Tevhid-i Tedrisat kanunu nedir?
Osmanlı Devleti’nde eğitim sisteminde bir birlik yoktu. Dini eğitim veren medreselerin dışında batı tarzında eğitim veren bazı okullar da açılmıştı. Bu kurumlar ile medreselerin eğitim programları ve kuruluş amaçları birbirinden farklıydı. Dolayısıyla bu eğitim kurumlarından mezun olan insanlar da, birbirlerinden farklıydı.
Ayrıca azınlıklara ait olan yabancı devletlerin ve misyonerlerin okulları da eğitimi daha karışık hale getiriyordu. Müslüman olmayan Osmanlı vatandaşları istedikleri gibi okullar açıyor ve istedikleri gibi öğretim yapıyorlardı. Ayrıca azınlıkların ve yabancı devletlerinde kendi eğitim kurumları bulunmaktaydı ve çoğu devlet denetiminden uzaktı. Bu karışık durum Osmanlı Devleti’nde kültür ikiliğinin yaşanmasına neden olmuş, düşünce ve bilgi birikimi bakımından farklı kuşaklar yetişmiştir. Bunun düzeltilmesi gerektiğini düşünen Mustafa Kemal Atatürk’e göre Osmanlı Dönemindeki bu eğitim kargaşasına hemen son verilmeliydi. İki ayrı tarzdaki öğretim sistemi ortadan kaldırılarak toplumdaki eğitim ve kültür konularındaki bölünmüşlüğe son verilmeliydi.
Kurtuluş Savaşı yıllarında milli mücadelenin lideri Mustafa Kemal Atatürk ve bazı hatipler konuşmalarında eğitim kurumlarının birleştirilmesiyle ilgili bir takım ifadeler kullanmışlardır. Mustafa Kemal’in 7 Aralık 1922 tarihli basın bildirisinde Halk Fırkasının kurulacağını açıklarken aynı zamanda bu bildiride medreselerin kaldırılması düşüncesi ilk kez açık belirtmiştir.
1 Mart 1923 tarihinde TBMM’nin dördüncü yılı açılışında yaptığı konuşmayı büyük ölçüde eğitim konularına ayıran Mustafa Kemal Atatürk ; “ülke çocuklarının birlikte eğitim ve öğrenim görmek zorunda olduğunu, öğrenim birliğinin ülkenin ilerlemesi için büyük önem taşıdığını, bu nedenle “Şeriye Vekaleti ile Maarif Vekaletinin” işbirliğine varmasını gerektiğini belirtmiştir.
Nitekim 2 Mart 1923 tarihinde Halk Fırkası’nın grup toplantısında 3 ayrı yasa tasarısı hazırlanmıştır. “Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin lağvı ve Diyanet Reisliğinin teşkili” (Diyanet İşleri Başkanlığı) hakkındaki kanun görüşmeleri kabul edildikten sonra Tevhid-i Tedrisat yasa tasarısı Saruhan Mebusu ve Maarif Vekilif Vasıf Bey ve 57 arkadaşının imzasıyla gündeme alınmıştır. Tasarı sonraki gün meclise sunuldu. 429 sayılı Şeriye ve Evkaf Yasası’nın kabulünden sonra eğitim öğreitmin birleştirilmesini amaçlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 3 Mart 1924 günü TBMM Genel Kurulunda 430 Kanun Numarası ile kabul edildi. Maarif Vekili Vasıf Bey Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun uygulanması ile görevlendirildi. Kanun, eğitimin temel kanunu olarak kabul edildi ve daha sonra çıkarılan bütün kanunların temelini oluşturdu.
Tevhid-i Tedrisat Kanununda mahalle mektepleri ve medreselerin kapatılmasına dair bir ibare yoktu ancak Maarif Vekili Vasıf Bey, Mayıs ayında yayınladığı bir genelge ile Bakanlığı’nın elindeki ilkokullarda meslek dersleri okutulamayacağı, bunun öğretimin birleştirilmesine aykırı olacağını belirterek mahalle mektepleri ve medreseleri kapattı.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ülkede eğitim birliği bir sistem olarak benimsenmiş bulunmaktadır. Yeni Türkiye’nin kültür hayatında çok önemli bir aşamayı başarıya ulaştıran Tevhid-i Tedrisat Kanunu, son derece büyük ve tarihi bir kültür hamlesidir. Eğitimin birleştirilmesi ile, bilhassa 19. yüzyılın sonlarından itibaren Türkiye eğitiminde görülen medrese ve okul (mektep) diye devam eden ikililik son bulmuştur. 3 Mart 1924 tarihli “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” ile öğretim ve eğitim birliği sağlanarak milli kültür birliğine yönelmek amaçlanmıştır. Öğretim ve eğitime milli ve laik bir karakter kazandıran Tevhid-i Tedrisat Kanunu, milli gelişme tarihinde daima büyük yer tutacak bir inkılabın da adı olmuştur.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1961 anayasasının “Devrim Kanunlarının Korunması” başlıklı 153. Maddesi kapsamında hükümleri anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz olduğu bildirilen 8 kanundan biridir.
1982 Anayasasında ise “İnkılap Kanunlarının Korunması” başlıklı 174. Madde ile anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz şeklinde ifade edilen 8 kanundan biridir.
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun sonuçları:
1. Ülkede Öğretim birliği sağlanarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bütün okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.
2. Eğitimde laikleşme sağlanmış oldu.
3. Medreseler kapatılarak eğitimde çağdaşlaşma gerçekleştirildi.
4. Çağdaş eğitim ve öğretim kurumları hızla açıldı.
5. Azınlık ve yabancı okulların zararlı çalışmaları kısmen de olsa azaltıldı.