yaptığı müdahalelerin belki de en önemlisi, milli gelirin artarken aynı zamanda bu gelirin toplumu oluşturan “tüm bireylere” fayda sağlayacak şekilde dağılmasını sağlamaktır. Ayrıca ülke genelinde “işsizliğin önlenmesi” de sosyal devletin ekonomik hayat ilgilendiren önemli görevlerinden biridir. Tüm bunlar dışında sosyal devletin görevleri arasında herkes için eşit derece adalet sağlayacak bir hukuk sistemi yapılandırılması ve en önemlisi de bu yapının korunarak uzun süre boyunca istikrarlı bir şekilde çalışmaya devam ettirilmesi de yer alır.