Ticari marka nedir?
Marka sözcüğü hemen hemen her üründe karşımıza çıkan ekonomik bir değerdir. Ürünün tanıtılması ve herkes tarafından tanınması marka aracılığı ile gerçekleşmektedir. 19. Yüzyıldan önceki marka anlayışı ile şimdiki marka anlayışı arasında farklılıklar bulunmaktadır. Aradaki ortak nokta marka adının kanuni düzenlemeler ile korunmasıdır. Ticari marka bir ürünün piyasada var olmasını sağlayan en önemli değeridir. Ürünler tanıtılırken marka çok önemli bir yer tutmaktadır. Ticari marka hafızalarda kolayca yer edinebilir nitelikte olmalıdır.
Evlerde kullanılan eşyaların bir çoğunda örneğin kibrit kutularının, çakmakların, beyaz eşyaların, süt şişelerinin, konservelerin üzerinde, kazak, pantolon, gömlek gibi giysilerin yaka içlerinde ticari markaları görürüz. Bunlar sözcük, harf, resim veya şekil biçiminde olabilmektedir. Bir ticari marka ürünün ismini de içerebilir.
Bir kişi ya da fabrika tarafından üretilen bir malı benzer diğer mallardan ayırmaya yarayan ticari markalar çok eski zamanlardan beri kullanılmaktadır. Mısır’da yapılmış olan kazılarda üzerinde yapanın adının ya da başka simgelerin işlendiği tuğlalar bulunmuştur. Eski Yunan da çömlekçiler yaptıkları çömleklerin üzerine mutlaka kendi isimlerini yazarlardı, bazen de çağdaş ticari markalara benzer özel markalar kullandıkları görülmüştür. Romalılar ise lambaları, kiremitleri, gör merhemi kutularını ve hatta peynirleri bile markalaştırırdı.
15-16. asırlarda bazı metal işçileri duvar halısı dokumacıları, kağıt yapımcıları, matbaacılar, demirciler, dericiler ve zırh yapımcıları ticari marka kullanmışlardır. Markaların kullanımına ilişkin katı yasalar çıkartılmıştır. Başka birinin ticari markasını çalan kişi, bu nedenden dolayı ölüm cezasına çarptırılabilirdi ama, alıcıların çoğu malın kimin tarafından yapıldığını bildiği için ticari marka kullanımı çok yaygın değildi.
Bugün satın alınan malların hemen hemen hepsi fabrikalarda üretilmektedir. Bu malları belirli ticari markalar altında tanıtmak için büyük reklam harcamaları yapılmaktadır. Böylece, insanlar kimin ürettiği malı bilerek alışveriş yapmaktadırlar. Bu yüzden büyük diğer kazanan ticari markaları nasıl kullanılacağını düzenleyen yasalar çıkarılmıştır. Yasalara uygun olmayan şekilde ticari marka kullanan kişiler dava edilebilmektedir. Burada korunmakta olan ürünün kendisi değil simgesi ya da ismidir. Bu nedenle ticair markalar patent ve telif hakkından farklıdırlar.
Bir çok ülkede, belirli bir müddet kullanılmayan ticari markanın kullanım hakkı yitirilebilmektedir. Ayrıca ABD’de , örneğin Aspirin ya da Kleenex gibi bir ticari marka benzer ürünler için de kullanılan “genel bir terim” olmuş ise, ticari marka özelliğini yitirmiş sayılmakta ve artık sadece o ürününü markası olarak kabul edilmemektedir.
Ticari markalara dair uluslar arası düzenlemeler de yapılmıştır. 1883 yılında imzalanmış olan ve daha sonra birkaç kez gözden geçirilen Paris Sözleşmesi’ne katılan sayılar ile 80’den fazla üye ülke bulunmaktadır.
Osmanlılar döneminde arkalara dair ilk düzenleme 1888 yılında çıkarılmış olan Alamet-i Farika Nizamnamesi’dir. Türkiye’de ticari markalar 1965 tarihli Markalar Kanunu ile düzenlenmiştir. Ticari marka hakkından yararlanmak için markanın Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda tescil ettirilmesi gerekmektedir. Bir markayı ilk tescil ettiren kişi o ticari markanın sahibi olmaktadır. Marka hakkı, tescilinden başlayarak 10 yıl sürmektedir; 10 yıl sonra yenilemek için başvurulabilmektedir. Ayını mala ilişkin olarak Türkiye’de tescil edilmiş ya da daha önce tescili için başvurulmuş markalar başkaları adına tescil edilemez.