Toprak kirlenmesi nedir?
Toprak ve suyun kirlenmesinde mutlaka kimyasal ve fiziksel kirlenme ilk olarak akla gelmektedir. Toprağın daha çok herhangi bir maddi bir kirlenme olmadan da kirlenmesi mümkündür. Arazi bozulması ve bu arazinin başka yabancı olarak nitelendirilen maddelerle kaplanması ile bir tür maddi kirlenme söz konusu olmadığı halde, çevrenin bozulmasının ve toprağın kirlenmesinin meydana gelmesi olası bir hal almaktadır.
Hava ile suyun kirlenmesinde kirletici özelliğe sahip maddeler daha çok derinliğe nüfuz ederek yayılma gösterirler. Toprağın maddi kirlenmesinde ise kirleticilerin nüfuzları son derece sınırlıdır.
Yangın, sel, yanardağ, lavları, fırtına ve kasırgalar, büyük deniz dalgalanmaları, kum fırtınaları, gel-git olayları, depremler, büyük ısı ve iklim değişmeleri gibi birçok doğal olay ile insanların mesken ve yol inşa etmeleri, sanayi tesisleri kurmaları, dinlenme yerleri meydana getirmeleri, spor ve uçak alanları inşaatı vb. sayılamayacak kadar çok olan çeşitli faaliyetlerin neticesinde değerli arazi parçaları bozulmaya uğrayabilir. Bu alanlarda yerleşmiş olan bitki ve hayvanlar yok olmayla karşı karşıya kalabilir. Ayrıca insanların yakacak, inşaat, sanayi ihtiyaçları için ağaç kesmelerine sebep oldukları orman yangınları sonucunda kıymetli arazi örtüleri, bitki ve hayvanlar zarar uğramakta ve ciddi bir şekilde bozulmaktadırlar.
Çevreyi bozan ve toprağı kirleten başlıca önemli faaliyetler ise şunlardır: Sanayi imalat atıkları ve evsel çöp atıklar; Büyük olsun küçük olsun her türlü yerleşim yerlerinde kirletici olarak göze çarpan en önemli şey çöplerdir. Çöpler, tüketilen, kullanılan, yenilen, içilen ve giyilen her şeyin atılan parçalarından ve işe yaramayan kalıntılarından meydana gelmektedir.
Etrafımızda gördüğümüz çöplerde sayılamayacak kadar çok fazla organik ve inorganik madde kalıntıları mevcuttur. Teknolojinin büyük gelişme göstermesi, insanların hayatını da fazlasıyla değiştirmiştir. Plastik eşyalar, konserve şişeleri gibi bir çok madde kirletici olarak yer yüzüne atılmaya başlanmıştır. Bu maddeler doğal koşullarda parçalanıp yok olmayan maddelerdir. Plastikler ve madeni konserve kutuları batı bölgelerinde ayrı ayrı toplanmakta, yıkanıp dezenfekte edildikten sonra yeniden kullanılır hale getirilmektedirler.
İnsanların her geçen gün biraz daha artan israfları, lüks tüketim tutkuları, savurganlığı daha çok artırmakta ve çevreyi çok fazla kirletmektedir. Gıda maddelerinin artan israfı, kaynak savurganlığına neden olduğu gibi toprağında önemli derecede kirlenmesine de neden olabilmektedir. Toprağın kirlenmesi, arazinin verimini azaltmakta olup çoraklaşmasına zemin hazırlamaktadır. Bu durum tarımda rekoltenin her geçen dönem düşmesine sebep olmaktadır.
Erozyon, plansız yerleşme ve sanayileşme de toprak ve hava kirliliğine sebep olmaktadır. Diğer yandan doğal ve tarihi nitelikli değerlerin tahribi de önemli çevre sorunlarına ortam hazırlamaktadır. Üzerinde hayatımızı idame ettiğimiz dünya hepimizin ortak malıdır. Bu sebepten dolayı bütün insanların bu kirliliğe karşı ortak önlemler almaları, ortak projeler geliştirmeleri ve uygulamaları gerekmektedir. Bu konuda uluslar arası işbirliğine gidilmesi zaruret haline gelmiştir. İnsanlar eğitilmeli, pratik ve teorik anlamda her türlü önemle alınmalıdır. Yeşil alanlar çoğaltılmalı, milli parklar kurulmalıdır. Her yıl ağaç dikim mevsiminde ağaçlar dikilmelidir. Kirliliği meydana getirmeyecek tabiata ve canlılara zarar vermeyecek sanayi tesisleri kurulmalı, zararlı olan tesisler ise kademeli bir şekilde devre dışı bırakılmalıdır. Çevre sorunları ile ilgili bir hukuk ortaya konmalıdır.