Telekinezi nedir?

Maddeleri yalnızca düşünce gücü kullanarak dışarıdan herhangi bir fiziksel temas kurmadan hareket ettirme “yeteneği” olarak tanımlanan telekinezi, bilinen insanlık tarihinin ilk dönemlerinden günümüze birçok insanın ilgisini çekmiş ve bu konu üzerinde geniş kapsamlı araştırmalar yapılmasını sağlamıştır. Her ne kadar telekinezinin bilimsel olarak “var olduğuna dair en ufak bir kanıt dahi bulunmasa da” yine de insanoğlunun en derin hayallerini süsleyen bu yetenek ile ilgili çalışmalar her dönemde yapılmıştır. 2006 yılında başta ABD olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde telekinezi üzerine yapılan toplam 380 bilimsel deney sonucunda yalnızca küçük bir etkinin varlığına dair kanıtlar bulunmuştur.

Yapılan çalışmalar sonucunda “küçük” dahi olsa herhangi bir etkinin bulunması dahi bilim metodolojisinde bu yeteneğin incelenmesi gerektiğini ortaya çıkarttığından, bilimadamları telekinezi konusuna olan ilgisini kaybetmemiştir. Ancak bazı bilimadamları da olduğu “iddia” edilen bu etkinin bilimsel yayın önyargısından kaynaklandığını düşünmektedir ki bu önyargı, bilimadamlarının kendi inanışları gereği bazı bilimsel çalışma sonuçlarını taraflı olarak yorumlaması manasına gelmektedir. Bilimsel olarak tüm önermelerin kuram haline getirilebilmesi için tekrarlı deneylerde belirli bir kararlılık olması gerekir ki bu durum telekinezi ile ilgili çalışmalarda söz konusu değildir.

Kontrollü, tekrarlanabilir ve her seferinde aynı sonuçların farklı bilimadamları tarafından alınabildiği deneylerin yapılamaması, telekinezinin bilimadamları tarafından gerçekdışı olarak tanımlanmasına neden olmuştur. Yapılan deneylerin telekinezinin varlığını değil, bir takım yanılsamaları ortaya çıkarttığını düşünen bilim çevreleri bu nedenle bu yeteneğin insan ya da başka canlılar tarafından kullanılmasının imkansız olduğunu düşünmektedir. Bilimsel düşünce ile canlıların bu yeteneği kullanmasından da öte böyle bir yeteneğin dahi varlığından söz edilmesi mümkün değildir. Telekinezinin varlığına inanan ve bu yeteneği ispatlamak için deneyler ve gözlemler yapan bilimadamları, elde ettikleri sonuçları da “görmek istediği” şekilde ele almaktadır.

Yakın tarihte Rus Nina Kulagina ve İsrailli Uri Geller gibi psişik güçleri olduğunu ve telekinezi yeteneğini kullanabildiğini iddia eden ünlü isimler çıkmış olsa da, bu kişiler bilim çevrelerini ikna edebilecek veriler sağlayamamıştır. Kendi başına büyük bir paranormal olay olan ve doğrudan bir fenomen olarak görülen telekinezi ile ilgili çalışmalar günümüzde olduğu gibi gelecekte de devam edecekmiş gibi görünmektedir. Tüm bunların ötesinde telekinezi yeteneği olan insanların bu güçlerini insanlara göstermek istemeyeceği ve telekinezinin varlığını ispat edebilecek insanların da kendi çıkarları için sessiz kalacağına dair komplo teorileri de mevcuttur.

 

Bir Cevap Yazın