Tulumbacılar nedir?

Osmanlı Devleti zamanında İstanbul’da yangın söndürme görevini yerine getiren kişilerdir. Tulumba 17. asırda sadece gemilere dolmuş olan suyu boşaltmak için kullanılmış olan bir araçtır. Bunun yangın söndürmek için geliştirilmiş olan biçimi 18. asrın başlarında İstanbul’a getirilmiştir.
tulumbacilar-300x218
Tulumbayı İstanbul’a getiren kişi 1715 yılında İstanbul’a kabul ederek Gerçek Davud ismini alan bir Fransız’dı. O zamanlarda Lale Devri’ni yaşamakta olan Osmanlı Devleti’nin yeniliklere açık olan sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Gerçek Davud’un tavsiyesine uyarak Yeniçeri Ocağı’na bağlı bir tulumbacı ocağı kurulmasını karalaştırılmıştır. 1720 yılında etkinliğe başlayan ocakta 50 tulumbacı görevlendirilmiştir. Gerçek Davud 1734 yılında ölene kadar tulumbacıbaşı olarak kalmıştır. Bu süre içinde ocakta görevli tulumbacı sayısı 150’ye çıktı. Ayrıca yangın sırasında tulumbalara su yetiştirecek sakalar da görevlendirilmiştir. Sonraları da Topçu Ocağı, Top Arabacıları Ocağı ve Cebeci Ocağı ile Tersane’de ayrı ayrı tulumbacı ocakları kurulmuştur. Topkapı Sarayı’nda da bostancıbaşıya bağlı ayrı bir Tulumbacı ocağı vardır.

18. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’un hemen hemen her semtinde küçük bir tulumbacı grubu görev yapıyordur. Bu küçük gruplar küçük yangınlara hemen koşuyorlar, yangının büyümesi durumunda çevredeki öbür tulumbacılardan ve Tulumbacı Ocağı’ndan yardım istiyorlardır. Yangınları haber vermek için de bu dönemde Beyazıt’taki Ağa kapısı kulesi ile Galata Kulesi’nden yararlanıyorlardır.

Tulumbacı Ocağı 1826 yılında Yeniçeri Ocağı ile birlikte tamamen kaldırılmıştır. Ama yangın söndürme işi örgütlü bir çabayı gerektirdiğinden, 1827 yılında Asakir¬-i Mansure-i Muhammediye adı ile kurulmuş olan yeni ordu içinde aynı görevi yerine getirmek için tulumbacı taburların oluşturulduğu görülmektedir. Merkezi Beyazıt’taki Seraskerlikte bulunan bu örgüt mahalle tulumbacılarına yardımcı olacak büyük yangınlara da doğrudan müdahele edecektir. Tulumbacı örgütü 1846 yıllında İstanbul’un güvenliğini sağlamak amacı ile kurulmuş olan Zaptiye Müşiriyeti’ ne bağlanmıştır. 1868 yılında da belediye örgütünün yaygınlaşması ile bu görev bütün anlamıyla Şehremaneti’ne devredilmiştir. Ama belediye tulumbacıları pek başarılı olamadıklarından dolayı 1874 yılında yangın söndürme işi yeniden askeri biçimde örgütlenmiş olarak ilk modern itfaiye örgütü kurulmuştur. Üç taburluk bir alay durumuna getirilen tulumbacılar Beyazıt, Taksim, Tersane ve Selimiye kışlalarına yerleştirilmiştir. 1923 yılında yani Cumhuriyet döneminde ise bu örgütün yerine, belediyeye bağlı İtfaiye Müdürlüğü kurulmuştur.

Mahalle tulumbacıları 19. Yüzyılda da gönüllü olarak varlıklarını sürdürdüler ve İstanbul’un yaşamında canlı izler bırakmışlar. Tulumbacılığın 1868 yılında belediyeye geçmesi ile mahalle sandığı adıyla yeniden örgütlenen bu tulumbacılar arasında her yaştan, her sınıftan insan vardır. Mahalle halkının parasal yardımı ile yaşayan bu örgüt için belirli bir yer de ayrılmıştır. Bekar tulumbacıların geceleri de kaldığı bu yer bazen bir kahvehaneyle iç içedir. Bu kahvehanelerde sazla birlikte destanlar, maniler, muammalar, beyitler okunup eğlenilmiştir. Tulumbacılık bir çeşit spor sayıldığından mahalleler ve semtler arasında yarışlar da düzenlenmiştir.

Bir Cevap Yazın