Termodinamik nedir?
Modern bilimin en önemli dallarından biri olan termodinamik, belirttiği yasalar ile 19. yüzyıldan itibaren bilimadamlarına evrendeki entropinin sürekli artması gerektiğini söylemiş ve böylece evrenin başlangıcı olarak kabul edilen Büyük Patlama(Big Bang) Teorisi’ne ışık tutmuş bir bilim dalıdır. Fizik kadar diğer birçok dalının da gelişimine katkı sağlayan termodinamik tabiri, Eski Yunanca Thermos(ısı )ve Dynamik(enerji) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Türkçe kaynaklarda ısıl devinim olarak da tercüme edilen termodinamik; ısı, enerji, entropi, ekserji ve iş gibi fizik biliminin en önemli kavramlarının açıklanmasını sağlamıştır.
Termodinamik bilimi evrendeki sistem ve olaylarda yer alan maddenin enerji alışverişiyle ilgilenir. Ancak diğer fizik dallarından farklı olarak termodinamik evrendeki sistemlerin içinde ve arasında gerçekleşen enerji alışverişlerinin hızlarıyla ilgilenmez. Zira termodinamiğin bu özelliği ortaya “denge termodinamiği” denen yeni bir kavramın çıkmasına neden olmuştur. Modern termodinamiğin temeli olan yarı durağan hal(quasi-statik), ideal ortamda gerçekleşen ve sonsuz yavaşlıkta olan bir süreci kapsar. Zamanın devreye girdiği durumlarda ise yarı durağan hal durumu geçerli olmadığından, bu tür olayları denge halde olmayan termodinamik bilimi incelemektedir.
Oldukça geçerli temel yasalara sahip olan termodinamik bilimi, bilimadamlarının yeni geliştirdiği kuramlarda kendilerine adeta bir deniz feneri gibi yol gösterici olarak benimsediği temel ilkeler haline gelmiştir. Öyle ki, bir bilimadamının geliştirdiği kuramın termodinamiğin herhangi bir kanunu ile çelişmesi durumunda kuramını baştan oluşturması gerektiği dahi söylenir. Zira geliştirilen hiç bir kuram, termodinamik kanunları ile çelişemez ve mutlaka termodinamik yasaları doğru, geliştirilen kuram yanlış olarak kabul edilir. Karşılıklı enerji alışverişlerini oldukça detaylı bir şekilde inceleyen termodinamik, incelenen sistemin veya olayın farklı özelliklere sahip olmasına bakmaksızın sabit kurallar dahilinde gözlem yapar.
- Termodinamiğin Sıfırıncı Kanunu
Termodinamik biliminin en basit ve en temel kanunlarından biri olan Sıfırıncı Kanun; birbirleri ile etkileşim halinde olan iki sistemin aralarında ısı ve madde alışverişi olmaması durumunda, her iki sisteminde “termodinamik dengede” olduğunu söyler. Termostatik denge hali iki sisteminde birbirleri ile etkileşim içinde olmadıkları bir durumu simgeler.
- Termodinamiğin Birinci Kanunu
Lise yıllarından kalma bilgiler ile birçok insanın aslında kolaylıkla hatırlayabileceği bu termodinamik kanunu; sistemlerin içindeki enerji artışının sisteme verilen ısı ile bu sistemin çevresine uyguladığı iş arasındaki farka eşit olduğunu söyler. “Enerjinin Korunumu” olarak da bilinen termodinamiğin birinci kanunu; “Enerji yoktan var edilemez, varken yok edilmez yalnızca bir halden diğerine geçer” olarak da açıklanabilir.
- Termodinamiğin İkinci Kanunu
Termodinamik biliminin en önemli kanunlarından biri olan İkinci Kanun; bir ısı kaynağından ısı alınıp bu ısıya eşit miktarda iş yapabilen ve başka bir sonucu olmayan bir döngü elde etmenin imkansız olduğunu söyler. Yani termodinamiğin ikinci kanunu; yalnızca tek bir kaynaktan ısı çekilmesi ile ideal şekilde çalışan bir makine yapmanın imkansız olduğunu ifade eder.
- Termodinamiğin Üçüncü Kanunu
Termodinamiğin üçüncü kanunu; bir maddenin bilim dünyasında “mutlak sıfır” olarak tanımlanan -273 ºC’ye kadar soğutmanın mümkün olmadığını söyler. Zira bu yasaya göre mutlak sıfır değerine yaklaşıldıkça hareket de sıfıra yaklaştığı için entropi değeri sabit değere ulaşmaya çalışır. İnsanoğlu da dahil olmak üzere evrenimizdeki tüm maddeler, belirtilen bu termodinamik kanunlarına bağlıdır.