Tekerlek ne zaman bulundu?
Bilim dünyası evrimsel gelişim modeli kapsamında insanlığın ilkel canlıdan evrimleşerek günümüzdeki haline dönüştüğünü düşündüğünden, tarihsel süreç içinde de medeniyetin ilkelden gelişmişe doğru yöneldiğini kabul etmektedir. Evrimsel gelişim modeli çerçevesinde “bilinen” insanlık tarihi ele alındığında tekerleğin bulunması, medeniyet açısından gerçek manada büyük bir adım olarak kabul edilir. Son yılların arkeoloji ve genel bilim dünyasındaki en büyük keşiflerinden biri olan Şanlıurfa Göbeklitepe’deki bulgular, günümüzden 12 bin yıl kadar öncesinde dahi Mezopotamya coğrafyasında insanoğlunun medeniyetler kurduğunu ortaya çıkarmıştır. Tarihçilerin de ortak kanısı, tekerleğin de medeniyetin başlangıcı olan Mezopotamya kültüründe ortaya çıkmış bir araç olduğu yönündedir.
Bugüne dek Milat öncesi dönemlere ait pek çok farklı maddeden yapılmış tekerlek bulunmuştur. Yazılı metinler ile arkeologlar tarafından ortaya çıkarılan kalıntıların tarihlendirilmesi arasında bir fark bulunduğundan, ilk tekerleğin kesin olarak hangi dönemde bulunduğunu söylemek güçtür. Yazılı metinlerin en temel kaynaklardan biri olarak kabul gördüğü tarih bilimine göre M.Ö. 3500 civarında Sümerler tekerlekli kızaklar kullanmaktaydı. Sümerlerin yazıyı bulması ve bu nedenle de yazılı tarihin başlangıcı olarak kabul edilmesi, tekerlek gibi medeniyet açısından çok mühim bir aracı da bulan medeniyet olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir.
Gelişen teknoloji ile birlikte arkeolojik eserlerin tarihlendirilmesine yönelik yöntemler, arkeologların gün ışına çıkardığı eserlerin ne kadar önce yapıldığına dair fikir sahibi olunabilecek bilgi edinilmesini sağlamıştır. Bu testlerin tutarlı ve güvenilebilir sonuçlar sunduğu kabul edildiğinden dünya genelinde elementlerin yarılanma sürelerini esas alan ölçüm teknikleri kullanılmaktadır. Bu tarz ölçümler neticesinde Mezopotamya’da bulunan bir tekerleğin M.Ö. 5000 civarında yapılmış olduğu tespit edilmiştir. Sümerlerden kalan yazılı belgeler ışığında kabul gören tekerleğin icadıyla ilgili tarihi 1500 yıl kadar geri taşıyan bu keşif, insanoğlunun daha önce zannedilenden daha da uzun bir süre öncesinde dahi tekerlekli kızak ve araba benzeri sistemler kullandığını gözler önüne sermiştir.
Merkez bölümünde bulunan dingil sayesinde dönme hareketi yapan tekerleğin eşya taşımayı çok daha kolay hale getirmesi, insanoğlunun binlerce yıl öncesinde dahi temel gereksinimlerini karşılamak için tekerleği kullanması gerektiği fikrini ortaya çıkarabilir. Yer çekimi kuvvetinin yenilmesini kolaylaştıran ve son derece basit bir alet olan tekerleğin oldukça uzun süreden beri kullanıldığına dair görüşler bulunsa da, bu tarz fikirleri destekleyecek yazılı metinler ya da bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır. Bilimsel manada herhangi bir kanıtın olmaması, tekerleğin kullanımına dair fikirlerin birer iddia olmanın ötesine geçememesine sebep olmakta ve bu nedenle de bu konu çoğu zaman birçok “komplo teorisini” peşi sıra getirmektedir. Tekerleğin icadı doğrudan “teknoloji” ile ilgili bir dönemin başlangıcını temsil etmekte ve yel değirmenlerinden su çarklarına birçok önemli buluşun miladını oluşturmaktadır.