Tirmizi kimdir?
İmâm et-Tirmizî olarak bildiğimiz tam adı Ebu İsa Muhammed bin İsa bin Sevre bin Musa bin Dahhak es-Sulemi olan ünlü İslam alimi İslam dünyasının en önde gelen alimlerinden Tirmizi “Kütüb-i sitte” olarak adıyla bilinen en güvenilir altı hadis derlemesinden birinin sahibidir. Dördüncü Müslüman kuşak içinde yer almaktadır. Hadis ilminde en yüksek dereceye ulaşanlara has olan “Hafız” unvanına sahip olan ender şahsiyetlerden biridir.
Tirmizî’nin doğum yeri ve yılı konusunda birbirinden farklı bazı rivayetler bulunmaktadır. Bu kaynaklara bakıldığında Tirmizî ya da Mekke’de 815, 821veya 824 yılında doğmuştur.883,888 ya da 892 yılında ölmüştür. Türkistan’ın Buhârâ şehrinde Ceyhun nehri kıyısındaki, Tirmiz kasabasında doğduğu için ”Tirmizi”olarak anılmıştır.
Kör olarak dünyaya gelen veya daha sonradan gözlerini kaybetmiş olan Tirmizî, ilk öğreniminden sonra çalışmalarını hadis ilmi üzerinde yoğunlaştırmıştır. Hadis derlemek amacıyla Horasan, Irak ve Hicaz’da bir takım gezilerde bulunmuştur. Basta Buharî, Müslim ve Ebû Dâvud olmak üzere birçok bilginden hadisler almıştır. Kendisinden de Mekhul bin el-Fald, Heysem bin Kulab el-Sasî, Muhammed bin Mahbub el-Mahbubî el-Mervezi gibi bilginler hadis rivayet etmişlerdir.
İmâm Tirmizi hadis ilminden başka; tefsir ve fıkıh’ta da üstün bir âlim olarak kabul edilmektedir. Özellikle ayet’i kerimelerin nüzul sebepleri üzerine rivâyet ettiği hadis-i şerifler son derece önemlidir. Bu konuda onun ve Buhâri hazretlerinin tefsirleri, Esahhü’t- Tefâsir en sahih tefsirler olarak kabul edilmiştir. Diğer âlimler ittifakla; Tirmizi’ye ”Hâkim” payesini vermişlerdir. Tirmizi bu pâyeye lâyık olduğunu, çalışmalarıyla göstermiştir.
Kitabu’s-Semail, Kitabu Esmai’s-Sahabe, Kitabu’l-Ilel, Kitabu’l-Esma ve’l-Küna gibi eserleri olan Tirmizi asıl büyük ününü es-Sünen adı da denilen el-Cami’u’l-kebir adlı eseriyle kazanmıştır. Tirmizî, câmi’ türündeki bu eserde sadece hadisleri derlemekle kalmamış, her hadisten sonra “Ebu İsa der ki” diyerek hadise iliksin düşüncelerini de açıklamış, bir takım değerlendirmeler yapmıştır. Hadisleri İslam hukukunun konularına uygun bir düzen içinde sınıflamış olması ve tekrarlardan itinayla sakınması, eserine yararlanma kolaylığı kazandırmaktadır. Hadis bilginlerine göre es-Sünen’in diğer hadis derlemelerine üstünlük sağlayan en önemli özellikleri şunlardır: Hadislerin güvenilirlik derecelerini belirtmesi, taşıdığı zaaflara dikkat çekmesi, raviler hakkında bilgi vermesi, hukukçuların hadislerden çıkardığı sonuçlara değinmesi ve mezheplerin görüşlerine yer vermesidir.
Tilmizi eseri Cami’u’l-kebir adlı eseri hakkında şöyle demektedir: “Ben bu Cami’u’l-kebir’i yazıp bitirince, onu ilk olarak Hicaz alimlerine gösterdim. Hepsi de beğendiler. Daha sonra alıp Irak alimlerine götürdüm. Onlar da ağız birliğiyle eseri övdüler. Nihayet Horasan diyarı alimlerine sundum. Onlar da memnun oldular, bilahare eseri ilim alemine sundum. Bu eser kimin evinde bulunursa, orada konuşan bir Peygamber vardır.” Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
Tirmizi topladığı ve tasnif ettiği meşhur Sünen’den başka, çok kitap yazmıştır. Fakat hiçbirini kendi eseri saymaz ve der ki:”Yazdıklarımın hepsi, Allahü teâlânın lûtfudur. Onların hiçbirini, benim eserim olsun diye yazmadım! Bazen daraldığım anlar oldu da; içimden geldiği gibi yazmağa başladım. Yazdıkça gönlüm açıldı. Ve o kitaplar meydana çıktı.
Tirmizi’nin önemli esrlerinden biri de Şemâil-i Nebi adlı kitabıdır. Sevgili Peygamberimizin, güzelliklerini anlatan bu kitap sayılamayacak kadar bereketli, faydalı bir eserdir. Kaynaklarda adı geçen, el-İlel, et-Tarih, ve ez-Zühd adlı eserleri bugüne kadar ele geçirilememiştir.