Srebrenitsa katliamı nedir?
Srebrenitsa Katliamı ile adını duyduğumuz bu şehir, Bosna Hersek’in Sırbistan sınırında olan şehir sınıra 10 km uzaklıktadır. Yer altı kaynaklarından gümüş ve şifalı suları ile meşhur olan ve gümüş ile anılan kentin ismi de srebren (gümüş) kökünden gelmiştir. Romalılar döneminde kent, “gümüş ocağı” manasında Angentaria olarak anılmaktaydı. Genel olarak yerel halk tekstil, madencilik ve turizm ile uğraşıyordu. Şu anda nüfusunun çoğunluğunu Sırpların oluşturduğu Srebrenitsa bölgesi 1992’de başlayan ve katliamla sonuçlanan savaştan önce, Müslüman bir şehirdi.
Srebrenitsa Katliamı 1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı’nda Sırp Cumhuriyeti Ordusu’nun Srebrenitsa kentine karşı giriştiği Krivaya 95 Harekâtı sırasında Temmuz 1995 yılında yaşanan ve en az 8.372 Boşnak’ın Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde general Ratko Mladiç komutasindaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından öldürüldğü olaydır. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır.
Srebrenitsa katliami II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş olan en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa’daki hukuksal anlamda ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından büyük bir öneme sahiptir. Dünyada Soğuk Savaş döneminin sona ermesinden sonra yaşanan gelişmeler altı federe cumhuriyetten meydana gelen Yugoslavya’nın dağılmasına sebep oldu. Yugoslavya’yı oluşturan cumhuriyetlerden biri olan Bosna, 1992 yılının Şubat ayında yapılan bir referandumdan sonra bağımsızlığını ilan etti. Ancak Bosna’nın bağımsızlık kararını tanımayan Sırplar, Saraybosna’yı kuşatarak üç buçuk yıl süren Bosna Savaşı’nı başlattılar.
1995 yılının Temmuz ayında Katliam şehri olarak bilinen Srebrenitsa’da Sırplar tarafından II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan en büyük soykırım gerçekleştirildi. Sırp kuvvetleri Srebrenitsa’da beş gün içinde tam 8.372 Boşnak’ı öldürdü, yüzlerce kadına ve küçük yaştaki kız çocuğuna da tecavüz etti. Bir gün içerisinde 20.000’in üzerinde mülteci Srebrenitsa’dan zorla çıkarıldı. Bu katliam dünyada büyük yankı uyandırdı. 1992- 1995 yılları arasında sistematik olarak yürütülen büyük bir etnik temizliğe maruz kalan Bosna’nın doğu yakasında, bütün dünyanın gözleri önünde, Sırp kuvvetleri Boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işlediler.
1992 yılında Büyük Sırbistan kurma hayaliyle yanıp tutuşan Sırplar, Belgrad’da Devlet Başkanı Miloseviç ve Genelkurmay Başkanı Perisiç’in desteğini alarak sözde Bosna Sırp Devleti ve Sırp Demokrat Partisi (SDS) Başkanı olan eski bir psikiyatri doktoru Radovan Karadziç ve General Ratko Miladiç öncülüğünde Bosna Hersek’te etnik temizlik çalışmalarına başladılar. Üç yıl kadar Sırplar uluslar arası hiçbir konvansiyona kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sürdürdüler. Soykırım ise savaş başladığından beri Sırpların başvurduğu tek savaş yöntemiydi. Daha savaşın başlarında 1992 yılının Nisan ayında Srebrenica’nın hemen dışındaki Bratunac köyünde 350 Bosnalı Müslüman Sırp paramiliterleri ve özel polis güçleri tarafından ölümcül işkenceye tabi tutulmuş ve katledilmiştir.
Savaş boyunca sürdürülen katliamlardan biri de Srebrenica’da yine kana susamış Sırplar tarafından gerçekleştirildi. Bosna’nın en doğusunda, Sırbistan sınırında bulunan Srebrenica, Gorajde ve Jepa gibi kuşatılmış bölgelerden olup Bosna Sırpları için Belgrad ile aralarındaki engellerden biriydi. Daha çok Müslümanların yaşadığı Bosna’nın doğusu büyük oranda temizlenmişti. Bijeljina, Brutunaç ve Zvornik gibi komşu kentlerden kaçan on binlerce Müslüman 10.000 nüfusluk Srebrenica’ya sığınmak zorunda kalmış ve nüfusu 60.000’e kadar yükselmişti. Kış ayının soğuğuna rağmen insanlar sokaklarda yatmış, açlık ve sefaletle boğuşmuşlardır. Bütün dünya bu olaya seyirci kalmaya devam etmişti.
Miloseviç’in eski koruması Nasır Oriç’in kurduğu Müslüman direniş örgütü ilk yıllarında Srebrenica’yı bütün gücüyle savundu. Dünyanın en büyük ordularından biri olan Yugoslavya ordusunun bütün imkanlarını kullanan Sırplara karşı Müslümanlar bölgeye uygulanan ve kendilerinin büyük zarar gördüğü ambargo nedeni ile hafif silahlarla ve az sayıda mermi ile karşı koymaya çalışıyordu. 1993’de Srebrenica’nın etrafındaki çember gittikçe daraltılmasına rağmen gerekli olan önlemleri almayan BM ve NATO’nun tavrı Sırp güçlerini cesaretlendirmiştir. BM Güvenlik Konseyi, 16 Nisan 1993’teki olağanüstü toplantısında almış olduğu 819 ve 824 no’lu kararlarıyla Saraybosna, Tuzla, Jepa, Gorajde ve Bihaç ile birlikte Srebrenica’yı da güvenli bölge ilan etti. Sırplar, iki stratejik kent olan Gorajde ve Srebrenica’yı ele geçirmek için tüm güçleriyle bu iki kente saldırdılar ve tarihin en büyük katliamlardan birini bütün dünyanın gözleri önünde sergilediler. Srebrenica, BM tarafından güvenli bölge olarak ilan edildikten iki yıl sonra 1995 yılının yaz ayında II. Dünya Savaşı’ndan sonra meydana gelen en büyük toplu katliamının kurbanı oldu.