Tozlaşma nasıl gerçekleşir?
İlkbahar mevsiminde çevremizdeki hava rüzgar ile uçuşan çiçek tozları ile dolmaktadır. Çiçek tozları bitkilerin erkek üreme hücrelerini taşıyan mikroskobik taneciklerdir. Bu taneciklerden biri bir çiçeğin yapışkan tepeciğine konduğu vakit, içindeki erkek üreme hücresi çiçekte bulunan dişi üreme hücresi ile birleşmektedir. Bu birleşmeye döllenme adı verilmektedir. Döllenmenin neticesinde bitkinin çoğalmasını sağlayan tohumlar oluşmaktadır.
Tozlaşma çiçek tozlarının erkek organından dişi organına taşınma sürecidir. Bu süreç aynı çiçeğin dişi ve erkek organları arasında gerçekleşir ise “kendine tozlaşma” iki ayrı çiçeğin arasında gerçekleşir ise “çapraz tozlaşma” adı verilir. Ama çapraz tozlaşmada sadece aynı türden bitkilerin birbirini dölleyebileceğini biliyoruz.
Bütün üstün yapılı bitkiler yani çiçekler, çalılar, otlar, geniş yapraklı ve iğneyapraklı ağaçlar tozlaşma sürecinden faydalanan canlılardır. Evrimsel açıdan daha alt basamaklarda bulunan yosunlar ve eğreltiotları gibi basit bitkilerin üreme yöntemleri ise farklıdır.
Çiçek tozları genel olarak çapı 0,05 milimetreyi geçmeyen, gözle görülemeyecek kadar ufak taneciklerdir. Bu sebep ile bazı bitkiler çiçek tozlarının kendi türünden başka bitkilere aktarılmasında rüzgarlardan yaralanılır. İlk bakışta bu işi şansa bırakmak gibi gelebilir ama, bitkiler o kadar çok çiçek tozu üretirler ki bunların bir kısmı mutlaka amacına ulaşır. Örneğin, bir tek köknar kozalağının rüzgarlara saldığı çiçek tozu taneciğinin sayısı birkaç milyondur.
Rüzgar ile tozlaşmakta olan bitkilerin çiçekleri genel olarak küçüktür ve diğerleri gibi pek dikkat çekici değildir. Örneğin, söğüt gibi bazı ağaçların çiçekleri rüzgarda sallanan sarkık başaklar halindedir. Buğdaygillerin çiçek başakları ise havada uçuşan çiçek tozlarını yakalayabilmek için ince püsküller oluşturmuşlardır.
Bir çok çiçek tozunun aktarılmasında hayvanlar önemli rol oynar. Tozlaşmada rol oynayan hayvanların başında arılar gelmektedir. Çiçekten çiçeğe dolaşarak balözü aramakta olan arılar bir çiçeğin erkek organlarından kanat ve ayaklarına bulaşan çiçek tozlarını daha sonra konmuş oldukları başka bir çiçeğin dişi organına tepeciğine bırakırlar. Eğer bir bitkinin çiçek tozları başka bir türden bir bitkinin tepeciğine konarsa döllenme gerçekleşmez, ama aynı türden bir bitkinin tepeciğine konarsa her çiçek tozu taneciği dişi organın boyuncuğundan yumurtalığa doğru ince bir kılcal boru uzanmaktadır. Bu borucukların yardımıyla yumurtalığa ulaşan erkek üreme hücreleri burada bulunan dişi üreme organları ile birleşmektedir. Yani onları döllemektedir.
Bir çok bitki balözü taşıdığının göstergesi olan, göz alıcı renklere bürünmüş, keskin ve hoş kokulu çiçekleri ile hayvanları kendine çeker. Böylece çiçeğe gelen hayvan balözü ile ödüllendirileceğinin farkında olur. Ayrıca bitkisel şekerlerden ötürü yapışkan ve tatlı olan çiçek tozları da çekiciliği artırmaktadır.
Bazı orkideler bu aldatmacayı daha da ileri götürerek çiçeklerini böceklere benzetir. Örneğin, Ophrys cinsinden orkideler çiçeklerinden dolayı erkek toprak arılarının akınına uğrar. Erkek arı bu yanılgı ile dişi taklidi çiçek ile çiftleştirmeye çalışırken orkidenin erkek organlarından kopan çiçek tozları böceğin başına yapışır. Daha sonra başka bir orkideye gittiğinde çiçek tozlarını o çiçeğin tepeciğine bulaştırır.
Kahkahaçiçeği ve petunya gibi çiçekleri huniye benzeyen bazı bitkilerde balözü çiçeklerin dibinde yani ulaşılması oldukça zor bir yerde bulunmaktadır. Bu tip çiçeklerden ancak kelebekler gibi uzun, borumsu dilleri bulunan böcekler balözü alabilir ve böylelikle tozlaşmaya yardımcı olabilir.
Yarasa ve kuşlarda tozlaşmaya yardımcı olan diğer hayvanlardır. Örneğin mineağacı ve çingülü çiçeklerinden beslenen kolibriler gagalarına ve başlarına bulaşan çiçek tozlarını bir çiçekten diğer bir çiçeğe aktarırlar. Böylece tozlaşma sağlanmış olur.