Truman doktrini nedir?
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye ekonomisi iki sorunla karşı karşıya kalmıştır. Bir taraftan savaş sırasında yükselmiş gıda maddeleri ve hammadde fiyatları yavaş yavaş normalde döndüğünden dolayı bu maddeleri ihraç eden Türkiye’nin gelirlerinde bir azalma olurken; diğer taraftan da Sovyet tehdidinden dolayı ordusunu terhis edememesi büyük bir ekonomik yük getirmiştir.
Türkiye, bu tehdit nedeniyle elinde bulunan 245 Milyon $’lık altın ve döviz stokunu da Sovyetlerle savaş ihtimalini düşünerek kullanmıyordu. Bu ekonomik sıkıntılar nedeniyle Türkiye dış kredilerden faydalanma yoluna seçmeye mecbur kalıyordu. Türkiye, ABD’den 300 Milyon $’lık kredi istedi. Ancak Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’nin bu isteğine olumsuz cevap verdi. Bundan 1 yıl sonra, 1946 yılının Ekim ayında ABD, Türkiye’ye 5 yıl vadeli ve %4 faizli 25-50 Milyon $’lık bir kredi açıldığını bildirdi. Ancak bu miktar, Türkiye’nin istediğinden çok az olduğu gibi, Türkiye’nin ekonomik sorunlarını gidermekten de çok uzaktı. Bu sıralarda İngiltere Türkiye ve Yunanistan’a vermekte olduğu ekonomik ve askeri yardımı artık veremeyeceğini ABD’ye bildirdi. İngiltere, II. Dünya Savaşı’na kadar süren dünya siyaset sahnesindeki rolünü ABD’ne bırakmıştır.
İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri Yunanistan’daki iç savaş ve karışıklıktan sonra aşırı solcu bir iktidarın işbaşına gelmesi ve böylece Sovyet etki alanının içine Yunanistan’ı da alacak bir biçimde güneye doğru genişlemesi endişesi taşıyorlardı. Başkan Truman’a göre, Sovyetler Birliği Yunanistan’dan sonra Türkiye’yi de denetimi altına alacak olursa, ABD ve Batı Avrupa için hayati öneme sahip olan Orta Doğu, Sovyetlerin etki alanı içine girebilirdi. Bu nedenle ABD Başkanı, Türkiye-ABD İlişkilerinde Truman İngiltere’nin 1 Nisan 1947 tarihinde Türkiye ve Yunanistan’a vermeyi keseceği yardımın Amerika Birleşik Devletleri tarafından verilmesi yönünde karar aldı.
ABD ‘nin Türkiye ve Yunanistan’a yardım edebilmesi için Kongre’yi ikna etmesi gereken Başkan Truman, 12 Mart 1947 tarihinde Kongre’de bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında Truman, Amerikan Hükümeti’nin Yunanistan Hükümeti’nden acil bir ekonomik yardım çağrısı aldığını, Yunanistan’daki Amerikan Ekonomik Misyonu ve ABD Büyükelçisi’nin raporlarından “Yunanistan’ın özgür bir ülke olarak kalabilmesi için yardımın gerekli olduğunun” anlaşıldığını, Yunanistan’ın varlığının komünistler tarafından yönetilen birkaç bin silahlı kişi tarafından tehdit edildiğini, Yunanistan Hükümeti’nin bu durumla baş edemediğini, Yunan ordusunun küçük ve zayıf olduğunu, bu yüzden kendi kendine yeten ve kendi kendine saygısı olan bir demokrasi olabilmesi için Yunanistan’a yardım yapılması gerektiğini söylemiştir. Truman, Türkiye’nin ABD ve Batı dünyası için büyük taşıdığının altını çizmiştir. Truman’a göre, “Bağımsız ve ekonomik açından istikrarlı bir devlet olarak Türkiye’nin geleceği dünyanın özgürlük sever halkları için, Yunanistan’ın geleceğinden daha az önem taşımamaktaydı.”
Sovyetler’in güneye doğru yayılması ihtimali Truman doktrinini hızlandırmıştır. Yunanistan’da komünist gerillalar ile zayıf merkezi hükümet arasında devam eden iç savaş, Truman Doktrini’nin ilan edilmesini hızlandırmıştır. Ayrıca Sovyetler Birliği’nin, Türkiye’den Sarıkamış, Kars, Ardahan ve Artvin vilayetlerini ve İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında askeri üsler kurmak istemesi ve bu amaçla Türkiye’ye baskı yapması, diğer hızlandırıcı nedendir.
Başkan Truman, 12 Mart 1947’deki konuşmasında Kongre’den 3 istekte bulundu. Bu istekler:
1. Türkiye ve Yunanistan’a yardım amacıyla 30 Haziran 1948 tarihine kadar geçerli olmak şartıyla 400 milyon $ bütçe,
2. Yunanistan ve Türkiye’ye sivil ve askeri Amerikan personelinin gönderilmesi,
3. Seçilecek Türk ve Yunan personelin Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitilmesiydi.
Başkan Truman’ın konuşmasından sonra, yardımlar konusu Amerikan Kongresi’nde tartışıldı. ABD, bu doktrin ile İngiltere’nin Orta Doğu’daki mirasçısı haline geliyor ve elle tutulur hiçbir çıkarı yokken Yunanistan ve Türkiye’nin savunmasını üstleniyordu. Diğer taraftan Türkiye ve Yunanistan’ın demokratik değil otokratik rejimlerle yönetildiğini ve yardımın bu rejimleri güçlendireceğini belirten bazı Kongre üyeleri de, savaşın ardından gereksiz yere dışarıya para akıtılmasına karşı çıkmışlardır. Truman’ın istekleri 2 ay boyunca Kongre’de tartışıldı. Tartışmalar sonunda Başkan’a Türkiye ve Yunanistan’a askeri uzmanlar gönderme ve bu iki ülkeye yardım yapılabilmesi için 400 Milyon $ (300 Milyon $ Yunanistan, 100 Milyon $ Türkiye için) kullanabilme yetkisi verildi. Teklif, 22 Nisan 1947 tarihinde 388Senato’da 23’e karşı 67 oyla, 9 Mayıs 1947’de de Temsilciler Meclisi’nde 107’ye karşı 287 kabul edildi Bu doktrin, 22 Mayıs 1947 tarihinde Başkan Truman’ın onayıyla yürürlüğe girdi.
Doktrin, ABD Başkanı’na Türkiye ve Yunanistan’a mali yardım yanında malzeme, hizmet ve bilgi yardımı da yapma, bu arada askeri ve teknik uzmanlar gönderme yetkisini vermiş ve bunun için 400 Milyon $’lık bir tahsilat ayırmıştır. Ancak yapılacak olan yardım Amerikan Başkanı’nın bilgisi ve onayı olmadan Türkiye ve Yunanistan tarafından yardımın amaçları dışında kullanılamayacaktı. Yardımın başlaması için gerekli olan antlaşma ise, Türkiye ile ABD arasında, 12 Temmuz 1947 tarihinde Ankara’da imzalandı.
Truman Doktrini ile Yunan İç Savaşı’nın seyri değişmiştir. Merkezi hükümet komünistleri yenmeyi başarmıştır. Türkiye Sovyetler’e karşı kendini daha rahat hissetmiştir.