Sultan İkinci Bayezıd kimdir?
Osmanlı Devletini bir imparatorluk haline getiren Cihan padişahı Fatih Sultan Mehmed’in oğlu olan İkinci Bayezid 3 Aralık 1448’de Dimetoka’da dünyaya gelmiştir. Annesi Mükrime Hatun’dur. Sultan Fatih’in ilme karşı olan ilgisinden dolayı küçük yaştan itibaren, o dönemim önemli ilmi şahsiyetleri tarından yetiştirilmiş ve ders almıştır. Küçük yaştan itibaren aldığı ilimler sayesinde çok iyi yetişen ikinci Beyazıt Arapça ve Farsça dillerini çok iyi bilir ve daha sonraları da Çağatay lehçesi ve Uygur alfabesini de öğrenmiştir. İslami ilimleri iyi bilmesinin yanı sıra, matematik ve felsefe alanında da tahsili yapmıştır. Daha yedi yaşında iken, Selçuklular zamanından beri önemli bir ilim ve kültür merkezi olarak kullanılan Amasya şehrine vali olarak atanmıştır. Vücut yapısı olarak çok kuvvetli olan 2. Beyazıt uzun boylu, geniş göğüslü idi. Cesur ve atılgan bir fıtrata sahip idi. Aynı zamanda çok yumuşak huylu ve halim selim olan sultan Beyazıt dinine çok bağlı bir padişah olduğu için Bayezid-i Veli ismi verilmiştir.
Babası Fatih sultan Mehmed’in 1473 yılında zehirlenerek öldürülmesinden sonra 20 Mayıs 1481’de tahta geçmiş ve 25 Nisan 1512 tarihinde ise padişahlıktan ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu hadiseden sonra tarihi bilgilere göre Sultan İkinci Bayezid, Dimetoka’daki saraya giderken yolda hastalanarak 26 Ağustos 1512 günü vefat etmiştir.
İkinci Beyazıt dönminde en önemli hadiselerinden biri olan ve Osmanlı Devletini uzun bir süre meşgul edip devletin bekasını tehlikeye atan Cem Sultan olayıdır. Fatih Sultan Mehmed vefat edince tahta geçen İkinci Beyazıt kardeşi Cem Sultan’la karşı karşıya gelmiştir. Beyazıt’a karşı isyan eden ve tahtı almak için savaş ilan eden Cem Sultan Bursa’yı alarak kendi adına hutbe okutur ve para bastırır. Daha sonra ikinci Beyazıt’a elçiler göndererek Osmanlı topraklarının aralarında paylaşılmasını teklif eder. Bu teklif üzerine Sultan Beyazıt Yenişehir Ovasın’da meydana gelen savaşta Cem sultan yenilir ve Bursa tekrar geri alınır. Fakat bu savaştan sonra Cem Sultan meselesi sona ermez. Tam tersine olarak bu olay daha sıkıntılı bir hal alarak, doğu ve batı devletlerinin Osmanlı Devleti üzerinde en çok ilgilendikleri bir problem halini almış ve imparatorluk uzun bir süre bu problem yüzden daimi bir tehdit altında kalmıştır. Şöyle ki: O dönemdeki Papa, Osmanlı Devleti aleyhine karşı büyük bir ittifak kurabilmek için Cem Sultan’ı kullanarak Avrupa’da büyük bir faaliyete girişmiştir. Papaya göre Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılabilmesi ve kendileri için büyük bir tehdit haline gelmemesi için en müsait vakit geldiğini ve bunu kullanarak yapmaya çalışmışlardır. Ancak işlerin bu denli sıkıntıya girdiğini fark eden ve Osmanlı için büyük bir tehdit olabilecek bu durumu engellmek için Sultan İkinci Beyazıt 16 Ocak 1482’de Venediklilerle bir anlaşma imzalayarak, Avrupa’da oluşabilecek bir Hıristiyan ittifakını engellemiştir.
Papa’nın elinde bulunan Cem Sultan’ın bakım masrafları için, Sultan İkinci Bayezid’den yılda toplam olarak 40.000 altından fazla para kopartmayı başarmış ve Avrupa’ya karşı oluşabilecek tehditleri engellemek için Cem Sultan’ı serbest bırakma tehditleriyle de Osmanlı Devletinin ilerlemesini ve fetihlerin durmasına sebep olmuştu.
Cem Sultan 25 Şubat 1495’de vefat edince Sultan İkinci Bayezid çok üzülmüş ve üç gün yas ilan etmiştir. Gıyabında cenaze namazı kıldırmış ve Cem Sultan’ın naaşını alabilmek için çok uğraşmıştır. Daha sonra naaşı getirterek kardeşi Şehzade Mehmet’in yanına defnetmiştir.
Sultan İkinci Bayezid ilk olarak askeri ve siyasi faaliyetlere Rumeli başlayarak balkanlara doğru açılma politikası izlemiştir. Bunun ilk göstergesi olarak daha önce Fatih Sultan Mehmet döneminde alınan Bosna’dan sonra Hersek’i de alarak Osmanlı topraklarına katmıştır. Daha sonra Boğdan voyvodalarının Osmanlı’ya vermesi gereken yıllık vergisini ödememesi ve Osmanlı Devleti aleyhinde çeşitli faaliyetleri üzerine İkinci Bayezıt, 1484 yanında sefere çıkarak Akerman kalesini ele geçirmiş ve tekrar Boğdan’ı vergiye bağlamıştır. Bundan sonra bakanlar üzerinde 1491 tarihinde Macaristan üzerine seferler düzenlemiştir. 1499 yılında ise Mora seferine çıkarak İnebahtı, Modon ve Koron’u venediklilerden alınarak Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1500 tarihinden sonra doğuda Safevi Devleti tehlikesi ortaya çıktığı için balkanlardaki ilerlemesini bırakarak doğuya yönelmiştir. Safevi hükümdarı olan Şah İsmail 1502 den sonra çeşitli entrikalar ve planlar yaparak Osmanlı devleti üzerinde uygulamaya çalışmıştır. Şah İsmail’in planlarını akim bırakabilmek için Sultan ikinci Beyazıt, Memlükler ile anlaşma yaparak herhangi bir şekilde oluşacak tehlikeyi önlemeye çalışmıştır. Çünkü anadoluda yaşayan halkın büyük bir çoğunluğu Şah İsmail’in tarafını tutmaktaydı. Hatta kütahya elinde ortaya çıkan 1511 de Şahkulu Baba Tekeli isyanı zorlukla basılabilmişti.
Sultan İkinci Beyazıt, saltanatının son dönemlerinde uğraştığı diğer bir problem ise saltanatı ele geçirmek isteyen oğullarının mücadelesi olmuştur. Bu mücadeleler sonucunda Sultan Selim daha dirayeti çıkarak ve yapılan savaşlarda gösterdiği kahramanlıkla yeniçerilerin desteğini alarak daha Sultan İkinci Beyazıt hayatta iken tahta geçmiştir.
Sultan İkinci Beyazıt döneminde, İstanbul’da ve ülkenin birçok yerinde birçok mimari eser ve kütüphane yaptırılmıştır. İlk olarak 1505 ibadet açılan İstanbul Beyazıt Camiidir. 1509 yılında istanbul’da meydana gelen büyük depremden sonra istanbul harabeye dönmüş ve tekrar 1510 yaşında yeniden inşa edilmeye başlanmıştır.